ADAM GİBİ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Başbakan 20 Kasım 2012 Salı günü partisinin grup toplantısında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonu sert bir dille eleştirdi ve şunları söyledi: “Hala tribünden mi izleyeceğiz? Ya elimizle, ya dilimizle müdahale edeceğiz. Öleceksek adam gibi ölelim.”

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini kavrayamayan siyasi iktidarın “komşularla sıfır sorun” politikası iflas etmiştir. Siyasi iktidarın öngörüsüzlüğü ve emperyalizmin dayatması yüzünden tüm komşularımızla aramızda sorunlar bulunmaktadır. Başbakanın İsrail’e müdahale sözü de, “van minut (one minute)” gibi bir avutmanın yeni şeklidir. “Öleceksek adam gibi ölelim” sözü ise, kendi hırs ve çıkarları için, ülkemizin evlatlarını göz göre göre ölüme göndermekten başka bir şey değildir. Buna benzer bir olayı da Adnan Menderes, emperyalist ABD’nin çıkarları için askerlerimizi Kore’ye göndererek yapmıştı.

Başbakan Birleşmiş Milletler örgütüne, henüz deliğe süpürülmediği ABD’ye, kısaca bütün dünyaya bağırmakta, eleştirmektedir. Başbakanın “öleceksek adam gibi ölelim” sözünün özü, kendi çıkarları ve emperyalist politikalar uğruna gözünü kırpmadan bütün bir toplumu ateşe atmaktan çekinmemektir. Ne için ve neden öleceğiz?

Başbakan kendi çocuklarına askerlik bile yaptırmamıştır ama bu ülkenin çocukları her gün terör sonucunda gençliklerinin baharında ölmektedirler. Bunun hesabını vermeden “öleceksek adam gibi ölelim” demek, emperyalizmin isteği doğrultusunda ülkemizi büyük felaketlere sürüklemek anlamına gelmektedir.

Neden ölelim? Yaşayalım, ama adam gibi yaşayalım. Adam gibi yaşamanın maddi ve manevi koşullarının yaratılacağı bir ülke için çırpınan siyasi iktidar var mı? On yıllık AKP iktidarı döneminde ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, açlık, terör, yolsuzluk, hukuksuzluk alıp başını gitmektedir. Laiklik karşıtı eylemler hep gündemdedir. Siyasi iktidarın “ileri demokrasi” adını verdiği rejim sadece AKP iktidarının istedikleriyle sınırlıdır. Siyasi iktidarın isteğinin dışına çıkılınca, her türlü baskı ve zulüm söz konusu olmaktadır.

Siyasi iktidar, Türkiye’yi dünyanın en büyük 17. ekonomisi yapmakla övünmektedir. Ancak ülkelerin gelişmişlikleri açısından yapılan sıralamalarda Türkiye’nin, 134 ülke arasında 125. sırada kalarak, üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisinde yer alması karşısında söyleyecek sözleri yoktur. 2011 yılı Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporuna göre, Türkiye 135 ülke arasında 121. sıradadır. Türkiye, kadın ve erkeklerin ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği konusunda 132. sırada, eğitime erişimi konusunda 106. sırada bulunmaktadır. Türkiye basın özgürlüğünde 138 ülke arasında 135. sırada, yargı bağımsızlığında ise 82. sırada yer almaktadır.

Bugün ülkemizde 7 milyon kişi asgari ücretle çalışmakta, yaklaşık 10 milyon kişi işsizlikle boğuşmaktadır. Çalışanların %70’i yoksulluk sınırının altında ücret almaktadır. Memurun, işçinin, emeklinin, esnafın, çiftçinin düşürüldüğü acıklı durum herkes tarafından görülmektedir. Sosyal devlet ilkesi bitirilmiş, sıra demokratik ve laik, hukuk devletine gelmiştir. Laikliğe karşı her gün yeni bir söylem ve eylem ortaya çıkartılmaktadır. Ne ile suçlandığını bilmeden yurtsever insanlar cezaevlerinde açıkça zulüm çekmektedir, sahte belgelerle hapiste tutulmaktadır.

Yeryüzünde ilk kez emperyalizme başkaldırarak, zafer kazanan ve “yurtta barış, dünyada barış” ilkesini benimseyen Türk halkı, emperyalistlerin maşası olarak ölmek istemiyor; adam gibi yaşamak istiyor. Adam gibi yaşamak için, adam gibi muhalefet partileri, adam gibi iktidar partisi ve adam gibi hükümet gerekir. Adam gibi yaşamayı sağlamak için Atatürk ilke ve devrimlerini özümseyen, tam bağımsızlıktan yana yöneticiler gerekir…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.