ANKARA ESİNTİLERİ

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye, gündemi son derece hareketli ve her an heyecan yaratan bir takım olayların yaşandığı bir ülke. Gün geçmiyor ki, yeni bir olay gelip gündemin tepesine oturmasın. Düşünüyorum da, bu kadar canlılık bir Avrupa ülkesinde olsa kıyamet kopar, ortalık birbirine karışır. Şimdi son haftalardan bazı konuları yorumlayalım birlikte.

Geçtiğimiz haftalarda öncelikle medyanın en sevdiği konulardan biri haliyle Ümraniye davası idi. Türk mitolojisinde önemli yeri olan Ergenekon adının ben bu dava ile ilintili kullanılmasından doğrusu üzüntü duyuyorum. Mahkemede savunmalar başladı, basına yansıdığı kadarıyla da galiba dava çok da uzun sürmeyecek gibi. Toplumun huzurunu kaçıran bu acayip dava ne kadar çabuk biterse giderek tehlike yaratan kutuplaşmalarımızdan biri de sona erecek. En azından ümidim bu.

Bir diğer konu da yaşı seksene gelmiş bir tuhaf mı diyeyim, zavallı mı bilemiyorum, ancak tehlikeli olduğu kesin bir adamın torunu yaşındaki bir kız çocuğuna tasallutu oldu. Türk toplumunun bence büyük çoğunluğunu oluşturan vicdanlı kesimini çileden çıkartan bu olayla ilgili gelişmeler hiç kuşkusuz toplumsal vicdanımızı da yaraladı, yaralamaya devam ediyor. İnsana, “bu kadarı da olmaz!” dedirten bu olay, adını bile zikretmek istemediğim bu meczuba sahip çıkıldığı endişesi ve inancıyla daha da canımızı sıktı. Bakalım sonu ne olacak, bekliyoruz.

Yine topluca tartıştığımız konulardan biri de “Mustafa” filmi oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün bence çok merak etmediğimiz özel yaşamını yansıtmak iddiasıyla yapılan bu belgeselin bir arka planı olduğu ve amacının tam da Atatürk düşmanlığının çeşitli çevrelerce körüklendiği bir dönemde Atatürk’e duyulan saygıyı azaltmak olduğu yazıldı ve konuşuldu. Ne kadar kırılgan ve her şeyden etkilenen bir toplum olduğumuz bu tartışmalarda da ortaya döküldü yine. Yine toplum ikiye, belki de üçe ayrıldı ve koyu tartışmalar yeni ayrılıkları ve bölünmeleri tetikledi. Bu da bize özgü bir şey dedim kendimce…

Obama’nın ABD başkanı seçilmesi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de geniş yankı buldu. Hatta biraz da abuk sabuk bir yankı buldu diyebiliriz. Medyadan izlemişsinizdir, Van’ın bir köyünde halk 44. ABD başkanı seçilen Obama’nın zaferini tam 44 koyun keserek ve halay çekerek kutladı. Bizim aslında her şeyi bildiğini iddia eden müthiş gazetecilerimiz bu trajikomik “kutlamanın” arkasındaki olası gücün ülkemizi kana bulayan terör örgütü olduğunu anlamadılar veya bize anlatmak istemediler.

Bu arada bir Fenerbahçeli olarak beni mutlu eden bir gelişmeden söz etmeden de geçmeyeyim. Geçen hafta Kadıköy’deki Galatasaray ve bu hafta Ankaraspor galibiyetleri Fenerbahçe’nin beklenen yükselişini müjdeler gibi oldu. Umarım şampiyonlar Ligi’nde de bu yükselişi sürdürür sarı-lacivertli takımımız. Spordan söz etmişken taraftar fanatikliğinin Türkiye’de hız kesmeden sürdüğünü de söylemek zorundayım. Ne yazık ki, bugün de (16 Kasım Pazar) Balıkesir’de bir taraftar pompalı tüfekle vurularak öldürülmüş. Bu ne anlamsız ve üzülünecek bir durum ve özellikle takımların yöneticileri kendi ikballeri uğruna hiç çekinmeden taraftarları kışkırtıyorlar. Bakalım ne zamana kadar!

Herkese iyi haftalar dilerim

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.