AGRESİF ERKEKLER

ABONE OL
11:45 - 23/10/2020 11:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Belirli günler küresel olarak anılır, kutlanırken mutlaka başlangıcını hatırlama, hatırlatma tarihçi ve yazarların görevidir. Emeğe saygı, tarihe bakış geleceğe yön verecektir.
 
Tarihin derste not almanın çok ötesinde işlevi vardır. Geçmiş olduğunuz yeri, yönü geleceğe yöneltir. Ders almasını bilene pusula gibi yol gösterir.

Kadın erkek iki cins insan topluluğunun tamamını teşkil eder. Bir bütünün yarısı ilerleyip, yarısı geride kalması fizikte mümkün değildir. Yere zincirle bağlı olan kısım, diğerinin de göklere yükselmesine engel olur, aşağı çeker.

Erkek çocukları anneler, çoğu kadın olan öğretmenler yetiştirdiği, eğittiğine göre şiddet eğilimli olmalarını doğru anlamak, ilerisine yönelik önlem almayı sağlar.

25 Kasım 1960 tarihinde Mirabel kardeşler Dominik Cumhuriyeti’nde hapiste tutuklu olan eşlerini ziyarete giderken, kaza süsü verilerek öldürüldüğü Birleşmiş Milletler raporunda verilmiştir. Kabahatleri devletin başındaki diktatör Turijillo’nın idaresine karşı gelmekti. Birleşmiş Milletler bu tarihi Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak 1999 yılında kabul etti. Kadınlar erkekleri yetiştirdiğine göre, önce kendilerine nerede, neden yanlış yaptıklarını bu önemli günde sormaları gerekir.

Kadına yönelik şiddet İslâm ülkelerinde en çok görülmek üzere Dünya’nın sorunudur. Federal Almanya Aile Başkanı Franziska Giffey’in açıkladığı istatistik felâketi gözler önüne seriyor. Bir kadın için en tehlikeli erkek eşi oluyor. 77.227 kadın bir yılda yaralanıyor. Sokakta yaşayanı yakan, istasyonda kadını merdivenden itenler, futbol sahalarında ve trafikte agresif olanlar da, hapiste tutuklu olanların yüzde 94’ü de erkekler.
Birinci sorun biyolojik erkeklik hormonu testosteron gösteriliyor. Sosyal eğitimle doğru yönlendirilirse erkek çocuğun gelişmesine hizmet ediyor bu hormon.

Çocuk babasına soruyor, içimde iki aslan kavga ediyor, birisi iyi birisi kötü, hangisi yenecek, diye sorar. Babanın cevabı hangisini beslersen, o yenecek diyor.

O halde hiçbir çocuk şiddet yanlısı olarak doğmuyor. Erkeklerin hepsi saldırgan değildir. Aileden başlayarak okul, sosyal çevre çocuğun hamurunu yoğuruyor. Erkek çocuğa ağır yükler, sorumluluk verilmemeli kızkardeşi, annesi eşi kendi şeref ve namusunu koruyabilir. Birey kendisini koruyacak şekilde yetiştirilmelidir.

Aşkın, sevginin, evliliğin ömrü insan ömrü gibi sınırlıdır. Ayrılmak geçimsiz ilişki ve evliliklerden daha sağlıklıdır. Erken yaşlarda örnek olarak gösterilmelidir. Boşanmalarda suçlu olmaz, anlaşamamak vardır. Eşler boşanıyor, ama çocuklarından boşanmıyor. Toplum ünlülere gösterdiği anlayışı, normal vatandaşa da göstermelidir.

Çocuk, bilhassa erkek çocuk annesinden ayrılmayı öğrenmelidir. Bu nedenle yuva, kreş gibi çocuk eğitim merkezlerinde yatılı grup gezileri tertip edilmelidir. Duygular da öğrenilebilir. Cinsî dürtüler, öfke davranışların kontrolü öğretilebilir.

Şiddet eğiliminin ikinci nedeni toplumda iş hayatında rekâbet gösteriliyor. İşinde, sporda, grupta, cemiyette yükselme imkânı bulamayan erkek bıçak ve silaha sarılıyor. Toplum gösterişe, etikete fazla değer verip, barışı tehlikeye sürmemelidir. Başarı ölçeği duygusal ve sosyal gelişim ve karakteristik özellikleri içermektedir.
Yani ilkokulda verilen karne iş hayatında devam etmelidir. Karnede derslerde gösterdiği başarı notları ve davranış özelikleri yazılı olmak üzere iki bölüm vardır.

Erkeklerde şiddete yönelmenin üçüncü nedeni hor görme, ötekileştirme, ayrımcılık, ırkçılık gösteriliyor. Bir denemede üç genç top oynuyor. İkisi topu birbirine atarken, üçüncüyü dışlıyor, ona topu hiç atmıyorlar. Bu gibi davranışlar okul bahçesinde teneffüslerde karşılaşılıyor.

Ayrımcılığa uğrayan çocuk, sosyal ve ruhsal yara alıyor. Bu durumda negatif olguyu doğru anlaması aileye bağlı. İletişimi iyi olan ailede konu konuşulmalı, çocuk bilinçlendirilmelidir. Sorun çocukta değil, ona ayırımcılık uygulayanların ruhsal sorunları vardır. O kişileri yok saymak maskesi öğrenilebilir. Edebiyat ve sanat dünyasında en değerli eserler acı çeken, dram yaşayan sanatçı ve edebiyatçılar tarafından üretilir.
Demek ki burada da edinilen kötü deneyimleri pozitif nehirlere aktarma öğretilebilir, öğrenebilir erkek çocukları.

Erkekler kadın tarafından şiddet gördüğünü söyleyemez, gururuna dokunur. Çoğu gizli kalır. Erkeği intihara iten kadın şiddetini başka bir makalemde dile getireceğim.

Kuvvetli görünen erkek çocukları, aslında en az kız çocukları kadar sevgiye ve korunmaya muhtaçtır. Kız ve erkek çocukları  önce ailede, sonra okul ve sosyal çevrede eşit muamele görmelidir. Demokrasi ailede başlar, hak, hukuk ve adalet temeli bu müessesede atılır.
 
Hoşça ve adaletle kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey               

 
 
Bu konuda okuduğum makale:
Harro Albrecht und Stefanie Kara, Was Männer aggresiv macht,
DIE ZEIT, Nr. 49, 29.11.2018, S. 37

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.