ANT İÇME

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ANT İÇME


1982 Anayasası’nın 81. Maddesi şöyledir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimler sonucunda yeni seçilen 550 milletvekili de ant içerek göreve başladılar. Daha önce namusu ve şerefi üzerine ant içerek, yukarıdaki metindeki sözleri yerine getirmeyen birçok milletvekili görüldü. Bunun gibi sözlerini yerine getirmeyen cumhurbaşkanları da görüldü. Namusu ve şerefi ile sorunları olan insanlara, bu şekilde ant içirmek inandırıcılığı yitirdiği gibi, milletin de motivasyonunu yıkmaktadır. Hatta toplumu kendi kendisine yabancılaştırmaktadır. Zaman, yeni seçilen milletvekilleri hakkında neler gösterecek, hep birlikte göreceğiz. Belki böyle milletvekillerine verdikleri oydan rahatsızlık duyacak, belki de pişman olacak seçmenler görülecektir.

23 Haziran 2015 tarihinde yapılan ant içme töreninde HDP’li milletvekillerinin, İstiklal Marşını okumadıkları görülmüştür. Bazı çevreler bunu TBMM’ye saygısızlık olarak yorumlamışlardır. Çoluk çocuk demeden binlerce masum insanı öldüren, ulusal değerlerimizi yakıp, yıkarak, insanlarımızı anasız, babasız, evlatsız, eşsiz bırakarak tüm ülkeye saygısızlık yapanların elçileri, TBMM’ye saygısızlık yapsa ne fark eder?

Yapılan bu seçimlerde HDP’den 2, AKP’den 19 olmak üzere 21 türbanlı milletvekili TBMM’ye girmiştir. Türban ile başörtüsünü birbirine karıştıranlar için, laik devletle hesaplaşanlar için, Atatürk ilke ve devrimlerinden payını alamamışlar için bu bir zafer sayılabilir. Ama bunların geçici olduğu da unutulmamalıdır.

Çok büyük sorunlarla boğuşan ülkemizde siyasi kriz yaşanmaktadır. Ekonomik kriz her an beklenmektedir. Ülkemiz bölünmenin, parçalanmanın eşiğine getirilmiştir, emperyalist güçlerin baskısıyla yeniden Sevr haritası dayatılmaktadır. Bütün bu sorunlara karşı şiddetle gereksinim duyulan hareket şudur; demokratik kitle örgütleri ile birlikte bir siyasi parti kitlesel bir eylem planlamalı ve bu eylemi yönetmelidir.

Toplumsal savaşımda, her türlü başarı örgütlü toplumlarla kazanılır. Örgütsüz toplumların hiçbir başarısı görülmemiştir. Toplumu örgütlemek ise bilinçli aydınların görevidir. Bilinçli aydınların önce kendilerini, sonra toplumu örgütleyerek mücadeleye başlamaları gerekir. Milletvekili andında bulunan sözlerin dışına çıkanlara karşı toplumun eylem yapması için bilinçli aydınlara büyük sorumluluklar düşmektedir. Umutsuzluğa kapılmadan, ümidimizi yitirmeden tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı ilkesinde mücadelemizi sürdürmek azim ve kararlılığında olanlar, aydınlığa en yakın insanlardır..

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.