ARADAKİ İNCE ÇİZGİ: TÜRK- ALMAN

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya genelinde Türk-Alman ile başlayan sivil toplum örgütleri sayısı her geçen gün artıyor. Aynı şekilde Türk-Alman ile başlayan sivil toplum örgütlerinin üye oranları her geçen gün hızla düşüyor. 50 yıllık zaman içerisinde biz Alman örgütlerinin içerisinde ne kadar yer alabildik? Bizim kurduğumuz Türk-Alman ile başlayan örgütlenmelerin içerisine Almanları ne kadar katabildik?

Alman örgütlerine gidenler ”Türklüğünü unuttu”. Türk örgütlerine gelenler ”Almanlığını unuttu”. Burada unutmalardan kastım örgütlenmelerin geldiği aşamadır. Daha açıkçası, ya biz ”Almanlaştık” ya Almanlar ”Türkleşti”. Değerlerimizi harmanlayarak birlik te çalışma gerçekleştiremedik.

Bunun cevabı 50 yıllık sürecin geldiği yerdir. İsim olarak öne çıkan kuruluşları değerlendirelim. TD-IHK, (Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası) ATIAD, (Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği) UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) Benzer birçok örgüt sıralayabiliriz.

Bu örgütlerin temsilcileri çocuklarını bu sivil toplum örgütlerine üye yapabiliyorlar mı?.
Din ve inanç kurumlarında aynı sıkıntılar var. Aile büyükleri küçük yaşta çocuklarını kendi gittikleri faaliyetlere katabiliyorlar. Bu faaliyetlere çocuklarını ‘zorla’ götüren aileler de var. Çocuklar belirli bir yaştan sonra o alanlardan kopuyorlar. Benim bu tespitime burun bükenler olabilir. Yukarıda isimlerini verdiğim kuruluşlara bakınız. Bırakınız üyeleri, kaç yönetici oğlu kızı ile aynı çatı altında faaliyet sürdürüyor. Toplantılarına kaç genç iştirak ediyor?
Ben iddia ediyorum, birçok yönetici’ de gösteriş için orada. Konumları yönetim düzeyinde değişenlerin kaç tanesi aynı yerde durabiliyor.
İster kabul ediniz, isterseniz etmeyiniz. İster beğeniniz, isterseniz beğenmeyiniz. Bu iş artık omuz vermekle ilerlemiyor. Buradan ders çıkararak yeni örgütlenme modelleri çıkaramayanlar ne konuşmak için kürsü, nede dinletmek için üye bulamayacaklar.

İsimler örgütlerin önünde
Şu konuda samimi olmak gerek. Kemal Şahin ayrıldı TD-IHK’nın, Faruk Şen ayrıldı TAM’nın, Remzi Kaplan bir zaman ayrı kaldı TDU’nun Türk ve Alman kamuoyunda popilitesi kalmadı. Bu cümleyi şu an görev yapanlar başarısız anlamında kullanmıyorum. Bu şahısların Türk ve Alman kamuoyunda isimleri kurumların önüne geçerek medyatik olmuşlar. Buralarda taşlar oynandı mı rubik küpünde doğru kareyi bulamayız.
Kamuoyunca tanınıyor olmalarından dolayı örnek vereceğim. Elbette burada yanlış olan çocuklar ve babaları değiller. Kemal Şahin’in, Remzi Kaplan’ın, Mustafa Baklan’ın, Mustafa Duran’ın… Bu örnekler çoğaltıla bilir üç- beş dil bilen çocukları babalarının işlerini aldılar. Babalarının üyesi bulundukları alanlarda neden yer almıyorlar?

Neden!
-Bu günün Almanya’sını babaları gibi düşünmüyor olabilirler mi?
-IHK ihtiyaçlarına cevap veriyor olabilir mi?
-İşçi göçünün 50. yılda Türk-Alman diye başlayan örgütlenmelere artık gerek yok mu demek istiyorlar?
-İşçisi, işvereni, memuru, öğrencisi kendi alanlarında Alman örgütleri içerisinde yer alınması gerektiğini mi söylüyorlar?
Kendilerini ”Elma”, Almanları ”Armut” görerek aynı sepete girenler buradan lobicilik çıkar hevesine kapılmasınlar.
Kendilerini ”Elma”, Almanları ”Armut” görerek sivil toplu örgütlenmesi yapılamayacağını bilmeliler.

Biz olunmalı…

Hadi hayırlısı

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.