ALMANYA’DA İLAHİYAT FAKÜLTESİ

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Almanya’da 4.000.000 Müslüman civarında yaşıyor. Elbette onların din adamlarına, din-dersi öğretmenlerine ihtiyaçları var. Bu ihtiyacı karşılamak için geç de olsa kolları sıvadı Almanya. Başta Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde olmak üzere Münster Üniversitesi’nde, Tübingen Üniversitesi’nde, Erlangen-Nürnberg’te Friedrich Alexander Üniversitesi bünyesinde ve Osnabrück Üniversitesi’nde İslâm İlahiyat Fakülteleri açıldı. Sayın Bülent Uçar Münster İlahiyat Fakültesi dekanıdır. Prof. Dr. Bülent Uçar ile ilahiyat fakültelerinin amacı konusunda konuştuk…

Kam: Sayın Uçar, Almanya’da İslâm din dersi ihtiyacının boyutu nedir?
Uçar: Almanya’da Müslüman öğrencilerin dini eğitimleri konusu aslında yeni bir konu değildir. Bununla birlikte Müslüman öğrencilerin sürekli artan sayısı bu konuya dönük çalışmaları gittikçe daha elzem hale getirmiştir. Almanya’da şu anda yaklaşık 4 milyon Müslüman yaşamaktadır ve bunun 2,7 milyonunu Türk kökenli vatandaşlar oluşturmaktadır. Bu demektir ki, Almanya’daki okullarda en azından 900.000 Müslüman öğrenci bulunmaktadır. Hâlbuki bunların sadece % 3’ü devlet okullarında İslâm din dersi eğitimi almaktadır. Müslüman öğrencilerin en yoğun bulunduğu eyalet ise yaklaşık 300.000 öğrenci ile Kuzey Ren Westfalya eyaletidir.

Müslüman öğrenciler için İslâm din dersi konusu aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelen Müslüman sayısının artmasına bağlı olarak, 1970’lerden itibaren daha fazla önem arz eder olmuştur. Bu ihtiyacı giderebilmek amacıyla bazı eyaletlerde bu öğrencilere dönük olarak kısa süreli öğretmenler görevlendirilmiştir. Çünkü bu tarihlerde Almanya’daki Müslüman nüfus „misafir işçi” (Gastarbeiter) statüsünde görülüyordu.

Kam: Peki okullardaki İslâm din dersinin hukuki zemini nedir?

Uçar: Meselenin başından itibaren tartışılmaz olan husus, başka hiçbir nedenle olmasa bile sırf eşitlik ilkesinin bir gereği olarak, Müslüman öğrencilerin de okullarda İslâm din dersi almaya hakları bulunduğu idi. Nitekim Alman Anayasası 7. maddesinin 3. paragrafı, bu hakkı, garanti altına almaktadır. Bu nedenle uzun zamandır bu konu „okullarda İslâm din dersi olmalı mı olmamalı mı” şeklinde değil „İslam din dersi hangi şekilde düzenlenmeli?” şeklinde gündeme gelmektedir. Bununla birlikte hal-i hazırda bütün hukuki sorunlar açıklığa kavuşturulmuş değildir. En çok tartışılan konuların başında İslâm din dersinin şekli ve içeriği meselesi gelmektedir. Hayati öneme sahip bu meselede gerçi dinî bakımdan tarafsız olan Alman devleti yalnızca tespitte bulunmakta, meselenin çözümü dini cemaatlerden beklenmektedir.

Kam: Bu projenin alt yapısı mahiyetinde olan, Alman üniversitelerinin bünyesinde İslâm din dersi öğretimi ve imam yetiştirme programları üzerine yapılmakta olan çalışmalar nelerdir?

Uçar: İslâm din dersi öğretmenlerinin ve imamların Alman üniversitelerinin bünyesinde yetiştirilmeleri gerektiğine dair neredeyse bir ittifak söz konusudur. Bu yolda önemli bir adım 2001 yılında Münster Üniversitesi’nde Dini Araştırmalar Merkezi’nin (Centrum für Religiöse Studien) kurulmasıyla atılmıştır. İslâm dini öğretiminin ikinci kürsüsü Erlangen-Nürnberg’te Friedrich Alexander Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. 2003 yılından beri de Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından finanse edilen ve başlangıçta Protestan Teolojisi bünyesinde bulunan, İslâm dini üzerine bir vakıf kürsüsü yer almaktadır. Ayrıca Tübingen Üniversitesi’nde de bir İslâm Teolojisi Merkezi kurulmuştur. Osnabrück Üniversitesi’ndeki Kültürlerarası İslâm Araştırmaları Merkezi‘nde (ZIIS) ise, 2007 yılından bu yana İslâm din dersi öğretmenlerinin eğitimi üzerine bir kürsü bulunmaktadır ki, bu merkez 30 Ekim 2012 tarihindeki resmî açılışla birlikte İslâm İlâhiyatı Enstitüsü’ne dönüşmüştür.

