Geçenlerde 20 yaşındaki tanıdığım çok güzel bir Türk kızı bana dert yandı:
”Adam gibi adam bulamıyorum”
”Nedir bu adam gibi adam?” dedim.
Dedi ki ”ona güvenebileyim, omzuna korkmadan yaslanabileyim. Sözünde dursun. Beni ben olduğum için sevsin güzel olduğum veya varlıklı olduğum için değil. Beni sevsin, vücudumu değil. Kısacası delikanlı olsun, adam gibi adam olsun”
Şaşırdım kaldım. Bu ”adam gibi adam” bulamama sorununu 30-50 yaş arası eşinden boşanmış, yeni bir partner arayan bayanlardan çok duyuyordum, ama sorunun yirmi yaştakilere kadar yansıdığını bilmiyordum. Almanya’da yaşadığım için Türkiye’de ”Adam gibi adam” sorunun kapsamını bilmiyorum, ama yurt dışında yalnız yaşayan Türk bayanlar için bu sorun gerçekten de çok ciddi bir sorun haline geldi. Maalesef o bayanların değerlendirmesine göre yurt dışında yaşayan erkeklerimizi kültür seviyesi Türkiye’dekilere oranla oldukça düşük. Bu nedenle Türkiye’de partner bulmaya çalışan bu bayanlarımız orada da ”sağılacak inek” muamelesi görmüş hissedip, hüsrana uğruyorlar. Onların deyimiyle onların yaşındaki ”adam gibi adam” olan Türk erkekleri de sahipsiz olmuyor, evli oluyorlar, eğer onların yaşına uygun yaştaki erkek boşanmışsa ”iyi olsa karısı bırakmazdı” diyorlar. Alman erkeklerinden de fayda yok, onlardan teselli arama cesaretini gösterenler ise genelde kültürel farklılıklar nedeniyle büyük hayal kırıklığına uğruyorlar. Kısacası yurt dışında yaşayan Türk kadınlarını ciddi bir ”adam gibi adam” bulma gibi açık açık konuşulmayan bir sorunu var.
Erkeklerden oldukça dili yanmış bir bayanın ”Adam gibi adam” tarifini sizlerle paylaşmak isterim:
”Günümüzden çok çok uzun zaman önce yaşadıkları varsayılan, dürüst, güvenilir, sevecen, sevmeyi bilen, âşık olmayı başka şeylerle karıştırmayan, aşkta gurur aramayan ve sevdiği kadına arkadaş, dost ve sevgili olmayı başarabilen erkekler topluluğu. Nuh tufanıyla veya bir gök taşı yağmurunda ortadan kaybolmuşlar, tarihten izleri silinmiştir. Ama ne var ki, günümüzde kadınlar hala onların adlarını ‘adam gibi adam’ anarak, yâd ederler ve böyle mitolojilere inanarak gelecek kuşaklara bu masalın aktarımını sağlarlar… ”.
Yazımı Münihli şair-yazar Berrin Korkmaz’ın bir şiiriyle bitirmek istiyorum:
Erkek olmak
Gücünü kadını ezmek adına kullanmak değil
Kadının koruyucu gücü olabilmektir
Erkek olmak
Mükemmelliğini birçok kadında ispat etmek değil
Tek bir kadına mükemmelliği yaşatabilmektir
Erkek olmak
Namus bekçiliği yapmak değil
Namuslu bir hayat yolunda ilerleyebilmektir
Erkek olmak
Yan gelip yatmak değil
Çalışkan bir bileğe sahip olabilmektir
Erkek olmak
Elinde tespih belinde silah gezmek değil
Tuttuğu ele sahip çıkabilmektir
Erkek olmak
Acizliğin yenilgisinde yaşamak değil
Mücadeleci bir ruha sahip olabilmektir
Erkek olmak
Her tutkunun peşinde koşmak değil
Tutkularında da erkeğin bir şerefi olduğunu bilmektir
Erkek olmak
Cüzdanıyla caka satmak değil
Tekbir ceketiyle saygın olabilmektir
Erkek olmak
Asker olmak demektir
Asker olmak namus şeref ve vatan demektir
Mühim olan bu vasıfları hayata aktarabilmektir
Erkek olmak
Gücün altında merhameti barındırabilmektir.
Ahmet İNCEL
ALMANYA
Az önceGÜNCEL
17 dakika önceAVRUPA
49 dakika önceGÜNCEL
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önceAVRUPA
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önce