ALMANYA’DA SUÇA YÖNELİK GENÇLİK

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya’da suça yönelik gençlik-spor politikası ve ülkemizdeki durum

Bir koca yılı geride bıraktık ve bir koca yıl olan 2010 yılına hoşgeldin diyerek ha-ber.com okuyucularıma tekrar iyi bir yıl dileklerimle merhaba diyerek değişik bir konu ile sizlerle beraber olmak istiyorum.

Beden Eğitimi ve Spor kavramı bilindiği üzere son yıllarda sadece sportif yarışmalara değil çok farklı amaca hizmet etmektedir, bunlardan bir tanesi de hiç kuşkusuz Suça yönelen ve risk altındaki çocukların rehabilitasyonunda sporun kullanılması ve toplumların daha sağlıklı bireylerden oluşmasına hizmet etme anlayışıdır.

Bu doğrultuda özellikle gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan gençlikle ilgili farklı sorunları çözmede sporun kullanılması özellikle Federal Almanya’ da ülkenin spor otoriteleri yanı sıra kulüpler tarafından da kavranmış olması oldukça önemli işlevleri yerine getirmektedir.

Şöyle ki; Almanya’da, kulüplerin kendi çevresinde bulunan ve risk altındaki gençleri hedef alan çalışmaları ve bu çalışmaların sonuçları oldukça ilginç olup ülkemiz için de örnek bir çalışma alanı olarak düşünülebilir.

Örnek verecek olursak; Bremen Eyaleti’nde bulunan bir gençlik ve spor kulübünde sporun her türlü dalının yanı sıra özellikle risk altındaki gençlere eğitim veren ve onların toplumda tekrar normal davranışlar içerisinde olmalarını sağlayan bir birim oluşturulmuştur. Bu birim Eyalet Çocuk ve Gençlik Mahkemesi yargıçlarından, sosyologlardan, pedagoglardan, spor eğitmenlerinden ve psikologlardan oluşan bir gurup tarafından düzenli olarak yönetilmekte ve yönlendirilmektedir.

Federal Almanya’nın bir göçmen ülkesi haline geldiği bu günlerde çok farklı kültürlerden oluşan ve farklı eyaletlede bulunan insanların bir yığın yabancı genç insanların enerjilerini hırsızlık, uyuşturucu satma kullanma, gasp çete oluşturma ve başkasına zarar vererek yaşama gibi alışkanlıklarından dolayı yaşamlarının en güzel dönemlerini ceza evlerinde geçirip, süresi doluncada kendi ülkesine gönderilmeyle son bulan bir hazin tablo ile karşılanmaktadır. Oysa binbir umutlarla ve bin bir zorluklarla buralara kadar gelen bu insanların uyum sorunlarının bir an önce çözüme ulaştırılması kaçınılmaz olmuştur.

Bu konu ile ilgili genel görüşlere girmeden önce Almanya’daki sporun nasıl örgütlendiği ve hangi işlevin hangi kurum tarafından yerine getirildiği konusuna kısaca bir açıklık getirmek istiyorum.

Almanya’da suça yönelen ve risk altındaki gençlere yönelik sosyal destek sistemi

Almanya’da sporun örgütlenmesi en son değişiklikle birlikte tek bir çatı altında toplanarak Deutsche Olimpische Sport Bund (DOSB) olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu kuruluşun bünyesine alınan Deutsche Sport Jugend (Alman Gençlik Müdürlüğü) her eyalete örgütlü olarak Landes Sport Jugend (LSJ) adı altında faaliyet gösterir. Bu kurum 0 ila 26 yaş çocuk-genç, bayan-erkek, yerli ya da yabancı ayrımı yapmaksızın o yaş aralığındaki gençliğin sportif, kültürel ve sosyal gelişimi için katkı koyar. Ve özelliklede son yıllarda Almanya’da yaşıyan farklı kültürlerin uyum sorunlarına yönelik projeler üretir, gerektiğinde de farklı ülkelerle de gençlik değişimi altında faaliyetler yapar.

Almanya Gençlik ve Spor Dairesi’nin, Almanya’da sporun çocuk ve gençlere yönelik düzenlenen hizmetlerle bütünleştiği ve günlük yaşamla bütünleştiği görmekteyiz.

Örneğin; Sparta Göttingen Derneği tarafından yürütülen programların ilkesi uluslararasıcılık, başka bir ifadeyle “iyi ilişkiler geliştirmek”tir.

Dernek temsilcilerinin deneyimleri doğrultusunda, futbolun sosyal hizmetlerde araç olabildiği ifade edilmektedir. Böylece gençler, ne kadar iyi olabileceklerini kanıtlayabilecekleri bir ortam kazanmaktadırlar.

