ALEVİLER VE HDP

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ALEVİLER VE HDP


Aleviler hep CHP’nin oy deposu olarak görüldü. Demokrasinin, laikliğin ve hatta cumhuriyetin teminatı “Alevilerdir” dendi. Türkiye’de cumhuriyetin bekçileri gibi görülen ve şeriat korkusu yaşayan Aleviler, destekledikleri CHP’den umduğunu pek bulamadılar. Cumhuriyetle başlayan eşit yurttaşlık statüsünde, sıkı sıkıya laikliğe sarıldılar. Laiklikle birlikte özgürlüğü, cumhuriyeti ve demokrasiyi savunan CHP’ye Aleviler, körü körüne destek vermediler. 

Çünkü, Aleviler eşit yurttaşlığı ve inançlarını yaşayabilme şansını cumhuriyette buldukları için CHP’nin yanında oldular. Kısmen de olsa nefes aldıkları Cumhuriyet rejiminde demokrasinin bedellerini Aleviler ağır bir şekilde ödedi. Dersim katliamı, Çorum, Maraş, Sivas ve Gazi olaylarını büyük acıyla yaşadılar. 

Aleviler, kendi taleplerini destekledikleri CHP’den hiçbir şekilde bulamadı. CHP’nin dışında oy verdikleri, SHP ve DSP’den de bulamadılar.  İnançlarını anayasal statüye kavuşturma, zorunlu din dersinin kaldırılması,  Cemevi’ne ibadet yeri statüsü verilmesi, devletin laik olması, Diyanetin kaldırılması ve Alevi köylerine Cami yapmaktan devletin vazgeçmesi gibi taleplerini destek verdikleri mevcut sol partiler yerine getiremediler. Hatta konuşmaya bile cesaret edemeyenler oldu. 

Solcu, sosyal demokrat, sosyalist olmaları ve CHP’yi desteklemelerinden ötürü muhafazakâr nüfusun ağırlıkta olduğu Türkiye’de horlanan Aleviler, CHP’nin gerçek sosyal demokrat bir parti olamayışından ötürü de parti içerisinde kabullenme noktasında hep önyargılarla karşılaştılar. Bununla birlikte Türk solunun sırtını askere ile Atatürk’e dayayıp, politika üretememesinden ötürü kendilerine hitap edecek yeni bir parti arama arayışına uzun zamandan beri girdiler. Ayrıca, Cumhuriyetin bekçisi olmaktan da bıktılar. 

Çünkü cumhuriyet tarihinde Türk silahlı kuvvetlerinde rütbeli olarak ilerlemeleri mümkün olmadı. Dışlandılar. Günümüze değin hala Alevi kökenli vali olmadı. Kaymakam olamadılar. Alevi vatandaşlarının da vergileriyle ve 9 bakanlığın bütçesiyle beslenen Diyanet’in içinde bir tane Alevi çaycı bile yoktur. MİT, Emniyet teşkilatında Alevi vatandaş yoktur. 

Kısacası Alevi vatandaşlar devlet nezdinde hep ötekileştirmişlerdir. Özellikle AKP iktidarı boyunca bu dışlama ve Alevileri yok sayma vizyonu prim yapmıştır. 

Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yeni çehre kazanan CHP’ye özellikle batıdaki Alevilerin desteği devam ederken, parti içindeki ulusalcı kanatla, Kürt Alevileri hep zıt yönde sol siyaseti yorumlamaktadırlar.  Hatta Avrupa’daki CHP örgütlenmesinde dahi bu zıtlaşmaları rahatlıkla görebiliriz. Türk solu, Türkiye soluna hitap edecek yeni söylemleri oluşturmakta hakikaten son dönemlerde zorlandığı gibi AKP iktidarında tamamen geriledi. CHP’nin doğuda etkisinin olmaması ve Kürtleri kucaklayamaması bunun en belirgin göstergesidir.    Deniz Baykal döneminde CHP’den kopan Aleviler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığıyla partiye destek verdikleri ve ondan beklentilerinin bir hayli fazla olduğu bilinmektedir. 

Osmanlı döneminde Alevilerin yaşadığı kıyımlar, savundukları Cumhuriyet rejiminde de yaşanması ve son olarak AKP iktidarındaki dışlama ve ötekileştirme siyaseti Alevi vatandaşlarını tedirgin etmektedir. Gezi olaylarında Alevi gençlerinin yaşamlarını yitirmesi ve Aleviler üzerinden oynanan bir takım oyunlarla, Aleviler de haklı olarak arayışlarını sürdürmüşlerdir. 
Bunu mevcut sağ partilerde bulmanın mümkün olamayacağını savunan Aleviler, Türkiye’de olası başkanlık sisteminde yaşam alanlarının daha da zorlaşacağına inanıyorlar. 

Laiklik kaygısıyla birlikte, hiçbir taleplerinin yerine gelemeyeceğine inanan Aleviler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemini ısrarla istemesi ve başkan olma ihtimalinden açıkçası tedirginler. Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminden bu yana Alevilere yönelik sergilediği dışlayıcı ve ötekileştirici yaklaşımı Alevilerin temel bir rahatsızlığı olarak bilinmektedir.

7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde aslında çok önemli bir role sahip olan Aleviler’e son yıllarda söylemleriyle dikkat çeken HDP’nin Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın umut olduğu net olarak görülmekte. Alevilerin taleplerini ciddiye alması, çoğulcu ve demokratik üslubu Alevileri olumlu yönde etkilemiş durumda. HDP’nin yüzde 10 barajı altında kalmasının AKP’nin meclisteki gücünü yükseltecek olmasını tehlike olarak gören Aleviler, kilit olma rolüyle muhtemelen HDP’nin meclise girmesini sağlayacak. 

Aleviler bu şekilde AKP’nin milletvekili sayısının başkanlık sistemini değiştirecek orana ulaşmasını engelleyecek. Kendi taleplerini CHP’nin dışında HDP’de duyurma şansını bulacaklar.  Haliyle rekabet Alevilerin işine gelecek. Avrupa Alevi Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker’in HDP’den milletvekili seçilecek yerden aday gösterilmesi ve diğer Alevi adayların adaylığı dikkat çekicidir. 

Her ne kadar geçmişte İdrisi Bitlisi, Hamidiye Alayları ve Sünni Kürt aşiretleriyle Alevilerin yaşadığı olaylar günümüzde de tartışılıyor olmasına ve Atatürkçü Alevilerin, HDP’ye olumsuz bakması karşın Aleviler için HDP’nin siyasette yeni aktör olmasının realitesini değiştirmeyecek. 

Öyle ki, Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Ulusoy bile “Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce istediklerimizi Selahattin Demirtaş’ta gördüm” demesi Kürt siyaseti ile Aleviler arasındaki bir yakınlaşmaya işaret eden önemli bir süreç olarak görüyorum. Ancak, Demirtaş’ın kullandığı dil, yaklaşımı ve söylemiyle etkilenen Aleviler, Kürt siyasetinin özelde HDP’nin izleyeceği politikaların bütününde yatması ve Kürtlerin kendi izlediği politik hattın Aleviler açısından sorunlu olabileceği kaygısı da göz ardı edilmemeli. 

Gerçek şu ki; 8 Haziran’da Alevilerin, HDP ile Türkiye siyasetine yeni iğme getireceği kesin. 

Metin Es

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.