ADALETİN BU MU DÜNYA?

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ADALETİN BU MU DÜNYA?

Kapitalistler arasında birinin diğerini yiyerek büyüme yarışı devam ediyor. Her geçen yıl büyük sermayeye sahip olan ailelerin diğerlerinin pazar alanlarını ele geçirerek saf dışı bırakması sonucu büyük sermaye her yıl daha az bir zümrenin elinde toplanıyor.

ZENGİNLİK DAHA ÇOK FAKİRLLER YARATIYOR

Önce ülkeler sonra ülkede yaşayan halklar yoksullaşıyor.  Gelişmiş ülke halkları arasında çalışanların eşit ücret hakları arasında çok az farklar varken Türkiye benzeri ülkelerde gelir dağılımı, ücret farkı açısından oldukça açık ara var. Ücret belirlemesi ”alt, üst” olarak yapılandırılıyor. Sadece emekli, çalışanlar sabit vergilendirmeye bağlanırken sermaye sahipleri açısından esnek bir vergi sistemi varlığını sürdürür. Yasalar ile güvence altına alınan sermaye kendi doğası gereği kendi sistemi doğrultusunda işleyişini sürdürmesi nedeni ile çalışanlar ile sermaye arasında eşit sosyal siyasal haklar sürekli tartışılıyor.

BU NASIL VİCDAN?

Bundan önce iki binli yıllara doğru 350 kişinin serveti dünya üzerinde yaşayan diğer insanların gelirlerine eşitken Oxfam  2014 yılının servet raporuna göre  85 kişinin varlığı 3,5 milyar kişinin varlığından fazla olduğunu açıkladı.

85 KİŞİ 3,5 MİLYAR KİŞİDEN DAHA ZENGİN 

 Yüzde 1’in içerisinde yer alan 80 kişinin toplam malvarlığı geçen yıl 1 trilyon 900 milyar dolar olarak hesaplandı. Sadece 85 kişinin mal varlığı ise, dünyada yaşayan 3,5 milyar insandan daha fazla servete sahip bulunuyor. Yüzde 1’in içerisinde kişi başına düşen yıllık gelir de 2,7 milyon dolar olarak hesaplandı. 

VATAN, DİN, DİL, ULUS DEĞERLERİ DAVOS’UN UMRUNDA MI?

Din, ulus, mezhep, renk, ırk ayrımcılığı kışkırtmaları ile çatışma ve savaş ortamlarının neden hazırlandığını anlaya biliyor muyuz? Bu karmaşadan kimlerin faydalandığını görebiliyor muyuz? Doğa, insan, ülke, ulus, din düşmanlarının kim olduğunu göre biliyor muyuz? Emek düşmanları kimler? Kan emiciler, sömürgeciler, işgalciler, iş birlikçilerin kim olduğu ortada değil mi? Bizlerden bayrak, ulus, din, mezhep ve vatana sahip çıkmamız istenmiyor mu? Daha çok kar için din, dil, ulus farkı gözetmeksizin farklı ülkeler ve sermayedarlara ülke değerlerini peşkeş çekerek iş birliği yapanlar kimler?

DAVOS NEYİ ÇÖZECEK?

Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkelerinde devam eden ulus, din, mezhep çatışmalarını tartışacaklar mı? Avrupa ülkelerinde yayılan İslam düşmanlığını önleyecekler mi? Baskı, çatışma, savaş nedeni ile ülkelerini terk ederek mülteci durumuna düşen milyonlarca halklar onları ne kadar ilgilendirecek?

DAVOS YOKSUL KARŞITI ZİRVE

Dünya ülkelerinde açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşayan halkların sorunları tartışılmayacak. Ülkelerde akıtılan kanlar durdurulmayacak. Irk, din, mezhep, ulus ayrımcılığı devam edecek. Küresel güçler az gelişmiş ülkeleri ekonomik ve siyasal olarak dizayn ederek sömürmeye devam edecek. Ülkeleri kan akıtarak parçalayıp paylaşmaya devam edecekler.

DAVOS KÜRESEL GÜÇLERİN ZİRVESİ

Davos zirvesi sermaye sınıfı için yeni kâr alanları yaratırken, işçi ve emekçi sınıflar için daha fazla yoksulluk ve sefalet yaratıyor. Dünyanın içinde bulunduğu durumun, Davos zirvesinin çizdiği tablodan çok daha beter durumda olduğu kesin.

Her şeyden önce doğası gereği kapitalizmin “insancıl” olması yani ifade edildiği haliyle söylersek, yoksullar yararına işlemesi mümkün değildir. Çünkü kapitalist sistem daha fazla kâr elde etmesi üzerine kuruludur. Daha fazla kâr uğruna, tekeller çok ucuza ürettikleri malları fahiş fiyatlarla satarlar. Hatta bazı kriz durumlarında fiyatı düşmesin diye insanlar açlıktan ölürken yiyecek maddeleri yakılarak yok edilir.

DAVOS AÇLIĞIN YOKSULLUĞUN ZİRVESİ

Gelişen teknoloji ve artan makineleşme sayesinde daha az işçiyle daha çok üretim yapabilmek için işçilerin bir kısmını işten çıkarılarak daha çok kazanç planlanır. Maliyeti düşürüp kârı arttırmak uğruna insanlar işten çıkartılıp işsizliğin ve sefaletin kucağına itilir. İş sahibi işçiler ise daha düşük ücretle daha fazla çalışmak zorunda kalırlar. Bir taraftan evlilik, eğitim, ev edinme, geçim sürdürme ihtiyaçları için aldıkları banka kredileri ödeme korkusu ile işten atılma korkusu içinde her türlü baskıya boyun eğerek çalışırlar.  İşçi daha çok ürettikçe ücretinin sürekli düşmesinden dolayı kendi ürettiğini alamayacak yoksul hale gelir. Kapitalist ise artan sömürü sayesinde kârını arttırır ve sermayesini büyütür. Bu durum, bir yanda zenginliğin ve refahı diğer yanda da yoksulluğu ve sefaleti büyütür.

DAVOS KENDİ ZENGİNLİĞİNİ KUTLUYOR

Davos’da toplanan küresel azınlık: Zenginliği emek güçleri ile var edenlerin açlık ve ölüm sınırında yaşam sürdürmelerini umursamayanlardır.  Davos zirvesi: İşçi sınıfının, emeklilerin ücretinden yapılan kesintilerinden, cebinden zorla alınan vergilerle oluşan muazzam büyüklükteki fonlar, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda harcanarak yaratılan 85 zenginin gelecekte daha çok zengin yapmaktır.  Davos zirvesi: Banka kurtarma, düşük faizli ve uzun vadeli krediler, yeni yasalar, yaptırımlar ile zenginleri varlığını sürdürmelerini garanti altına almaktır.

Davos dünya’ya hâkim olan azınlığın dünyayı emek gücü ile yaşatan çoğunluğu sömürerek, baskı ve zulüm altında yönetmelerine devam ettirme zirvesidir.

Hadi hayırlısı…


Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.