0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gerek Ulusal takımımızın ve gerekse ülkemizdeki Liğ takımlarımızın son günlerdeki istikrarsızlığı sanırım herkesin dikkatini çekmiştir! Aslında bu istikrarsız durum yıllarca vardı yeni değildir. Gerek görsel ve gerekse yazılı medyadan birçok saygın yorumcu ve yazarın, basındaki söylemlerini, yazılarını okuduğumda; onlara hak veriyor ve düşüncelerine katılıyorum! Ancak; defalarca söyledik, buna rağmen hala çözümün çok yüzeysel boyutta aranması yok şu futbolcu öyledir yok falan antrenör şöyledir gibi kısır çekişme bizleri bir yere götürmez.

Bırakınız 70 milyonluk ülkemizi; İki buçuk-üç milyon Türk`ün yaşadığı Avrupa’da sadece bir Mesut Özil değil, Mesut’a benzer yüzlerce çocuğumuz var bunu Almanya’da yaşayan insanlarımız çok iyi bilir! Ayrıca ben kişisel olarak bu yeteneğe sahip cocuklarımızı yakından izliyor ve biliyorum, bu konyu ilgili kurumlara defalarca, zamanında söylememe rağmen hiç bir şekilde dikkate alınmadı, alınmadığı gibi yetkili olan kişiler ısrarla ve tipik futbolcu kimlikleri ile klasik çözüm yollarında ısrar ettiler ve devam ediyorlar.
Hâlbuki hangi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendi ulusal takımının başarılı olmasını istemez? Buradan bir kez daha üşenmeden yazmayı bir sorumluluk olarak algılıyor ve bu şekilde de yazmaya devam edecğimi belirtmek istiyorum.
Almanyada yaşayan biz Türk spor bilimcisi olarak Türkiyedeki ilgili kurumlarla her defasında ilişki kurmak istedim. Ama ne yazık ki ne ben ve nede bana benzer arkadaşlarım sesimizi duyuramadık ya da duymak istemiyorlar! Ve hala ısrarla kendi yöntemiyle çözüm yolları aramaya devam ediyorlar. Gerek Türkiye Futbol Federasyonuna(TFF) ve gerekse Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüze (GSGM) verdiğimiz raporlar ve projelere şu güne kadar hiç bir kurumdan cevap alamadığımızı buradan bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak isterim.
TFF’nunun Kölndeki Bürosu yıllardır alışılagelmiş bir yöntemle idare ediliyor ve Milli takımlarımıza futbolcu arayışı içerisinde hem futbolcu çocuklarımızı, hem ailelerini ve hemde Alman futbol federasyonunu aldatmaya devam ediyorlar; Yetenekli çocuklarımızın hemen hemen hepsi öncelikli olarak Türk milli takımlarımızı tercih etmelerine rağmen! Hiç bir ilgiyi görmüyor zaten bu kişilerin böylesi bir anlayışla bu sporcularımıza ulaşamaları mümkün değildir. Almanya’da yetişen ve bu ülkenin her türlü fiziki yapısından faydalanıp Alman hocalarının ısrarlı ve uzun süreli çalışması sonucunda yetişen bu çocuklarımızı adeta çalarak, bir başka deyimle hazıra konarak ulusal takımımızda top oynatıp Alman futbol federasyonunuda karşımıza almak yerine artık kendi ülkemizde kendi çocuklarımızın yetiştirilmesine yönelik çalışlmalara başlasak iyi olur!
Yıllarca emek verip çocuklarımızın yetişmesinde önemli katkısı olan bu Alman Futbol kulüplerdeki Türk kökenli göçmen çocuklarımızın bana göre Alman Milli takımında top oynamaları kadar dogal bir şey olamaz. Bu bağlamda hala burada yaşıyan çocuklarımıza Türkiye’de (Türk milli takımımızda) top oynamalarını istiyorsak; bu çocuklarımızın daha gelişim dönemlerinden itibaren hem kendileri ile ve hemde aileleri ile saglıklı bir iletişim ağının kurulması kaçınılmazdır. Anne-Babaların çocuklarına ilişkin bazı kaygı ve düşüncelerini (Tıpkı Alman Futbol Federasyonunun yaptıgı gibi) çözme yolunda çaba sarfetmeden bu çocuk Türk değil gibi ve benzeri terimleri kulanmak oldukça gereksiz ve yersizdir.
Futbola ilişkin daha çok yazacak şeyin olduğunu hep birlikte biliyoruz ancak tüm bunları buradan yazarak bazı kurum ve kuruluşları üzmek istemiyorum doğrusu; Almanyada bulunan Türk Spor kulüplerinin artık kendilerine bir çekidüzen vermeleri, tıpkı alman kulüpler gibi sağlıklı yapılanmaları gerektiğini (artık bir dönercinin bir bakklalın ya da bir pidecinin reklam ugruna 11 futbolcu ile sahalara çıkarak maç oynama zamanının geçtiğini) ve artık birkaç güçlü takımın birleşerek farklı kültürdeki sporcularıda bünyelerine alarak Almanyada 1. ve 2. Liglerinde top oynayabilecek bazı takımları oluşturmalarının zamanının geldiğini hatırlatmakta yarar görüyorum.
Tüm bunları kim ve nasıl yapacak? Konuştuğumuzda hiç kimse muhatap olmak istemiyor, ancak bir yetenek ortaya çıkınca herkes sahip olmak için adeta yarışıyor Mesut Özil Türk milli Takımını tercih etmedimi sanıyorsunuz? Ama o şimdi Alman milli takımının ve hatta dünyanın en önemli kulübünün gözbebeği oldu, bu konuda hiç kimsenin onu eleştirmeye hakkı yoktur aksine hep birlikte gurur duymalıyız! Eger itirazı olan varsa soruyorum; Elvan Ebaligase ne kadar Türk ise Mesut Özil’de o kadar Almandır. Alman milli takımlarında Mehmet’ler Ali’ler ve Mesut’ların olması kime ne zarar verir ki! TFF’nunun zaman kaybetmeden yapacağı en güzel şey; Almanyadaki kulüplerimize ve yetenekli sporcularımıza gereken önemi ve desteği versin burada tüm milli takımlara yetecek sayıda sporcu vardır diye düşünüyorum! Gelin oturup konuşalım, bunu başaracak yeteri kadar spor kulübü, spor bilimcisi ve sporcumuz vardır.
Saygılarımla..