1970’de kurulan derneğin temsilcisi, Almanya’da uyum sorunu yaşanırken sporun kaynaştırıcı bir rolü olduğunu vurgulamaktadır. Temsilci, farklı ülkelerden gelen gençlerle yapılandırılan spor çalışmalarında başlangıçta onları tek bir grup; yani Ruslar bir takım, Türkler bir takım olarak toplamaya çalıştıklarını, ancak sonucun olumsuz olduğunu dile görmüşlerdir. Bugün grupları karma bir şekilde ve özelliklerine göre yapılandırdığımızda daha olumlu sonuçlar alındığını sözleyebiliriz. Böylece takımlar uluslararası olmakta ve birbirlerine baskınlık kuramamaktadırlar.

Almanya’da çocuk ve gençlik suçluluğunun oranı % 12 dir. Spor, binlerce çalışanı ile bu sorunu daha alt düzeye çekmek üzere son yıllarda sporu bir araç olarak kullanıldığını görmekteyiz. Gündemdeki en önemli sorunlardan biri, gençliğin geleceğe yönelik ciddi kaygılarının olmasıdır. Bu çocuk ve gençlere bugün yatırım yapılmazsa yarın ödenmesi gereken bedel bugün verilenin 10-20 katı olacağını unutmamamız gereklidir. Bu nedenle imkanları kısıtlı, risk altındaki gençlere yönelik önleme çalışmalarının, güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi gerekmektedir.

Almanya’da derneklerin ve kulüplerin bünyesinde oluşturulan futbol takımları genellikle sosyal olarak risk altında olan çocuklardan oluşmaktadır. Çalışmalar sırasında antrenör ve gözetim önemli bir fonksiyon taşımaktadır. Eğitimin baskıcı değil; karşılıklı anlama, birbirinden öğrenme şeklinde yapılandırılması ilkesi bulunmaktadır. Çalışmalara paralel olarak aileye de bilgi verilmektedir. Gençler için sadece spor bağlamında değil, diğer sorunlarına da destek olmaya çalışılmaktadır (dersler için kurs, iş bulma desteği, spor kariyerlerinin devamlılığını sağlama vb.).

Spor çalışmaları bünyesinde ödül-ceza sistemi yapılandırılmıştır. Teşvik olarak gençlere, uygun zamanda genç takımlardan birinin gözetimi verilmektedir. Takım onun sözünü dinleyecek mi? Dinlemeyecek mi? Bu da gencin kişisel gelişimine destek olmaktadır.

Dernekler, Gençlik Dairesi ve Gençlik Mahkemesi ile işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Bir genç, gençlik mahkemesinden kendisine bir yükümlülük verildiği takdirde yükümlülüğünü (sosyal hizmet- çalışma yükümlülüğü gerçekleştirme, kurslara katılma vb.) bu dernekte tamamlamaktadır.

Benim buradan Almanya’daki gerek Türk derneklerine ve gerekse Türk spor kulüplerine iletebileceğim en güzel mesaj; kendi dernek-kulüpleri bünyelerinde etkinliklerini bu tür uluslararası anlayışa bağlı kalarak daha da yaygınlaşmaları ve uyuma katkı koymaları gerektiğini bildirmek istiyorum. Şayet eyaletlerindeki kurumlara bu koşullarla baş vururlarsa hem fiziki ve hemde ekonomik destek alabileceklerini buradan paylaşmak istiyorum. Ayrıca ülkemizde sayıları 20-25 milyonu bulan gençliğimizin spora yönlendirilmesinde etkin bir rol almaları gerekir diye düşünüyorum. Kendi ülkemizle Almanya arasında sportif bir köprünün kurulması gerekir düşüncesindeyim ve bu köprüyü ancak bu şekilde kurabiliriz.

Ülkemize gelince; Türkiye’de çocuk ve gençlere yönelik hizmetler farklı kurum ve kuruluşlar aracılığı ile verilmektedir. Bu kurumlar bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerdir. İdari yapılanmadan da anlaşılacağı gibi özellikle kamu yapılanmasında her bir kurum kendi ilgi alanı çerçevesinde gençlere hizmet vermekle ve/veya politika üretmekle yükümlüdür. Sonuç olarak bütüncül ve kapsayıcı bir politik yapılanmadan söz etmek mümkün olmamaktadır.

Umarım ülkemizde sporu yöneten ve yön verenlerin de bu konudaki açığı en kısa zamanda telafi etme yoluna girerler ve bizler de bu alanda ne yapılması gerekirse hazır olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha duyurmuş olalım.

Saygılarımla

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.