ADIYAMAN’DAN SURİYE’YE

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

27 Şubat gecesi Adıyaman’da Alevi yurttaşlarımızın yaşadığı yaklaşık iki yüz evin birilerince işaretlendiğini duyduğumda ”Eyvah!” dedim. ”Türkiye, yeni provokasyonlar dönemine mi giriyor?” diye kaygılandım.
Geçmişte benzerlerini defalarca yaşadığımız bu tür oyunların nasıl üzücü sonuçlara yol açtığının toplum olarak tanığıyız. 12 Eylül öncesinin toz duman olan ortamında Sivas, Kahramanmaraş, Çorum’da Alevilerin nasıl boğazlandığını ve yine çok yakın bir geçmişte Sivas Madımak’ta aydınlarımızın göz göre göre yakılmasını acı içinde izlemedik mi? Ne yazık ki bu olayların failleri ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmayı sürdürdüler. Madımak olayı capcanlı ortada dururken, oteli alev topuna çevirenlerin kamera görüntüleri günlerce ekranları işgal etmişken davanın zaman aşımına gidiyor olması insanlık adına utanç vericidir.

Soğuk Savaş’ın başlamasıyla ulusal bütünlüğümüzü bozmak amacıyla türlü senaryolar uygulanmıştır. Etnik ayrılıkların körüklenmesi, mezhep farklılıklarının boğazlaşmaya dönüştürülmesi, sağ-sol çatışmaları bunların başlıcaları.
Alevi-Sünni çatışması oluyor görüntüsü verilerek Alevileri katletmeye yönelik planlı saldırılar geçmişin büyük acıları. Aynı şeyleri yeniden toplumuza yaşatmanın kime yararı olabilir? Tabi ki ülkemizdeki ulusal bilinci, bütünlüğü zayıflatarak bundan çıkar uman küresel güçler. Adıyaman’da yapılanlar, bir zamanlar Kahramanmaraş’ta yapılmadı mı? Orada da kapılara işaret konmadı mı? Yine aynı uygulama 6-7 Eylül olaylarında olmadı mı? Yıllar öncesine gidersek Hitler de Yahudilerin evlerini benzer yöntemlerle belirlemedi mi?
İçişleri bakanının işi üç çocuğun yaptığını söylemesi inandırıcı değil. Şakacı bakan yine şaka yapmış olmalı, bu söylemiyle. Bölücü örgütün çocukları eylemlerde nasıl kullandığını görmekteyiz. Çocuklar yapsa bile onları bu işe sevk edenler bulunmalı. Bu çocuklar nasıl çocuktur ki bir mahallede yalnızca Alevilerin evlerini işaretliyorlar.
Suriye için savaş tamtamları çalmakta. Her an müdahale söz konusu. İhale Türkiye’ye kalmak üzere. Suriye’de olanları mezhep çatışması gibi gösterme eğilimi var. Sünni halkın zulüm gördüğü biçiminde yalanlar üretilmekte emperyalist merkezlerde. Türkiye’nin Müslüman bir ülkeye Batılı emperyalistlerle yapacağı bir müdahale kamuoyunca hoş görülmeyeceği için hem iç yalanlar üretip hem de iç provokasyonlara başvurulabilir. Bu nedenle bu iş aydınlatılmalı; çocuk işi mi, büyük işi mi ortaya çıkmalı.
Ülkemiz insanı dış pompalamalarla epeyce acı çekti. Dışarıda planlanıp ülkemiz topraklarında sahnelenen bozguncu oyunları bozmalı. Ulusal birliğimiz emperyalist ve art niyetli işbirlikçi oyunlara feda edilmemeli.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.