ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE REFERANDUM

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Şu anayasa meselesi Türkiye’de bitmez tükenmez tartışmaların konusudur.
Geldik gidiyoruz, anayasa aşağı anayasa yukarı, sanki tüm sorunlar çoğu zaman yok da farz edilen bu metinde yapılacak değişikliklerle ortadan kalkacakmış gibi bizi meşgul ediyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde son anayasa değişikliği görüşmeleri sırasındaki manzarayı izlemiş olmalısınız.

İktidarın aslında yargıyı yürütmenin denetimine sokmak amacını hayata geçiren, daha geniş kitlelerin sempatisini kazanmak için bazı kozmetik nitelikli maddeleri de içine kattığı anayasa değişikliği kanunun toplumumuzu nasıl gerdiğini mutlaka görmüşsünüzdür.
Anayasa Mahkemesi de yapılan itirazla ilgili olarak, bırakın sokaktaki vatandaşı, uzman hukukçuların bile tam olarak açıklayamadığı bir kararla referanduma yeşil ışık yaktı.
Şimdi 12 Eylül Pazar günü Türkiye’de referandum yapılacak ve yurttaşlar günlük yaşantıları, Türk demokrasisi ve hukuk açısından ne anlama geldiğini bilmedikleri bir değişikliğe evet veya hayır diyecekler.
Yurtdışında sürekli olarak ikamet edenler için referandum sandıkları 3 Ağustos’tan itibaren kara, hava ve deniz sınır kapılarına yerleştirilecek ve bu tarihten 12 Eylül Pazar gününe kadar oy kullanılabilecek.
Yukarıda da belirttiğim gibi, bu değişikliğin tam olarak ne anlama geldiğini sade vatandaş anlamadı, bilmiyor.
Yani Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun oluşması ve üye sayısı, Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı ve bu üyelerin nasıl seçileceği gibi hususlar tamamen ince siyasi hesapların eseri.
Bu değişikliklerde Türkiye’de hukukun nasıl daha iyi işler hale gelmesi, adaletin nasıl daha iyi dağıtılacağı veya hukuk mağdurlarına destek nasıl olunacağı konusunda bir işaret, bir umut yok.
Aslında bir anayasa değişikliği yapılacaksa çok daha demokratik bir ortamda uzun süren ve toplumun ilgili kurum, kuruluş ve tüm katmanlarının temsiliyle yapılacak bir tartışma sonucunda olması gerekiyor.
Böylesine tüm toplumu ilgilendiren bir anayasa metninin geniş bir uzlaşı ile gerçekleştirilmesine gidilmemiş olması içeriğinden daha da önemli bence.
Önemli ve kalıcı olması gereken değişikliklerin sırf sayıca üstün diye iktidarlar tarafından dayatılmasının son derece sakıncalı olduğunu düşünüyorum.
Doğrudur, Türkiye’deki hukuk sisteminin, devletin temel işlevlerini düzenleyen hukukun ve buna bağlı uygulamaların noksanlıkları çoktur.
12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle yerinden oynayan taşların sıkıntısını çekmeye devam ettiğimiz kanısındayım.
Örneğin, o devirde yerleşik siyasi partilerin kapatılması Türkiye’deki istikrarsızlığın önemli nedenlerinden biri olmuştur.
İş bununla da kalmıyor:
Siyasi partiler, seçimler ve sendikal örgütlenmelerle ilgili o dönemde yapılan düzenlemeler son otuz yıldır Türkiye’de demokrasinin doğal gelişiminin önünü tıkamıştır.
Zaman içinde bazı perakende değişiklikler yapılıp küçük düzeltmelerle sorunların azaltılmasına çalışılmış olmasına karşın temel sıkıntılar giderilmiş değildir.
O halde ne yapılmalı veya yapılmalıydı?
Anayasamızın yenilenmesi gerekmektedir ve bu yenilenme, geniş bir uzlaşıyla, siyasi intikam, ince hesap ve kaygılardan uzak, toplumumuzun gelişmesi, ülkemizde gerçek bir hukuk düzeninin oluşması ve insanlarımızın mutluluğu amaçlanarak yapılmalıdır.
Yoksa bunca polemik ve kavgayla koparılmak istenen ve referandumda belki de kabul edilmeyecek olan bu değişikliğin Türkiye’ye bir yarar sağlayacağı düşüncesinde değilim.
Herkese iyi bir hafta dilerim.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.