ARTIK SORMAYIN

ABONE OL
11:46 - 20/08/2022 11:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Misafir işçi tarihi Almanya’da altmış yılını doldurmak üzere. Tek amaç çalışmak, biraz para biriktirip geri dönmek iken, zamanla ve alınan siyasal kararlarla değişime uğradı.

Seksen yıllarında kalma kararıyla kesinleşti, Türkiye Devleti vatandaşlık konusunda kolaylık gösterince, Alman vatandaşlığına geçme dönemi başladı. Diğer Batı Avrupa ülkelerinde de tarih aynı.

Bugün dördüncü nesil okullarda öğrenci. Bilhassa üçüncü nesil ırkçılığa karşı sesini Almanca çıkarmaya başladı.

En aşağıda zor ve sağlığa zararlı işlerde çalışan, sesi soluğu çıkmayan birinci nesil adına da konuşuyorlar, yazıyorlar. Bu neslin çocuklarını okuttuğum için yakından tanıyorum, yazdıklarına çok seviniyorum.

Ferda Ataman adını duymuştum, ama Federal Almanya İçişleri Bakanı, Uyum Toplantısına o gelirse ben gelmem, onunla aynı masada oturmam, deyince dikkatimi daha da çekti.

Hört auf zu fragen, ich bin von hier, Sormayı Bırakın Artık, Ben Buralıyım, başlığıyla çevrilebilecek kitabını okudukça rahatladım. Tarihi deşiyor, ilk nesilden başlayarak içimizde biriken sorunları dışa vuruyor.

Alman basın ve medyasına nokta koyar gibi bir ortam yarattı. Derin nefes alalım, İslâm ve Türklerden başka, şimdilik tartışmalarda AB Parlamento seçimlerine yönelik konular işleniyor.

Nereden geliyorsun, sorusuna ilçemin adını söyledikten sonra, gerçekten nereden geldiğimi soran Almanlara artık rahatlıkla Ay’dan veya Mars’dan geldiğimi söylüyorum.

İyi Almanca konuşuyorsun, görünüşün de modern, hiç Türk’e benzemiyorsun diyenlere, sen de diğer Almanlara benzemiyorsun, diye cevap veriyorum.

En iyi öğretmen, öğrencilerinden öğrenen öğretmendir prensibim. Bu nedenle ikinci ve üçüncü neslin Almanca yazdıkları kitapları

dikkatle takip ediyorum. Onlar o mantalitenin, kültürün içinde büyüdükleri, tahsil yaptıkları için çoğunluk toplumun dilinde isabetli cevap veriyorlar.

Ayrıca ilk neslin çoğu, ikinci neslin bir kısmı sadece Türkiye siyasetiyle ilgileniyor. Buna siyaset de denmez. Politika siyah beyaz olmaz. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde çeşitli renkte olur. Ülkenin çıkarı konusunda bütün partiler birleşir.

Ferda gibi ikinci üçüncü nesil DUR Türk Toplumu BİZ de varız, neden bizim geleceğimize emek vermiyorsunuz, diyerek hatırlatıyorlar.

Aslında hem Türk toplumuna hem de çoğunluk Alman toplumuna yol gösteriyorlar.

Misafir işçiler size değil, siz misafir işçilere minnettar olacaksınız. Misafir tuvalet silmez, sokakları temizlemez.

Savaştan sonra ülkeyi birlikte kalkındıran bu işçilerin çocuk ve torunlarına hakkı adaletli paylaşın. Ev, iş bulmada artık sorun çıkarmayın. Seçim kampanyalarında onları yem olarak kullanmayın.

Sorun uyumda değil, uyumu sorun yapanlarda. Bize de yer açın, her alanda aranıza alın, şef idareci işlerinde de diyor

Ferda Ataman. Biz uyum sağladık, şimdi sıra sizde.

Kana bağlı vatandaşlık kanunen kalktı, uzun yıllar Almanya’da yaşayan ve bu ülkede doğan çocuklara vatandaşlık veriliyor. Fakat zihinlerde bunu değiştirmek çok zor. Veraset gibi göçmenlik çocuk ve torunlara geçmemesi gerek. Sadece birinci nesil göçtü, diğer nesillerin kökeni burada.

Burada doğan büyüyen, okula giden, meslek sahibi olan ve elbette Alman anayasasına bağlı herkes Alman vatandaşıdır. Ortak vatandaşlık kimliğinde birleştirici kelimelerle hitap etmeli.

Bir şahsın adından anlaşılır, bir de Türk kökenli veya aslı diyerek, bizden değil kavramı ayrımcılığa sebep oluyor. Ağacın kökleri var, insanın ayak ve bacakları var.

Kimlik ve kimlik tanımlama sorunlarını ele alan ve çözüm önerileri sunan Ferda Ataman, çeşitli Alman gazetelerinde serbest gazeteci olarak çalışıyor. Göç ve uyum konularında yazıyor. Bu konularla ilgili çalışan derneklerle çalışıyor. Irkçılığa, ayrımcılığa karşı aktif rol alıyor.

Seksen milyon Alman nüfusunun yirmi milyonu atalarının göçmenlik tarihi var. Gruplar ayrı ayrı değil de bu yirmi milyon birlikte hareket ederse yeni bir kaynaşma Avrupa Birliğini barışa götüren yol olacaktır.

Aşırı sağcı partilere karşı, direnme hakkını korumak demokrasiyi korumak demektir. İnsan hakları, basın ve ifade özgürlüğü, eşit paylaşım demokrasinin temel prensibidir.

Almanya’da ve tüm Avrupa’da yaşayan Türk toplumu kendine gelmelidir. Çocuk ve torunlarımızın geleceği bu kıtadadır. Bu ilk nesle veda borcudur.

Ayak Avrupa’da, beyin Türkiye’de yaşamak çocuk ve torunlarımıza yapılacak en büyük haksızlıktır. Türk derneklerine burada, Avrupa’da yaşadığımızı hatırlatmak için katılıyorum, Ferda bana buna devam etmem gerektiğine inandırdı.

Elbette Türkiye’de gelişmeler yurtdışı Türkleri yakından ilgilendirir. Fakat yaşadığımız toplumda kaçırdığımız fırsatları ilerde telâfi etmek zor olacaktır. Isınan demir zamanında dövülmezse şans kaçırılmış olur. Türkiye için sık sık sokağa çıkanlar, Avrupa’daki çocuk ve torunların geleceği, hakları için de çıkmalıdır.

Teşekkür ederek başarılar diliyorum. Ferda Ataman, kırkında en verimli zaman önünde, yola devam.

Hoşça ve okuyarak kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

Mutlaka okunması gereken bu kitap:

Ferda Ataman, Hört auf zu fragen, ICH BIN VON HIER,

S.Fischer Verlag, Frankfurt a.M. 2019

ISBN: 978-3-10-397460-7

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.