0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ALLAH ISLAH ETSİN

Barak Obama son görüşmelerinden sonra T.C. Cumhurbaşkanı ile ilgili olarak sorulan sorudan sonra şu açıklamayı yapmış:

“Türkiye bir NATO müttefiki, IŞİD’le mücadelemizde olağanüstü önemli bir ortak. Uzun ve stratejik ilişkilere sahip olduğumuz bir ülke.”

Türkçeye çevirisi şöyle: Bu ülkenin cumhurbaşkanı şahsî menfaatlerini bizim siyasî menfaatlerimizle tevhid etmiştir.

“Gerçek olan bir şey var ve bunu doğrudan da söyledim: Türkiye’deki bazı eğilimlerden rahatsız olduğum bir sır değil. Ben basın özgürlüğüne, din özgürlüğüne, hukuk ve demokrasiye güçlü bir şekilde inanıyorum.”

“Basına yönelik sergilemekte oldukları yaklaşımın Türkiye’yi çok rahatsız edici bir yola sokabileceğini düşünüyorum ve biz onlara önerilerde bulunmayı sürdüreceğiz.”

Şimdi; bu düşüncesi Barak Obama’nın,  ülkemizin görsel ve yazılı basın dünyasında yaşananların, gazetecilere ve gazetelere, görsel yayın kuruluşlarına, bunlara radyo yayınlarını da eklemezsek yarım kalırlar, bu arkadaşın yaptıklarının tam bir özeti değil mi?
Gazete basmalar, kayyum atamaları, işinden edilen basın çalışanları, kalemi kırılanlar, hapislere atılanlar, katledileler, -ler, -lar, ler, -lar…

Yani ne diyor Obama; „Deynekle dolaşabilmek için köpeksiz bir köy yaratma yolundasın. Farkındayım. Farkındayız. Yemezler.“ mi?

Çok üzülmüş Bizim Asrın Liderimiz. Sıcağı sıcağına yanıtlamaya çalışmış Dünyayı allak bullak etme şampiyonu ülkenin Başkanını:
”Gıyabımda o tür bir açıklama yapıldığını duyunca üzüldüm. Sayın Obama’yla görüşmemizde o konular gündeme gelmedi. Bana o türden bir şey söylenmiş değil. Kaldı ki bizler daha önceki telefon görüşmelerimizde, basın üzerinden konuşmak yerine karşılıklı konuşmanın daha faydalı olacağını da konuşmuştuk.”

Adam Kasımpaşalı Recep! „Erkeksen yüzüme karşı konuş!“ dermiş gibi.

Be kardeşlik; sana Obama’nın yönelttiği suçlamalardan daha beteri, aynı gün ve saatlerde hanidiyse, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’tan da geldi.

Buna ne diyeceksin?

Bu konuda sana içerden yöneltilen suçlamalarınsa ne haddi var ne hesabı.

Sense, odunu çalınan Kürt örneği; „Benim odunum! Benim odunum!“ demekten başka bir şey yapmıyorsun ki…

Bu durumda işimiz Allah’a kaldı. Ne diyelim? Allah ıslah etsin seni!

Hasan Arslan