ADALET NEYİN TEMELİDİR?

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde ilk duruşma salonuna girenleri göze çarpan bir yazı karşılar:
Adalet Mülkün Temelidir!
Buradaki mülk çoğu insanın anladığı para, mal, hisse senedi değildir.
Burada vurgulanan mülk Devlet’tir.

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş ulusun oluşturduğu tüzel varlıktır.
Türkiye Cumhuriyeti Egemen bir Üniter Devlettir.
Küçük tarım toplumlarında, kabile, aşiret topluluklarında devlet kurumları yoktur.
Demokratik Devletlerde, devlet birimleri; Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşur.
Bu erkler kendi içlerinde bağımsızdırlar. Güçler ayrılığı ilkesiyle görevlerini yaparlar. Her birinin ayrı, bağımsız gücü ve sorumlulukları vardır.
Bağımsız olmalarının nedeni, her birimin diğer birimlerden bağımsız olarak seçilmesi ve varlıklarının diğer birimlere bağlı olmamasındandır.
Bu kuvvetler ayırımı, çoğunluğu eline geçiren iktidarın diktatörlüğünü engellemek içindir.
Halkın oylarıyla seçilenler, anayasaya, kuvvetler ayrılığına uymak zorundadır.
Halkın her seçtiği iktidar ve kişiler demokrat olmayabilir.
Hitler, Mussolini, Pinochet, Franco gibi diktatörler ve faşistler halkın oylarıyla seçildiler.
12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren Türkiye’de yüzde doksanın üzerinde verilen halkoyu ile seçildi.
Eğer oy oranına göre demokratlık olsaydı, Kenan Evren en demokrat lider sayılırdı.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş amacı olan Laik Demokrat Cumhuriyet yerine bir din devleti kurma doğrultusunda açıklamış olan bir siyasi olgunun işgali altındadır.
Bu amaçlarını birçok kez yaşama geçirme eylemleri yargı kararı ile saptanmış, defalarca bu amaçları savunan partiler Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmışlardır.
30 Temmuz 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi, ‘’AKP’yi laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiği” onbir üyeli Yüce mahkemenin on üyesinin evet, hukukçu olmayan tek üyenin karşı oyu ile karara bağlanmıştır.
AKP meclis çoğunluğunu kullanarak yasamayı ve yürütmeyi ele geçirerek, kuvvetler ayrılığı erkini ortadan kaldırmıştır.
Yasama, Yürütme, Yargı iktidara ve tek adama teslim edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay, Danıştay cemaat yanlısı yargıçlarla dolduruldu. Tüm kararları AKP hükümetinin atadığı hâkimlerin blok oylarıyla almaktadır.
Tüm bu atananların aynı oyu kullanmaları akla, mantığa ve hangi vicdana sığar?
Referandumda AKP’yi destekleyen ‘’Yetmez ama evet” korosuna katılanlar bile AKP tarafından kandırıldıklarını itiraf etmek zorunda kaldılar.
Hiçbir demokratik ülkede olmayan Özel Yetkili Mahkemeler Türkiye’de AKP’ye, Gülen Cemaatine karşı olanları susturmak ve bertaraf etmek için kullanılmaktadır.
Bu mahkemelerde hukuku uygulayan hâkimler ayıklanarak, yargı tamamen yandaş hâkimlere teslim edilmiştir.
Kitabı bomba sayan düşüncenin infazcıları durumuna dönüşmüşlerdir.
Yandaş medya veya ABD’de özel eğitim almış ajan gazetecilerin düzmece belgeleriyle hedef göstermeleri, Özel görevli emniyet görevlilerinin yazdıkları tutarsız raporlar, dijital ortamda sonradan eklenen düzmece sözüm ona belgelerle savcılara, yargıçlara verilen emirlerle insanların hayatı karartılmaktadır.
Mahkeme salonlarında yazan Adalet Mülkün Temelidir sözünün artık geçerliliği kalmamıştır. Adalet İmamın Emrindedir şekline dönüştürülmüştür.
