ATATÜRK VE CUMHURİYET
Söylenenler ve yapılanlar karşısında utandım.
Atatürk; kasası boşalmış bir devletin, halkın elindekileri hanedan uğruna sarf etmiş, köylüyü-çiftçiyi yokluğa ve yoksulluğa terk etmiş bir Osmanlı padişahlığından kurtararak millet ile birlik olmayı, giriştiği savaşı kazanarak geleceğin Türkiye Cumhuriyetini kurmayı başarmış bir önderdir.
Onun devrimlerini “İçerde frak giyip, şampanya ile Cumhuriyet bayramı kutlaması yaparken dışarda insanlar, aç ve sefil geziyorlardı” diyerek eleştirmek olsa-olsa abesle iştigaldir.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, Türk lirası dolar karşısında eşitti ve sıfırlar atılmamıştı. Devlet başkanları ise yeni kurulan Cumhuriyetle iş yapabilmek, anlaşmalar imzalamak, Anadolu’nun zenginliklerinden yararlanmak için Atatürk’ün ayağına geliyorlar, anlaşmalar teklif ediyorlardı. Atatürk, ülke-ülke gezmiyordu.
Buna rağmen, hiçbir mandaya dahil olmayı kabul etmeyerek vicdanı hür, fikri hür insanların yaşayacağı bir ülke yaratmayı hedeflediği ne çabuk unutulmuştur? Bugün güneydeki pek çok koylara, kumsallara turistik tesis adı ile el koyan yabancılara o yıllarda bir karış vatan toprağı bile satılmamıştır. Ekonomik kaynaklarımızı işleten bütün yabancı şirketlerin tasfiye edildiğini de unutmuşuz. O yılları ve aydınlığa yürüdüğümüz günleri aşağılamak olsa-olsa cehaletin eseridir.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra, ülkede hak iddia ederek kendi çıkarlarını düşünen silah arkadaşlarını bile tasfiye ve sürgün eden, yerine veliaht kalmasın diye çocuk sahibi olmayan bir liderden bahsederken biraz tarih bilgisi ve izan lazımdır.
Batı medeniyetini örnek alan ve doğu medeniyetlerinin dinci, baskıcı, bendeci tutumunu reddeden, taassup anlayışına sırtını çeviren, Osmanlının birikmiş dış borçlarını faizi ile ödeyen, Müslümanlığı yasaklamayan, insanların İslam dinini daha iyi anlaması için kutsal kitabımızı Türk diline çevirten bir insandan bahsediyorsunuz.
Küçümsediğiniz, o günün kol ve beden gücüne dayanan teknolojisi ile tüneller açan, ray döşeyen, Adapazarı fabrikalarında şimendifer yapan, bu topraklarda ekin bitmez diyenlere traktör tepesine çıkarak ders veren, Arapça harfleri kaldırarak Latin alfabesini öğreten, kadınları kaç-göç ’ten, kölelikten dört karıdan birisi olmaktan kurtaran bir düşünce ve eylem adamından bahsediyorsunuz.
Bugün T.C. leri kaldırmaya, onun devrimlerini unutturmaya çalışan, onlara yandaşlık ederek tebaa toplumunu, bende anlayışını, biat kültürünü geri getirmeye çalışanlar unutmamalıdır ki, önümüzde Atatürk gibi bir örnek olduğu sürece “Takiye” kültürü tutmayacaktır. Millet kendisini kimin kandırdığını, kimin davranışı ile sözlerinin farklı olduğunu zaman içinde daha iyi görecektir.
Gerçekten Atatürk’ü anlayanlar, Cumhuriyet sevdalısı olanlar, Demokrasi aşığı olanlar bugün dünden daha fazla çalışmak zorunda olduklarını anlayacaklardır.
Sevgili Atatürk; senin işaret ettiğin her şeyin bekçisi, savunucusu ve yazarı olmaya devam edeceğiz. Bizler sana minnettarız.
Ruhun şad olsun…
Taner Tümerdirim
