0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. Yaklaşan seçimler, gerçekten de Türk siyasi hayatında önemli bir geçiş noktası olacak.
AKP 8 yıldır ülkeyi yönetiyor. İnanç siyasetine tutsak edilmiş bir ülke modeli yaratmaktan başka yapılan bir şey yok ortada. İnadına ”İslami Modele” kaydırılan bir anlayış, halkın din duygularını çok iyi kullanmanın sonucunda yaratılan ”Kırsal kültür sendromu” ve eğitimden kültürel yapılanmadan yoksun kalmış bir kitlenin verdiği, neye ya da neden kullandığı oylar sonucunda gelinen nokta, işte AKP sistemin yaratılması modeli. Peki, hükümet gelecek için Türkiye’ye umut veriyor mu dersiniz? İşte bu çok önemli, yeniden seçimi kazanacak olursa. Türkiye’de tüm dengelerin nasıl değişeceğini düşünmek gerek bana göre.

ANAYASAYI DEĞİŞTİRME İNADI.
Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek, alt kimlik üst kimlik tartışmaları gündeme gelecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edecek, peki bütün bunlar yok muydu şu ana kadar? Belki de vatandaşlıkta Türklük tanımı kalkacak, öyle ya, hala ”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”sözünü kullanamayan bir siyası iktidar var. Bunu yapacaklarını anlatıyorlar, AKP grup başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı,”Bunu yapacağız yoksa demokratikleşmeyi yapamayız” diyor. Hangi demokratikleşme den bahsediyorlar acaba? Adına ileri demokrasi koydukları anlayışta, düşüneni yazanı çağdaş demokrasiyi Türküm demeyi, Atatürkçüyüm ve onun devrimlerine bağlıyım demeyi suç sayacak bir demokrasiyi mi anlatıyorsunuz acaba? AKP Mevcut Anayasada 6,maddeye göre yazılı olan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk milleti egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır cümlesinde Türk Milleti ifadesini çıkarırsanız egemenliği bu kez kime teslim edeceksiniz? Atatürk ”Ne mutlu Türküm Diyene”sözlerini. Türk milletinin uluslararası saygınlığını yaşaması adına miras olarak bırakmıştır. Şimdi onun bıraktığı tüm çağdaş anlayıştan değerler den bu milleti uzakta tutmak, bana göre Atatürk’ü de yavaş yavaş unutun arkadaş demek anlamına gelmiyor mu? İşte AKP kendi adına inşa etmeye çalıştığı anayasa da,’Türkiye Milleti’ ifadesini kullanmamak adına bir çalışma içindedir. Şimdiden bizler de ‘Türk ve Türk milleti ‘olmaktan sonra, nasıl bir egemenliğin altında kalacağımıza alışmalıyız derim?

Bu gün Almanya, Fransa, Yunanistan Amerika ve diğerleri. Millet olarak tanımlanmıyorsa, bundan sonra Türkiye Milleti de olmayacak.12 Haziran 2011 seçimleri, bana göre Türk siyasi tarihinde çok önemli bir geçiş sürecinin de habercisi olacak, ama asıl yargılanan onlar olacaklar, Atatürk ve tarih, cumhuriyet ve çağdaş düşünce anlayışı, özde ve dolaysız bir demokrasi.”Ne Mutlu Türküm Diyene” nin ruhu bu savaştan galip çıkacaktır. Hala demokrasinin adını koyamayan, nasıl bir demokrasi ile yönetildiğini bile bilmeyen, seçim anında, neye neden niçin oy kullandığından bile haberi olmayan, kültür ve eğitim birikiminden yoksun bir toplumun kararıyla tüm sisteme hâkim olmak. Yarın bu ülkenin içinde kalacağı çarkın nasıl açılacağı gerçeğini anlatamamak, işte asıl endişelerim kaygılarım korkularım ve bu gün demokrasinin nasıl bir yalnızlık içinde olduğunu yine bu topluma anlatamamak.80 yıllık yaşayan bir demokrasimiz var, ama ne yazık ki bu gün Bolivya, Lübnan, Honduras gibi ülkelerin bile gerisinde kaldık.1946 yılında kurulan dünyanın önemli araştırma kurumlarından olan (EIU)böyle diyor bize ve ”The Economist İntelligence Unit Limited 2010” (EIU) nun dünya genelindeki 40 tan fazla çalışma ofisinde bu değerlendirmeye ulaştığını yazıyor. Yani Türkiye hala demokrasiyi tartışıyorsa, bu Atatürk devrimlerine ve cumhuriyete zarar veriyor demektir. Dilerim sisteme hâkim olanlar bu gerçeği iyi görürler ve bu tarihi seçim sonunda yine ülkeyi, kendi siyasal gelecekleri adına, tarihten öç almak adına bir kaosa sürüklemezler.
Türkiye böyle bir bölünmeyi ve farklı yönetim modellerini kaldıramaz. ”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Prof. Dr. Levent Seçer