AHMET KAYA’NIN ARDINDAN

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Benim anamın, ailemin yaşadığı ülkeme nasıl o şerefsizlerin ülkesi diye nasıl nitelendirebilirim? Şerefsizlerin memleketi dediğim iddia edildiği ülke, benim canımı vermeye hazır olduğum vatanımdır…”

”En çok da gücüme giden, kızımın okuldaki dolabına vatan hainin kızı diye yazı yazmış olmaları oldu. Çok ağrıma dokundu, bunu duyunca sabaha kadar ağladım…”

”Ben bu sürgünde ekmeğimin peşindeyim, yaşamımı sürdürmek zorundayım. Bana kim konser için kim teklif getirirse konsere çıkarım, ülkücüler bugüne kadar bana konser teklif ettiler de hayır mı dedim? Etsinler, sahneye çıkmazsam namerdim…”

İstanbul’da Ahmet Kaya’yı anma etkenliği tartışmaları yapılırken, Aralık 1999’da onunla sabahın ilk ışıklarına kadar ettiğimiz sohbetten, aklımda kalan bazı cümleleri yukarıda sıralamaya çalıştım.
ahmet-incel-13-12-a.jpg

”Ben lafını sakınmayan deli dolu adam olarak bilinirim. O gece de çok daha önceleri de defalarca söylediğim sözleri söyledim. Genelde bana ”Ahmet, deli delikanlıdır, onun sözleri kafaya takmaya gelmez” derledi, ama o gece demediler, birileri bir yerlerde düğmeye bastı ve kalemim kırıldı” diye o malum Magazin gazetecileri ödül gecesini değerlendiriyordu.

Münih’te bir otelin lobisinde başlayan sohbetimizde her iki sözünden biri vatanımdı… Konser için kendi kullandığı eski bir arabayla Paris’ten gelmişti. Bizi, otelin arkasına park ettiği arabasına götürdü ve kasede aldığı daha kimsenin duymadığı bestelerinden bazılarını dinletti. ”Bak dedi, bugün bu güzelim bestelerimi çıkarak cesaretli yapımcı bulamıyorum, ama bir gün gelecek hepsi peşimde koşacak” derken yine gözleri yaşarmıştı.

Konuşmamızda yine ”şerefsizler” kelimesini kullanıyordu ama bu kez ”iş arkadaşı, dostum bildiğim şerefsizler malıma mülküme el koydu, beş kuruşum kalmadı” diyordu.
ahmet-incel-13-12-b.jpg

Tüm konuşmalarında beyinsel olarak Türkiye hasreti ile yanan ve ne pahasına olursa olsun dönmeyi düşünen bir Ahmet Kaya vardı. O gece kuliste adını hatırlayamadığım sürgünde yaşayan başka sanatçılar da vardı. Hepsi de Türkiye’ye ”biz artık dönmek istiyoruz” mesajı vermek peşindeydiler. Haklarında çıkacak olumlu bir haberle belki Türkiye kapısı aralanır umudu taşıyorlardı.

Ahmet Kaya, zamanında Cem Karaca’nın Turgut Özal’la Münih’te Hotel Jahreszeiten’da görüşmesi sonunda Türkiye’ye dönebilmesi gibi bir dönüş umudu taşıyordu. Ama onun şansızlığı artık Turgut Özal yoktu…

Bu olay bugün olsa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aynı Özal gibi Ahmet Kaya’nın yurda dönüşünü sağlayacağından hiç şüphem yok…

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.