ALMANYA VE TÜRKİYE`DEKİ SURİYELİLER
Bir zamanlar Ortadoğu`nun , çok kültürlü ve demokrasisi diğer Arap ülkelerine göre daha gelişmiş ülkesi olan komşu Suriye beş yıldır süren iç savaş nedeniyle kan ağlıyor.
Ülkenin yarısı dışarıya, yurt dışına kaçmış durumda.
Şu an Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Almanya`da kısmen kamplarda, yurtlarda kalan Suriyelilerin sayısı 5-6 Milyonu buluyor.
Etnik, Dinsel ve Mezhepsel çıkışlı bu iç savaşta malını, mülkünü hatta her şeyini, akrabalarını bile bırakarak kaçan bu insanlar büyük riskler alarak komşu ülkelere ve Avrupa`ya kadar geldiler.
Ve ne yazıkki hepsinin kendine has öyküsü bulunan bu insanların canlarını attıkları, geldikleri ülkelerdede pek sevildikleri söylenemez.
Bunda kültürel, mezhepsel, dinsel farklıklar , tarihten gelen nedenler, olaylar ve geldikleri ülkelerin toplumlarındaki kıskançlık duygusu ile yönetilemeyen, koordine edilemeyen Göç politikaları önemli rol oynamaktadır.
Bu çok acıdır ve yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi bir şeydir.
Zorunlu göç, sürgün çok berbat bir duygu olsa gerek.
Ama bilinmeli ki hiç kimse durup dururken zevkinden ülkesini, doğduğu toprakları, yakınlarını bırakıp kütürünü, dilini , dişini bilmediği coğrafyalara gitmez.
Son günlerde Türkiye`de Suriyelilere karşı bir kampanyayı özellikle sosyal medyada görüyoruz.
Suriyelilerin yerli halkla aralarındaki gerilim her geçen gün dahada tırmanıyor cinayetlere kadar uzanıyor.
Bu şiddet bu çatışmalar büyürse hiç iyi olmaz.
Ben Almanya`da yakından tanıma fırsatı bulduğum ve hizmet verdiğim bu ailelerin en çokta özellikle çocuklarına üzülüyorum.
O çocuklarda büyüyünce, doktor, mühendis, öğretmen olmak isterlerdi elbette.
Sürgünde ‘Mülteci olmak’ onlarında aklından geçmezdi.
Mültecilik, insanın yaşayabileceği en acı hikaye olsa gerek.
Önünü göremeyen, hayal kuracak kadar ümidi bile olmayan, sokakta , işte her gün dışlanan, horlanan bu insanlardan her şey beklenir artık.
Türkiye`de insanların sabırlı olması biraz Empati kurmaları yani kendilerini onların yerine koymaları gerekir.
Türkiye her ne kadar suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esadı muhtemelen zayıflatmak yada düşürmek için sayıları 3 Milyonu bulan bu insanları Türkiyeye getirmiş olsa bile yapılan yardımı başa kalkmamak , ağzımıza yüzümüze bulaştırmamız gerekiyor.
Tüm bu gerilimi artıran başka nedenlerde var elbette. Nedir onlar peki?
Cumhurbaşkanı Erdoğanın Türkiye`deki Suriyelilere Vatandaşlık ve boştaki TOKI evlerini vermek istemeside halkta büyük bir tepkiye neden oldu.
Ben de hemen koşulsuz bir şekilde T.C. vatandaşlığının Suriyeli Mültecilere verilmesini son derece yanlış buluyorum.
İnsanlar aynı Almanya`daki gibi mutlaka belirli şartları yerine getirip Vatandaşlığı, ülke kimliğini almak için örneğin en az 5 yada 8 yıl ülkede yaşamış olması, dil bilmesi, suç işlememiş , işinin olması, Gettolarda oturmaması gerekiyor.
Vatandaşlık ve iş müsaadesi izni verme planları Türkiye’nin şu anki toplumsal tablosuyla uyumlu olmaz demografik yapısını, siyasi tablosunu değiştirir.
Aslında bu konuda yapılabilecek en masrafsız iş ise Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir an evvel dış politikasını değiştirip Suriye ve Irak`ta savaşı sonlandırıp Suriye`nin yeniden inşaasında görevler üstlenip bu insanları ülkelerine yollaması olur.
Şu anda dünya çapında 50-60 Milyon insan en çetin yaşam koşullarında denizlerde boğulma riskinide alarak göç yollarında sürgün yaşama hazırlanıyor.
Tüm dünya en başta bu mültecilerin geldikleri ülkelerin bir çoğunun başındaki despotlarla birlikte çalışan, onlara silah, savaş sanayii ürünleri satan zengin ülkeler olmak üzere hepimiz mültecilere yardım konusunda bir şeyler yapmalıyız.
Almanya`da da mültecilere bakış açısı negatif anlamda değişti ama burda işler daha koordineli yürütülüyor.
Almanya`da azalan bir nüfus var. Almanlar bu nedenle tüm yatırımları mülteci gençlere, çocuklara yapıyorlar.
Uyum ve Almanca kursları bunlara sadece bir örnek. Onların tek sıkıntıları çoğunluğu hayli muhafazakar olan bu Müslüman Arapların zamanla uyum sağlayıp sağlayamacakları, Almanya`daki Anayasa ve kadın haklarına saygı gösterip göstermeyecekleri başta kız çocuklarının eğitiminde destek verip vermeyecekleri gibi konular.
Mülteci olmak daha iyi ve güvende yaşamak için umudun peşinde yorula yorula koşmak demektir.
Ne olur bu insanlara tüm farklılıklarımıza rağmen hoşgeldiniz diyemiyorsanız niye geldinizde demeyin !
Aşk ile …
Mehmet Tanlı
ALMANYA
34 dakika önceGÜNCEL
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceABD
4 saat önceALMANYA
5 saat önceGÜNCEL
7 saat önceGÜNCEL
8 saat önce