Kam: Bu çerçevede Osnabrück Üniversitesi’ndeki İslâm İlahiyatı Enstitüsü’nün hedeflerini anlatabilir misiniz?

Uçar: Merkezimiz kurulduğundan beri İslâm Teolojisi üzerine bir enstitü kurulmasının ideal şartlarını oluşturmayı hedeflemiştir. Araştırma alanımız ise İbrahimî dinlerin kendi aralarındaki ilişkiler ve aynı zamanda teoloji ile pedagoji arasındaki münasebetlerdir. Bunlarla bağlantılı olarak gündeme gelen başka bir konu da tabii ki göç ve göçmenler meselesidir. Merkezimiz bünyesinde bulunan akademik kürsü de gelecekteki İslâm dini öğretmenlerini yetiştirmeyi hedeflemektedir.

Kam: Bu noktada belki merkezin tarihini kısaca aktarmanız faydalı olabilir.

Uçar: 2007 eğitim-öğretim yılı birinci/kış döneminden itibaren üniversitemizde İslâm din dersi kürsüsü kurulmuş ve bu kürsü 2008 yılında kurulan Kültürlerarası İslâm Çalışmaları Merkezi’ne bağlanmıştır. Böylelikle Almanya’da ilk defa İslâm dini pedagojisi ağırlıklı bir kürsü kurulmuş oldu.

Aslında merkezin çalışmalarının ön hazırlıkları 2002 yılında Prof. Peter Graf tarafından bir BLK projesi (Bund-Länder Kommission) kapsamında yürütülen çalışmalarla başlamıştır. 2009 yılında ise Prof. Rauf Ceylan merkezimizde dini bilimler ve din sosyolojisi profesörü olarak göreve başlamıştır.

Kam: Enstitünüzde eğitimin yapılandırılması nasıldır?

Uçar: Enstitümüzde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim verilmektedir. Lisans düzeyinde İslâm din dersi bölümünü hem ana dal hem de yan dal olarak seçmek mümkündür. Yüksek lisans eğitimi dört dönem sürmektedir ve öğrencilere şu uzmanlık alanlarından birini seçme şansı sunmaktadır:

a) İslâm teolojisi, din pedagojisi ve didaktiği,

b) İslâm din dersi öğretmenleri için Arapça,

c) Dinler arası ve kültürler arası çalışmalar.

Kam: Biraz da enstitünüzün gelecek perspektifi hakkında bizi aydınlatabilir misiniz?

Uçar: 1 Ekim 2012 itibariyle enstitümüzde fıkıh ve tefsir alanlarında iki yeni profesörümüz göreve başlamışlardır. 2011 yılının Eylül ayın- da Federal Almanya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının merkezimizi ziyaretleri sırasında eğitim bakanı bayan Wanka Osnabrück Üniversitesi’ndeki bu enstitüye yedi profesörlük verileceği ve böylece bu kurumun benzerleri arasında Almanya’nın en büyüğü olacağı müjdesini vermiştir. Ayrıca her iki sayın cumhurbaşkanının merkezimizle ilgili olarak yaptıkları açıklamalar da bizim için büyük bir onur kaynağı olmuştur. Bu ziyaret sırasında üniversitemizin rektörü Sayın Prof. Claus Rollinger merkezimizin başarısını „Biz İslâm dini pedagogları ve teologlarının yetiştirilmesi ve bilimsel bir temelde imamlık eğitimi verilmesine dönük çabalarımızın daha şimdiden meyvesini verdiğini görmekteyiz” sözleriyle teyid etmiştir.

Kam: Uluslararası düzeyde hangi üniversitelerle işbirliği içindesiniz?

Uçar: Öncelikle belirtmek isterim ki merkezimiz Erasmus programında yer almaktadır. Türkiye’den İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Avusturya’dan Viyana Üniversitesi, Bosna-Hersek’ten Sarayevo Üniversitesi ve Zenica Üniversitesi bu işbirliği kapsamında partnerlerimizdir. Mısır’dan el-Ezher Üniversitesi ile geçtiğimiz ay işbirliği anlaşması yaptık. Ayrıca Hollanda’dan Leiden ve Rotterdam Üniversiteleri ve Fas’tan Oujda Üniversitesi ile işbirliği yapmayı planlamaktayız.

Kam: Son olarak da mezunlarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Uçar: Bölümümüzü anadal olarak seçen ilk mezunlarımızı 1 Temmuz 2011 tarihinde verdik. Mezunlarımız enstitümüzden aldıkları diplomalar ile Almanya’nın tüm eyaletlerinde yer alan ilk, orta ve lise düzeyindeki okullarda İslâm din dersi vermeye hak kazanmışlardır. İlk mezunlarımız sekiz bayan ve iki bay öğrenciden müteşekkildir.

Kam: Sayın Uçar, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.

Uçar: Ben de gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ederim.

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.