0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AKSAYAN TÜRKİYE ALMANYA İLİŞKİLERİ
Son Ermeni yasa tasarısının Alman Parlamentosu Bundestag`tan geçmesi sonrası ve Mülteci krizi nedeniyle en sonda Türkiye’deki Darbe teşebbüsünün ardından binlerce kişinin tutuklanması sonrası Almanya ile Türkiye’nin ilişkileri hayli gerildi.
Oysaki Almanya Türkiye ilişkileri çok eskiye dayandığı için bu gibi günlük, konjonktürle gelişmelerle sarsılmaması gerekiyor. 
Almanya ile Türkiye arasındaki belli başlı sorunları tekrar hatırlayalım isterseniz.
Vize özgürlüğü
Erdoğan’ın Köln Mitinginde Canlı Video bağlantısının yasaklanması
Darbe teşebbüsü sonrası toplumun her kesiminden insanların tutuklanması, işten atılması.
Almanların çoğunluğu Türkiye’de gözaltına alınan ya da tutuklananların hepsinin Gülenci olduğuna inanmıyorlar. Onlar ‘’ Erdoğan karambole getirip kendisine karşı olan Solcu, Kemalist ve Kürt muhalif Aydınların, Gazetecilerin, İş Dünyasından insanların, yüksek Rütbeli Subayların, Yargı mensuplarının da bu süreçte içeri tıkıldığına’’  inanıyorlar.
Alman ZDF TV kanalındaki Showmen Böhmermannın Erdoğan’a belden aşağı Skeçi
Ermeni yasa tasarısının Alman Parlamentosunda onayı
Tüm bu nedenlerin yanında iki ülke ilişkilerinde çoğu zaman farklı bakış açıları, demokrasi anlayışı, uygulaması nedeniyle ilişkiler hep inişli çıkışlı olmuştur.
Sorunların bir soğuk savaşa dönüşmemesi tarafları yıpratmaması için iki tarafında gerçekçi, hassas ve sorumlu davranması gerekiyor. Çünkü bu negatif hava burada yaşayan ve sayıları dört milyonu bulan insanımıza öyle ya da böyle yansıyor.
İki tarafında biri birini suçladığı alanlar ortada.
Örneğin Almanya ve Türkiye’de Azınlığın ve Çoğunluğun Birlikte Yaşamalarındaki sıkıntılarda ayrı bir ihtilaf konusu.
Erdoğan hükümetlerinin Alman devletine yaptığı Asimilasyon suçlamaları unutulmadı. Türkiye Almanya’nın kendisine demokrasi dersi vermesinden de hiç hoşlanmıyor ve bunu İçişlerine karışmak olarak görüyor.
Bunda belki Türkiye kendi açısından haklı olabilir ama Almanya Türkiye’deki birçok olaydan etkileniyor. 
Ama öbür taraftan Almanlar bir Ermeni Gazeteci-Yazar Hrant Dinkin, Trabzon’da bir Papazın, Malatya’da yayınevi elemanı Misyonerlerin öldürülmelerini hiç kabul etmiyorlar. Bunlara ek olarak NATO ülkesi Almanya’nın Parlamenterleri Adana-İncirlikteki NATO hava üssünde Iişi`de karşı taarruzlarda yer alan askeri Personelini ziyaret edemiyor. Bu tip mantıksız uygulamalar iki ülke ilişkilerini hayli geriyor.
Yine buradaki Alman şehir yöneticileri, yerel politikacı arkadaşlar “ Türkler, Müslümanlar Almanya’nın birçok şehrinde izin alıp Cami yapıyorlar, bazen arsasını bile biz veriyor,  açılışlarına gidiyoruz ama Türkiye’de Hristiyanlar, Dini azınlıklar hatta daha Liberal olan Aleviler inançlarından dolayı tehdit altında, hakları verilmiyor’’ diyorlar.
Çok sorun var aslında zaten bu nedenle de. Türkiye Alman medyasında her gün gündemde
Özellikle Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı toplantılara, mitinglere hiç iyi bakmıyor Alman halkı. Türkiye’deki iç sorunların buraya taşınmasından nefret ediyorlar.
Demokrasinin rafa kaldırıldığı 1980 Faşist Kenan Evren darbesinden yüzbinlerce muhalif insan Türkiye’den kaçtı. Nereye geldiler tabii ki en çok Almanya daha sonra Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç ve Danimarka’ya.
İnsan haklarının en acı şekilde çiğnenmesi Avrupa’da kabul görmüyor. 
