ACIYI BAL EYLEMEK

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Malatya İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, 21 yaşındaki oğlunu trafik kazasında yitirdi. Çok büyük bir acı yaşayan Hilmioğlu ailesine, bu korkunç olay karşısında direnme gücü dilemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.

“Ergenekon Terör Örgütü” üyesi olduğu gerekçesiyle 17 Nisan 2009 tarihinden beri tam olarak ne ile suçlandığını bilmeden tutuklu bulunan Prof. Dr. Hilmioğlu, iki dönem rek­törlüğünü yaptığı İnönü Üniversitesi’ni siyasal İslamcıların, din tüccarlarının ve bilim düşmanlarının elinden kurtarmış, çağdaş bir bilim kuru­mu haline getirmişti. Prof. Dr. Hilmioğlu’nun suçları bunlarla sınırlı değildi; üniversite kütüphane binasının üstüne “Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk” yazdırmıştı. Ancak yapılan bu aydınlık işler ve sözler emperyalizmi rahatsız etmişti. Ardından düğmeye basılarak, sahte belgelerle, düzmece tanıklarla yurtsever ve Atatürkçü insanlara karşı vahşi bir operasyon başlatıldı.

Silivri’deki mahkeme heyetinden saatler süren uğraş sonucunda alınan cenaze izni ile Fatih Hilmioğlu, Ankara’ya getirildi. Azılı bir mahkum gibi görülen saygın bilim insanının “kaçabilece­ği gerekçesiyle” akşam evinde kalmasına izin verilmedi. Gündüz evinde, geceyi ise Sincan Cezaevi’nde geçirmesi uygun görüldü ve evlat acısını ailesiyle paylaşmasına engel olundu. Aynı zamanda ağır hastalıklarla da boğuşan Hilmioğlu’nun bu acıyı, Sincan Cezaevi’nin soğuk hücresinde tek başına yaşamasına karar verildi. Ergenekon zulmü, hiç hız kesmeden sürmektedir.

Terörle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir tıp doktoru, profesör öğretim üyesine, eski ve saygın bir rektöre yapılan bu zulüm, hiçbir zaman belleklerden çıkmayacaktır. Bu zulmü yapanlar, bir gün hukukun kendilerine de gerekeceğini unutmamalıdırlar.

Toplum üzerindeki siyasi iktidarın baskı ve sindirme politikaları, cenaze töreninde tam anlamıyla görüldü. Çok az insanın bulunduğu cami avlusunda, on binlerce kişinin katılarak, bir sevgi ve vefa çemberi oluşturulması gerekirdi. Bu ve bunun gibi eylemler, toplumun siyasi iktidara hak ettiği yanıtı vermesi için de büyük bir fırsattır.

Tiyatro oyuncu olmayı düşlerken, babasının uğradığı hukuksuzluğa isyan ederek Hukuk Fakültesi’ni tercih eden Emir Hilmioğlu, yaşadığı sıkıntı, stres ve üzüntü sonucundaki dalgınlığın etkisiyle, çok genç yaşta dünyadan koparıldı. Toprağa verilirken “selvi boylum mezara bile sığmadı” diye ağlayan annesinin çığlığını, “keşke ben ölseydim” diyen babasının acısını ve sevenlerinin hıçkırıklarını anlatmak olanaksız. Oğullarının tabutuna sarılarak, gözyaşı döken ailenin bu tükenmeyen acısını paylaşanlar, bu eziyetin bitmesini, hukuksuzluğun sona ermesini dilediler.

Yaşanan bu insanlık dışı uygulamaların ve hukuksuzluğun sona erdiği, “ileri demokrasi” aldatmacasının yerini aydınlık ve güzel günlere bıraktığı bir Türkiye’ye kavuşmak için, artık toplum olarak üstümüze düşen görevleri en kısa sürede yapmanın bilincine varmamızın zamanı gelmiştir. Acıyı bal eyleyerek, yaşanan tüm olumsuzlukları, olumluya çevirmek için daha ne bekliyoruz?

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.