ALMANYA SEÇİMLERİ (2)

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

22 Eylül yaklaşırken Almanya’da seçim öncesi durumu incelemeye devam ediyoruz.

Alman siyasal yelpazesinin sağında yer alan partilerin seçim dönemlerinde vazgeçilmez konularından birisi de hiç kuşkusuz ülkedeki “yabancılar”.

Bu defa da kural bozulmadı ve aşırı sağcı Republikaner Partisi Berlin’de Türk düşmanı afişlerini dağıtmaya başladı.
Bu fikir ve zekâ yoksunları aynı zamanda zevksizlikte de ileri düzeyde olduklarını kanıtlayan propaganda malzelerinde güya 2030 yılında Türklerin Almanya’yı tümüyle işgal etmiş olacakları “öngörüsünde” bulunuyorlar.

O afişi aşağıda sunuyorum:

Doğrusu NSU rezaletinden sonra Almanya’daki aşırı sağ çevrelerin az da olsa utanç duyup hiç değilse bu seçimlerde insanlık düşmanı söylemlerinden kaçınacağını tahmin etmiştim.

Çok isabetsiz bir tahmin olduğu anlaşılıyor.

En azından yerleşik merkez sağ partilerin (CDU ve CSU) bu defa eskiden olduğundan farklı bir tutumla satır aralarında ve ima yoluyla yabancı düşmanlığı yapmayacağına olan inancımı korumak istiyorum.

CDU mensubu olan yakın bir dostum bir süre önce özellikle güneydeki eyaletlerde aşırı sağa gidebilecek oyları partilerine çekebilmek adına kuzeyde ve batıdaki söylemlerine göre daha tutucu söylemler geliştirdiklerini, böylece aşırı sağcı partilerin bu eyaletlerde daha marjinal kalabildiklerini söylemişti.

Bu sözler karşısında aslında insanın nutku tutuluyor.

Bu partiler aşırı sağ ve ırkçılıkla etkin biçimde mücadele edeceklerine müthiş bir konformizm sergileyerek veya bizde çok bilinen deyimiyle takiyye yaparak ırkçılığın devamına izin veriyorlar.

Almanya’da 22 Eylül tarihi yaklaşırken ülkedeki “yabancıların”, daha yalın bir ifadeyle Türklerin, konu edileceği siyasi parti söylemlerine rastlayacak mıyız, bunu hep birlikte göreceğiz.

Eylül ayı başında Federal Meclis’in NSU Araştırma Komisyonu Raporu açıklanacak.

Bu raporun henüz içeriği bilinmese de büyük olasılıkla bazı devlet kurumlarının istemeden de olsa kurumsal ırkçılığa teşne oldukları bir kez daha ortaya çıkacak.

Tabii bu kurumların “kusurlarına” göz yuman ve sürdürülmesine neden olanlar da iktidar konumundaki ve yukarıda özelliklerini tanımlamaya çalıştığım siyasal kurumlar.

22 Eylül seçimleri Almanya için bu nedenle de bir sınav niteliğinde.

Sonraki yazılarımda siaysal partilerin programları ile ilgili görüşlerimi aktarmaya çalışacağım.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.