ARTIK ONUN İÇİN ÇOK GEÇ!!!

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ARTIK ONUN İÇİN ÇOK GEÇ!!!

 
 
O anlatılanı şimdi anladı; evet, belki dünyada yaşarken de anlamıştı, belki dünyadayken anlatılanla ilgilenmedi, bilmedi ya da bildi de umursamadı veya inanmadı ama şimdi, yani o toprağın altına girince anladı, tıpkı hatasını, yanlışını da anladığı gibi ve pişman oldu ama artık onun için çok geç. Yapabileceği bir şey de yok, geri dönerek telafi imkanı yok, özür dilemek için de çok geç, pişman olmak için de!..
 
Bizim de onun için yapabileceğimiz bir şey yok artık, hiçbir şekilde yardım edebilmemiz de mümkün değil!..
 
Anlatmanın, hatırlatmanın da bir yararı yok artık ona!.. Üstelik, duyamaz da bizi.
 
Sadece kendimize yararı var, çünkü Kitap ölülere değil, dirilere gönderildi. Ölülerin değil, dirilerin uyması istendi, anlatılanların ölülere değil, dirilere var yararı. Ölülerin değil, dirilerin yoluna ışık!..
 
Üstelik o Kitap, yani Kuran, OKU diye başlıyor; insan bir şeyi neden okur? Öğrenmek, bilgilenmek için değil mi? Ölenlerin artık öğrenmeye ve bilmeye ihtiyacı var mı, yarar sağlar mı onlara iletmeye çalıştığımız bu bilgiler? Şüphesiz ki hayır.  Peki kime yarar sağlar, kimin bilmeye ve öğrenmeye gereksinimi var, tabii ki bizim, yani henüz hayatta olanların. O halde, Kuranı da, Kurandaki Yasin suresini de, özel günlerde ve mezarlıklarda, üstelik bilmediğimiz, anlamadığımız bir dille, ölmüşlerimiz için okumamızın da, ne onlara, ne de bize hiçbir yararı yok. Boşa zaman kaybı sadece!..
 
Tabii ki ölmüşlerimizi yâd etmeyelim demiyorum, onların dünyayla ve bizimle olduğu gibi, bizim de onlarla alıp vereceğimiz kalmamış değil, onlara görevlerimiz yok değil. Pek tabii ki dua edeceğiz arkalarından, pek tabii ki affedilmelerini isteyeceğiz Allahtan ama bunları bildiğimiz anladığımız dilde, ne dediğimizi, ne istediğimizi bilerek ve kalben yapacağız…
 
Kim bilir, kabirleri başında anlamaksızın, aslında bize hitap eden sureleri, ayetleri onlara okurken, o ayetlerde dile gelen, dünyaya dair önerilerde bulunurken, bazen de geçmişteki tarihsel vakaları anlatırken, bazen de, bilimsel ip uçları verirken, dünyadayken bu uyarılara kulak asmadıkları için, için nasıl büyük bir pişmanlıkla kıvranıyor, diğer yandan da nasıl da gülüyorlardır bize, nasıl da suçluyorlardır ahmaklıkla, idraksizlikle, düşüncesizlikle ve de nasıl alay ediyorlardır cehaletimizle!..
 
Bu konuda pek çok hadis ve rivayet var, Peygamberimiz de son nefesini vermekte olanların başında okumuş Yasin suresini, ölüye ferahlık vereceğini ve okunmasını önermiş, sen Peygamberin bu söz ve davranışına nasıl karşı çıkarsın diyenler olacaktır. Hatta hakaret edenler, küfreden, tehdit edenler bile olacaktır ama bunları yapmadan önce, düşünmelerini isterim. Neden yapardı bunu Peygamberimiz, neden önerirdi?
 
