ALLAH EMANETİNE İHANET ETMEZ!

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Geçenlerde bir anda saçlarımın üçte ikisi döküldü, çok şaşırdım, ardından bir iki gün sonra da, tam havuza girecekken bir krizle, titremeler ve kasılmalar başladı, görevlinin kolunda zor geldim eve kendime geldikten sonra. Daha birkaç gün geçmişti ki yine gecenin geç saatlerinde, ertesi gün için yazımı yazmaktayken o güne dek hiç bilmediğim bir ağrı saplandı göğsüme, ardından da sırtıma ve koluma ve de kolum başladı uyuşmaya, bir el de sanki boğazımı sıkıp nefes almamı engelliyordu.
Hayırdır inşallah dedim, bu da neyin nesiydi ki böyle?!
Bekledim geçer ümidiyle, ııh geçmiyor, aksine artıyordu. Strestendir teşhisi koydum kendime, vara yoğa üzülüp her şeyi dert ediyorum ya, hatta, sokakta mahzun bakışlı bir sokak köpeği görsem, ağlaya ağlaya eve dönüp üç gün aklıma takılıyor ya ondandır, hele de birkaç gün öncesinde peş peşe olanlara bakıldığında, kesin stres…
Ama yok, geçmiyor, tam tersi daha bir kötülüyorum, sakın kalp krizi dedikleri bu olmasın?.. Hemen internete girdim ki düpedüz kalp krizi bu. Gecenin o geç saatinde de üst kat komşumdan başka arayabileceğim kimsem yok, 112 ise aklıma hiç gelmedi.
Telefon ettim bin bir özür dileyerek, “Sanırım kalp krizi geçiriyorum” dedim, “Gel bana oturalım” dedi. Şaşırdım, büyük ihtimalle kalp krizi geçiren biri oturmaya davet ediliyor, uykunun sersemliğine verdim.” Ne oturması, kötüyüm, çıkıp hastaneye gidecek halim bile yok” dedim. “O halde ihmal etme, annemde de ilki böyle olmuştu, önce böyle yokluyor, ikincide götürüyor Allah korusun, hemen atla bir taksiye acile git, sonra da beni ara sonuçtan haberdar et, merak ederim” deyince donup kaldım.
Site görevlisini aradım, telefonu kapalı, bir başka yakınımı aradım, ne cep ne de ev telefonları açılmadı, muhtemel ki duymadılar uykularında. Fazla da ısrarcı olamadım rahatsız etmeyeyim endişesiyle ama gitgide kötülüyordum, başka da arayabileceğim kimse yoktu zaten…
Bir göğsümü, bir sol el ve kolumu ovarak balkona çıkıp oturdum, rüzgâr esiyordu ve biraz serinlemişti hava, iyi gelirdi belki…
Epeyce bir sohbet ettim Allah’la. “Kaldım yine seninle baş başa her zaman olduğu gibi. Belli ki benim akrabam da, arkadaşım, dostum da sensin. Senden başka kimsem yok. Lütfen beni yalnız bırakma, yanımda ol, arkadaşım, dostum, doktorum ol ve beni ya kurtar bu durumdan, ya da biraz güç ver de kalkıp hastaneye gideyim” dedim ama kendimi de tutamayıp ağlıyorum, dolunay da beni izliyor yüzüme yüzüme vurarak şavkını…
Korktum, düşerim müşerim şimdi sandalyeden bir de başımı vurur da daha beter olursam, anlaşıldı, gidemeyeceğim hastaneye de…
Kalktım duş aldım soğuk su belki kendime getirir diye, hem de abdest alayım ne olur ne olmaz…
Hastane dosyamın olduğu evrak çantamı hazırladım, ne gelecek başıma bilinmez, bir de temiz çamaşırlar ve gecelik, havlu diş fırçası vs. bir çanta hazır olsun kapı yanında.
Temiz giysiler giyip uzandım yatağıma, dualarımı ettim. Allah’ım kendimi sana emanet ediyorum, kısmet edersen sağlıkla kalkmayı, şimdiden şükürler olsun sana, kalkamaz da, uykumda ebedi uykuya geçersem de, günahlarımı bağışla ne olur deyip kelime-i şahadet getirip uyudum…
Allah emanetini iyi korumuş, güvencimi boşa çıkartmamış, sadece göğsümle birlikte kolumda hafif bir ağrı ve uyuşukluk kalmıştı sabah uyandığımda!..
…….

Tüm insan olmayı özümsemişlere selam olsun, veda vakti geldiğinde, yorgun fakat cesur kalemim, yürekli ve insan dostlarıma armağan, haklarım helâl olsun! Sizler de helal ediniz lütfen!!!
Ne olur ne olmaz!..
Genç, yaşlı, sağlıklı, sağlıksız fark etmeksizin, dört kollu sıklıkla selam verip malum melek ara sıra uğrayıp hatır soruyor, farkında bile olmasak da!..
Her an düşünmesek de, ara sıra hatıra getirmekte fayda olduğu kanaatindeyim pek çok nedenle!
Hepinize sağlıklı ve uzun bir ömür dilerim efendim.
Allaha emanet olunuz, Allah her daim yanınızda ve ellerinizi tutuyor olsun.
Selam ve saygımla…

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.