ANLAMIYOR İNSANIMIZ

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Uzmanlar eski ya da yeni, normalleşmeden söz etmemeli bence.

Hatta normal sözcüğünü hiç kullanmamalı.

Anlamıyor insanımız yeni de denilse.

Zaten çok mecbur olmadıkça çıkmazdım evden, hele de bu virüs nedeniyle iyice erteledim çıkışlarımı.

Yine günler sonra bugün, mecburen alışveriş için çıktım ve şaşkınlık içinde kaldım…

Ürktüm ve korktum da gelecek günler için…

Sanırım bu normalleşmeden kastın, tamamen normale dönmek olduğunu sanıyorlar, tehlike bitti, hiçbir sorun kalmadı sanıyorlar. Haber de dinlemiyorlar galiba veya umursamıyorlar ki çok az kişide maske var, onların da yarısının maskesi çenelerinin altında, kollarında, bileklerinde… Ne anlamı ya da yararı varsa?!

Marketlerde insanın burnunun dibine dibine giriyorlar, çoğu da maskesiz. Kafeler, kebapçılar, pastaneler tıklım tıklım, insanlar birbirinin ağzının içine girecek neredeyse ve de maskesiz. Garsonların da pek çoğunda maske yok, olanların sözde maskeleri var ama çoğunun çenelerinin altında ya da burunları açıkta…

Kuaförlerin de gördüklerimde mesafe yok, içerisi müşteri dolu, yan yana ve ne kuaförde ne de müşterilerde maske yok, çaylar kahveler içilmekte…

Yolda karşılaşanlar, sanki duyulmazmış gibi, mesafesiz ve maskelerini indirerek konuşmaktalar…

Akın akın da denizden gelenler vardı, dipdibe ve de yine maskesiz hepsi…

Asansörlere maskesiz ve kalabalık binilmemesi uyarılıyor sürekli ama uyan sadece birkaç kişi. Klimanın tehlikesinden de sürekli söz edilmekte ama her yerde klimalar çalışıyor harıl harıl…

Gerçi bu sıcakta Antalya gibi bir yerde klimasız ortam çekilir gibi değil, öncelikle de çalışanlar için ama kapılar açık tutulabilir, vantilatörde de aynı tehlike söz konusu mudur bilmiyorum ama birkaç vantilatör çalıştırılabilir mesela veya ne bileyim bir formül bulunur belki bir şekilde… Bulunamasa bile, hiç değilse, müşterilerin uzun uzadıya içeride kalması engellenmiş olur. Çünkü öyleleri var ki ağır ağır, her şeyi elleyerek, inceleyerek dolaşıyor ve de hiçbir şey almadan çıkıyor. Sanırım sıcaktan bunaldıkça, sırf serinleme maksadıyla, yol üzerinde ne kadar market varsa girip iyice serinleyene kadar ağır endam dolaşıyorlar içeride…

Ah şu gıda ve temizlik maddesi gerekleri olmasa, hiç çıkmayacağım evden. Öylesine korktum, öylesine ürktüm, kızdım ve sinirlendim…

Ortalıkta tek bir polis de yok. Gerçi aklı başında olana, düşünebilene, kendisine ve başkalarına saygısı olana polis de gerekmez ama bazen şu Hindistan’daki gibi eli sopalı polisler olsa diye düşünmekten, arzu etmekten alıkoyamıyorum kendimi. Bizim insanımızın pek çoğu bundan anlıyor çünkü. Baksanıza cezalar bile caydırıcı olmuyor.

Yok, hiç umutlanmamak gerek bu Covit belasından kurtulacağımız konusunda.

Bazen belirti vermeksizin bulaşmış ve bulaştıracakları sürekli söylenmesine rağmen, herkes kendisini, arkadaşlarını, tanıdıklarını sağlıklı sanıyor!..

Komşuluklar devam ediyor, birbirlerine yemeğe, çaya kahveye gidiyor, balkonlarda, bahçelerde dipdibe ve maskesiz oturuyor… Allah bilir, kadınlarımız kabul günleri yapmaya bile başlamıştır.

Çocuklar ve gençler ise, sürekli sokakta, yine dipdibe, yine maskesiz… Top oynuyorlar, o ayaklarıyla vurup yerlerde yuvarladıkları topu, defalarca ellerine alıp o ellerle de bir şeyler yiyorlar sonrasında…

Hele de bir anne gördüm ki nutkum tutuldu. Diğer elindeki poşetten marketten geldiği belli. Bebek arabasındaki çocuğuna da dondurma almış. Ne kendinde maske ne de çocuğa yönelik bir tedbir…

Çocuk çabuk tüketemediği için, dondurması akmaya başlamış. O dondurmayı aldı kadın, bir güzel yalayarak külahı temizledi, dondurma bulaşığı parmaklarını yaladı, o yaladığı parmaklarla çocuğun ağzını da silip tekrar yaladı. Çantasından bir su şişesi çıkartıp içti, aynı şişeyi çocuğun ağzına da dayayıp ona da içirdi…

Bir anne, evladına karşı bile duyarsız ve saygısızsa, ondan başka insanlara saygı beklemek, boşunalıktan başka bir şey değil.

Özetle, hiç değilse biz zaten durumun vahametinin farkında olanlar, kendimize ve çevremize duyarlı ve de saygılı olmaya devam etmeliyiz…

Zaten devletin bizi umursadığı yok. Her yeri bir anda açtı, herkesi sokağa saldı. Salgın kontrol altına alınmış, her şey yolundaymış gibi davranıp insanları rehavete sürükledi. Söz verdiği maskeyi bile, başka ülkelere gönderip veremedi vatandaşına, vatandaşın da birinci dalganın bile bitmeyip daha bir arttığı, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu umurunda değil ki başkalarını umursasın…

Velhasıl hiç değilse kendimizi korumak adına yapılması gereken ne varsa kendimiz yapacağız bu durumda.

Karşılıklı maske olursa, koruyucu gücü daha yüksek olduğuna göre ve de karşımdakilerin takmadığını görüşümle, hele de mesafe kuralına uymayışlarıyla, ben biri de onlarınki var sayarak üst üste iki maske takıyorum. Evet hava aşırı sıcak, maskesiz bile zor nefes alınıyor, hele de iki maskeyle boğulmamak işten değil ama çok mecbur olmadıkça çıkmıyorum evden, alışverişimi en yakın marketlerden ve de mümkün mertebe çabuk yapıp dönüyorum evime…

Ne yapalım, iş başa düştü ve gemisini kurtarabilen kaptan bu şartlarda.

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.