Canını teslim etmekte olanın yanında da, cenaze törenlerinde de, kabri başında da, ölümü ve dünyanın hiçliğini daha bir görür, daha bir hissederiz. Dünyanın kimseye baki olmadığını, hepimizin bir gün o toprağın altına gireceğimizi ve hesap vereceğimizi hatırlarız, koparız o an dünyadan ve ebedi dünyayı düşünmeye başlarız!.. O ana kadarki yaşamımızın muhasebesini yapar, bazen de, özeleştiriyle suçluluk duygusuna kapılırız. O nedenle ki hatırlamanın ve hatırlatmanın tam yeridir, tam sırasıdır!.. O nedenledir ki Peygamberimiz de, okumuş ve okunmasını önermiştir. Hiç değilse, bu vesileyle hatırlasınlar, düşünsünler ve ona göre düzenlesinler kalan yaşamlarını!..
 
Ölmekte olana huzur verişi de, Kitaptaki önerilere uygun yaşamışsa, bildirilen müjde nedeniyledir. Uygun yaşamamışsa, büyük bir pişmanlıkla üzülse de, hiç değilse, yakınlarım, öğrendi ya da bilgileri tazelendi, benim şu halimden ibret alışla da, hiç değilse, onlar benim düştüğüm hataya düşmez, onlar daha önlerinde fırsat varken kendilerini kurtarabilirler diye düşünmesindendir. Bu gerçeği sadece Allah bilmektedir muhakkak ki. Bu bahsettiklerim sadece benim sanım tabii ki…
 
Kuranı okuyanlar, okuyup da anlayanlar görmektedir kime hitap ettiğini. Hiç okumamış ve ne dediğinden haberdar olmayanlar için, burada, tüm sureleri tek tek yazmam mümkün değil;  daha ziyade okunur olduğundan, sadece Yasin suresinden bazı ayetleri listeleyeceğim ki bilmeyenler de görebilsin, bilebilsin, hitabın kime olduğunu ve artık ölüye hiçbir yararı olmadığını. Sanımda haklı olduğumu da…
 
 7. Ayet: Ant olsun ki onların çoğunun üzerine azap sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler.
 
10. Ayet: Onları korkutsan da, korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.
 
12. Ayet: Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir “imam-ı mübin”de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tespit etmişizdir.
 
22. Ayet: “Bana ne oluyor da, kulluk etmeyecekmişim beni yaratana?”  Hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.
 
23. Ayet: “Hiç ben O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar.”
 
30. Ayet: Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
 
31. Ayet: Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar.
 
 32. Ayet: Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir.
 
 33. Ayet: Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
 
 34. Ayet: Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.
 
 35. Ayet: (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?
 
37. Ayet: Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar.
 
 38. Ayet: Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir.
 
 39. Ayet: Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür.
 
 40. Ayet: Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzer.
 
 41. Ayet: Onlar için bir delil de, bizim onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.
 
 42. Ayet: Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.
 
46. Ayet: kendilerine Rablerinin ayetlerinden herhangi bir ayet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.
 
 47. Ayet:  Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın” dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: “Allah’ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?” dediler.
 
52. Ayet: Onlar: “Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahman’ın vaat buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler” derler.
 
 54. Ayet: Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
 
60. ve 61. Ayet: Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size ant vermedim mi?” (buyurulacak)
 
 62. Ayet: Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?
 
 63. Ayet: İşte bu size vaat edilen cehennemdir.
 
 64. Ayet: Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz için.
 
 65. Ayet: Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.
 
 68. Ayet: Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
 
69. Ayet: Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da… O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
 
 70. Ayet: (Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azap sözünün hak olması içindir.
 
 71. Ayet: Şunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar.
 
 72. Ayet: Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
 
 73. Ayet: Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
 
 74. Ayet: Onlar, Allah’tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım olunacaklar.
 
 75. Ayet: Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir.
 
 76. Ayet: O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
 
 77. Ayet: İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?
 
 78. Ayet: Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: “Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?” dedi.
 
 79. Ayet: De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.”
 
 80. Ayet: Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O’dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.
 
 81. Ayet: Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.
 
 82. Ayet: O’nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.
 
 83. Ayet: O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O’na döndürüleceksiniz.
…….
 
Ne dersiniz?
 
Sizce, bu ayetler ölülere mi hitap etmektedir, dirilere mi?!!

 
Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.