0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son günlerde yoğunlaşan uyum tartışmaları sürecinde bardağın dolu olan kısmının göz ardı edildiği dikkatimi çekti. Her toplumda olabileceği gibi başarısız Türkler günah keçisi olarak vitrinde sergilenirken, başarılı Türkler göz ardı edilmekte… Türklerin Almanya’daki başarı grafiğini bir de gazetecilik sürecimle analiz ettim ve ortaya şu tablo çıktı.

Eskiden bir gencimiz otobüs sürücüsü olduğunda hemen bizden haber yapmamız istenirdi. Sonra bunu tramvay ve metro sürücüleri izledi. Şimdi Lufthansa’da birçok Türk pilotumuz görev yapmakla kalmıyor, Airbus’ların yapımında birçok Türk mühendisinin emeği var.

Sonra Türk polisleri haberleri başladı. Şu an baş komiserlerimizin, şube müdürlerimizin yanı sıra emniyet müdürlüğü makamı için sıra bekleyen Türklerimiz var. Ayrıca çok başarılı savcı ve hâkimlerimizi de bu grupta saymak gerekiyor.

Son beş yıldır da artık hukuk fakültelerinden mezun olan gençlerimizin açtıkları avukatlık büroları Almanya metropollerini doldurmaya başladı. Türk gazeteleri bu avukatların reklamlarıyla dolu.

Son bir iki yıldır da Türk doktorlarındaki sayısındaki artışlar dikkatimi çekmeye başladı. Anne babalar “kızım veya oğlum şu muayene açtı, klinikte doktor olarak göreve başladı veya başhekim oldu, acaba haber yapar mısınız?” diye aramaya başladı. Bugün artık Almanya’da kendi kliniğine sahip insanlarımız da var…

Gelelim politikaya… Birçok Türk kökenli milletvekilinin yanı sıra Alman Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinden Aygül Özkan, Aşağı Saksonya eyaleti Sosyal İşler Bakanlığı görevine getirilerek, Almanya’da bir bakanlık görevine getirilen ilk Türk kökenli politikacı oldu. Hele Cem Özdemir… Bugün Almanya’nın üçüncü büyük partisinin eşbaşkanı bir Türk kökenli ve Özdemir’in her an başbakan veya başbakan yardımcısı olma şansı var.

Sarrazin gibiler ne derse desin, gönlünüzü ferah tutun!

Almanların Türkler için kullandığı sembolik ismi kullanırsak “Ali Öztürk’ün Almanya başbakanı” olması yakın…

Ahmet İNCEL