En yeni kanıtı, Gülen Cemaatinin Samanyolu TV’si, eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un sorgusu bitmeden, daha mahkeme kararı verilmeden yirmi bir dakika önceden tutuklama kararı verildiğini açıklaması gösteriyor ki, karar önceden cemaatçe veriliyor, özel görevdirilmiş hâkimler o emirleri uyguluyor.
Yine yandaş TV’de aramaları başlamadan mühimmatlar bulunduğu açıklanmıştı.
Tutuklu teğmenin telefonuna sonradan eklemeler yapıldığı ortaya çıkmıştı.
2007 de suç delili olarak yargıya getirilen CD’de 2009 da değiştirilen cadde adlarıyla savcılarca delil diye, hâkimlerce de onaylandı. Fakat sonradan gerçek anlaşılınca sehven yalanı ile bu sahtekârlıkları örmeye çalışmışlardı.
Elbette, yasalar karşısında ayrıcalık olmamalıdır. Genelkurmay başkanı da olsa suç işlerse yargılanmalıdır.
Ama kalpazanlıkla, görevini kötüye kullanmakla, naylon faturalarla devleti dolandıran suçlarla, hırsızlıkla suçlanan, fezlekeleri olan başbakan, cumhurbaşkanı, bakan ve milletvekilleri niçin yargılanamaz?
Bu suçlamaların kürsü dokunulmazlığı ile ilişkisi yoktur.
Ama yıllarca Genelkurmay Başkanlığı yapmış, hükümetin atadığı, Türk Ordusunun en tepesindeki kişinin ‘’Silahlı Terör Örgütü kurmak ve yönetmekle” suçlamanın mantığını anlamak için ya gözü dönmüş yandaş olacaksın, ya da imamın özel görevli savcısı olacaksın.
Atanamayan kanserli öğretmen Şafak Bay’a 3 yıl hapis cezası verilmesi adaletin neyin temeli olduğunun ibretlik ve utanılacak gerçeğidir.
Atanmadığı için yasal yollardan hakkını aradığı için suçlu sayılan Şafak Öğretmenin mezarda kemikleri sızlamıştır.
Ama o yargıçların, yandaşların, teokratik devlet özlemcisi milli eğitim bakanının yüreği sızlar mı? Sanmıyorum.
Adaletin temeli devlet, Van’da her gün bebeklerin çadırlarda yanmasını çözemiyorsa
Sivil insanların bombalanmasında suçu cambazlara atıyorsa
Tüm Doğuda, Güneydoğuda, İstanbul’da, Mersin’de, Adana’da ve birçok şehirde terör yandaşları meydanları savaş alanına döndürüyorsa
Dükkânlar yağmalanıyorsa
Belediye Otobüsleri içindeki yolcularla diri diri yakılmak isteniyorsa
Evler kundaklanıyor, arabalar cayır, cayır yakılıyorsa
Bölücüler ülkeyi böldüklerini her yerde, hele meclis kürsüsünden ilan ediyorsa
Devletin Kaymakamı güpegündüz linç edilmeye kalkışılıyorsa
Devlet nerede?
Bu ülkenin ve cumhuriyetin kurucusuna eleştiriden öte ahlaksızca hakaretler ediliyorsa
Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir meczup Atatürk’ün kurumuna tahrik edercesine atanıyorsa
Devlet; kitap yazanı, teröristle savaşan askeri, kaleminden başka silahı olmayan gazeteciyi, bilim adamını, yurtsever aydını toplama kamplarına topluyorsa
Her gün kadınların sokak ortasında bıçaklanıp öldürülmesine engel olunamıyorsa
Parasız eğitim isteyen gençleri biber gazıyla, coplarla sille tokat tepeleyip hapsediyorsa
Seçim güvenliği terörist başının sağlaması bekleniyorsa
Bir ülkenin başbakanı, bir başka ülkenin başkanınca
Eş başkanlığa atanıyorsa
Bu hangi devlet?
Bu kimin devleti?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.