AKTÖR-LİDER 1
Son günlerde her kesimden yazarlar, gazeteciler, politikacılar RTE’nin kurnaz ve zeki bir politikacı olduğunu kabul ettirme çabasını görüyoruz.
Üstün niteliklerini saya saya bitiremiyorlar.
Toplumbilimci, teolog, çağının süper futbolcusu, asrın lideri, hoş görü timsali, toplumu kucaklayıcı…
Çocukluğunda işlediği hata veya suç karşılığı; ”babası tarafından onu ayaklarından asarak” cezalandırıldığı şeklindeki aile içi şiddeti yaşadığını yakınları tarafından anlatılır.
Böylesi çocuklarda kişilik bozuklukları, şiddet yanlısı eğilimler oluşur.
İktidar gücünü nasıl bir şiddet kullanımında kullandığını her geçen gün daha artan şekilde saldırgan bir kişilik örnekleri vermesini anlamak için Psikiyatris olmaya gerek yoktur.
Bu konuda bir uzmanın bir hekimin bilimsel ve tıbbi bulgusuna karşı öfkelenip dava açmıştı.
Birkaç örnek verecek olursak;
– Gezi’deki gençlere darbe yapacakları gerekçesiyle şiddet uygulanmasını emrettiği, gençlerin ölümleri için emri kendisinin verdiğini normal bir kararmış gibi açıklaması.
– ”Kindar ve dindar bir nesil” istemesi.
– 301 Madencinin öldüğü Soma maden faciasında Soma’da halkın tepkisine karşı bir faciadan kurtulan genci ”İsrail Dölü” diye boğazını sıkıp, tokatlaması.
– Kızdığında bakanlarını ve bürokratlarını tokatlaması. (bir çok gazetede yazıldı, itiraz olmadı)
Toplumbilimcilik ile kurnazlık ayrı melekelerdir.
Toplumun yanlış eğilimlerini, nedenlerini bilimsel olarak araştırıp çözüm yolları önermesi başka şeydir, toplumun yanlış eğilimlerinden yararlanıp, kendi çıkarı için halkı kullanması ise fırsatçılıktır.
Devlet adamlığı asla değildir.
Din bilgini yakıştırması hiç bir din hakkında bilgi sahibi olmadan ahkam kesen cahil takiyecilerin dalkavukluğudur.
Üstelik RTE İmam Hatip’te önemli dersler olan Kuran-ı Kerim ve Arapça derslerinde başarısız olmuş ve bütünlemeye kalmıştır.
Futbolculuk döneminde de Fenerbahçe ile olan ilişkisi RTE’nin parasız yatılı İmam Hatip öğrencisiyken o dönemin FB Kulüp başkanı Emin Cankurtaran’ın İmam Hatip Okuluna iftar yemeği vermesinden dolayıdır.
Okul hayatı ve çocukluğu sırlarla dolu.Bu konular hep gizleniyor nedense.
Yoksul bir aile çocuğu olması nedeniyle ailenin geçimine futbol maçlarında gazoz ve simit satarak katkıda bulunmaktaydı.
Fırınlardan bayat simitleri 2,5 kuruşa alıyor, annesi buharda yumuşatarak 5 ila 10 kuruşa satıyordu.
Çocukluğunda yoksulluk çekmiş bir insanın, hayata atıldıktan sonra İstanbul Belediye Başkanlığı dönemine kadar yatığı işler; elektrik sayaçlarını okuma, bazı ticari kesimlerde muhasebeci olarak çalışması, en önemli ticari gelirini İstanbul’da Ülker Büskivisi dağıtımını yapmıştı.
Bugün dünyanın en zengin politikacısı olmasının bir açıklamasını yapmamıştır.
ABD diplomatlarının kriptolarında ortaya çıkan İsviçre bankalarındaki hesabını açıklayamamıştır.
Belediye Başkanı olduğunda parmağındaki yüzüğü göstererek:
”Tayyip Erdoğan’ın bu yüzükten başka varlığı olursa o hırsızlık yapmıştır.” Diyen kendisidir.
Diplomasının bile şaibeli olan bir cumhurbaşkanı muz cumhuriyetinde bile olmaz, RTE Türkiye’sinde olur;
Biyografisinde 1973 yılında İmam Hatip Lisesini bitirip 1981 yılında Boğaziçi Üniversitesini bitirdiği yazıyor.
1983 yılında kurulan Boğaziçi Üniversitesinden nasıl mezun olabiliyor?
Bunu sormak bizim hakkımız, RTE’nin yanıtlaması ise görevi olmalıdır.
Geçmişinde MHP kökenli olduğunu yakın ilişkisi olan şarkıcı Adnan Şenses açıklamıştı.
RTE’nin her fırsatta kullandığı mağduriyet acındırmasının örneklerinden Pınarhisar Cezaevi’nde hapis yatarken korumalığını yapan Hasan Yeşildağ eski ülkücü militanlardandı.
Hasan Yeşildağ, Abdullah Çatlı, Oral Çelik’le Abdi İpekçi cinayetine karışmış ve Avrupa’da Asala örgütüne karşı kullanılan tetikçilerdendi.
Devlet Bahçeli’nin RTE dayanışması belki de o dönemlerden kalma yakınlıktandır.
Türkiye, hiç bir dönemde RTE’nin uyguladığı ayrıştırma aymazlığını yaşamamıştır.
Muhalefet liderlerine Türkiye’de hiç bir siyasetçi RTE kadar; Şerefsiz, haysiyetsiz, cami duvarına pisleyenler…gibi küfür ve hakaret etmedi.
Kendine, bilgisine güvenen medeni bir siyaset adamı diğer muhaliflerle Batı ülkelerinde olduğu gibi
Televizyonlara çıkar orada siyaseti, tarihi, ülkede olanı biteni tartışır.
RTE asla böyle bir tartışma programına çıkamaz.
Çünkü, o birikimi, tartışma kültürü, hoşgörü ve tartışma yeteneği yoktur.
RTE’yi AKP Hükümeti Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı şöyle tanımlıyor:
Tayyip Bey çok iyi bir oyuncu. Bir senaryo çizildiği zaman, bir oyun planı kurulduğu zaman, o plan çerçevesinde kendisine düşeni hemen kavrayıp onun gereklerini yapar.”
Bu manada yetkin bir aktör.”
Oysa liderlik, bilgelik apayrı bir kişilik ister.
Bilgi sahibi olmak başka oyunculuk başkadır.
Hele liderlik, ustalık daha başkadır!
Yıldız AKALIN