Ayrıca o dönemlerde ve şu an yeni gelen buraya sığınan her sosyal kesimden insanın buraya uyumu, külfeti ve getirdiği sosyal faturalar az mıdır?
Türkiye Almanya’nın NATO’da ortağı ama Türkiye’nin sınırlarını Esad Muhalifi Radikal Dinci Terör örgütlerine nasıl açtığını herkes gibi elbette Almanya’da çok iyi biliyor ve bunu hep eleştiriyorlar.
En son Suriye ve Iraktan gelen bir Milyonun üzerinde Mülteci yüzünden Başbakan Merkel’in bir yıl sonra yapılacak seçimleri kazanamama durumu var.
Almanya bu nedenle kaynıyor, Halk Almanlar Politikacılarına, devleti yönetenlere kızgın. 
Daha dün sabah haberlere düştü. Başbakan Merkel bu konuda hata yaptığını itiraf etti.
Sorunların azalması ya da bitmesi için Almanya’nın,  AB nin Türkiye’de Demokrasinin yerleşmesi için Türkiye’ye perspektif sunması lazım.
Dışlanan Türkiye ve onun burada yaşayan vatandaşları Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler AB ye alınırken Türkiye’nin dışarda bırakılmasını kabul etmiyorlar.
Yine herhangi bir AB ülkesinden Almanya’ya gelen ve altı ay burada oturan bir AB Ülkesi vatandaşı AP seçimlerimde dâhil seçimlerde oy kullanırken elli beş yıldır Almanya’da yaşayan T:C vatandaşının yerel seçime katılma hakkı bile yok.
AB Türkiye’yi zamanında AB ye alsaydı belki de Türkiye bu iç çalkantıları, Terörü, Kaosları yaşayamayacaktı, Din referanslı Partiler iktidara hiç gelemeyecekti. 
Almanlarla aramızda bir nefret- sevgi ilişkisi olsa da iki ülke burada yaşayan insanlarımız, onların buraya kattığı politik, kültürel, sosyo-ekonomik katkı nedeniyle aramızda özel bir bağ var.
Türkiye ve Türkiye’den gelen insanların çoğu Almanya’dan tek yanlı sevip hayal kırıklığına uğramış bir sevgili gibiler. Hak ettikleri muameleyi her zaman görmediklerine inanıyorlar.
Almanlar ve Batının güçlü, demokratik, seküler, laik bir Türkiye istiyorlarsa oradaki liberal, demokrat insanlara ve kurumlara destek vermeleri gerekiyor, silah sattıkları Krallara, Şeyhlere, Emirlere, Diktatörlere değil. .
Demokrasisi sağlam, inançlara saygılı, Batı ile uyumlu gerçek laik bir Türkiye Ortadoğu’daki sorunlu, sıkıntılı, şanssız Ortadoğu halklarına, Arap ülkelerine deniz feneri, ışık, umut olabilir.
Buda şu demektir: Huzurlu, mutlu savaşsız Müslüman ülkeleri ve toplumu. O zaman batıya ne göç ne sığınma olur. Çünkü bu ülkeler zengin tarihleri, turizm potansiyeli zengin ve iklim açısından harika ülkeler.
Almanya’ya dönecek olursak tüm olumsuz dış politikalarına, yukarda saydıklarımıza rağmen, Almanya buraya gelip gayret gösteren, çalışkan, hedefleri olan Göçmenlere müthiş imkânlar sunmaktadır. 
Yanlışlarını söylerken iyi yanlarını da söylemek, kabul etmek ve vefakâr olmak zorundayız. Burada insan muamelesi görüyor insanlar. 
Ben Almanya ile Türkiye’nin ilişkilerinin düzeleceğine inanıyorum. Yılgınlığa düşmememiz lazım. Almanların Türkiye’den, Türklerden, Kürtlerden ve diğer Anadolu insanlarımızdan vazgeçmesi mümkün değil. 
Yeter ki Türkiye’de iyi yönetilsin, kendisine çeki düzen versin. insan haklarını çiğnemesin, Basını, Medyayı  özgür, serbest bıraksın. 
Türkiye ev ödevini iyi yapsın, Batıya açık vermesin her yurtsever, demokrat gibi bizde sosyal Almanya’da çalışan, yerel politikada seçilmiş kişiler olarak onu korur, kollar, savunuruz burada…
Bu dileklerle sevgi ve mutluluk dolu günler diliyorum…
Mehmet Tanlı