AÇIK VE ÖRTÜLÜ ABD İŞGALLERİ!

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ABD bazı ülkeleri açıkça işgal ederken bazılarını da örtülü işgal ediyor. Nasıl mı? Önce karşılıksız bastığı dolarları çantalarla bazı kişilere veriyor. Sonra onları gezi, toplantı adıyla ya ABD’ye, ya Avrupa ülkelerine getiriyor. Orada bilgi, görgü artırma görüntüsü altında eğitiyor. Beyinleri iğdiş edip ülkesine gönderiyor. Kendi adına orada asimetrik psikolojik savaşçısı oluyor. Ülke yönetimine getirdiği siyasetçisinin zaaflarını çok iyi bildiği için zorluk çekmiyor. Akademisyen, gazeteci, sivil topluluk mensuplarında da sıkıntı çekmiyor.

Tek sıkıntı o ülkenin silahlı kuvvetleri. Onları dize getirmekte zorlanıyor. Direniş artıyorsa açık askeri işgale yöneliyor. Yoksa zaten örtülü işgalle istediği gibi o ülkeyi yönetiyor.
Bunun adı ABD imparatorluğunun küresel hakimiyet teorisidir..

Bakın dünya gündeminde yeni bir işgal var.
Hani bazı Müslümanların; Obama’nın bir diğer isminin de Hüseyin olduğu için Müslüman dediği, hani bazılarının rengi zenci olduğu için ırkçılığa karşı çakacak dediği, hani bazılarının dünya barışı sağlanacak diye överek yücelttiği Obama var ya işte o’nun yönetimindeki ABD, Bush dönemindeki stratejiyi daha kapsamlı daha sinsice uyguluyor..

Ama Türkiye’deki bazı aklı evveller de işgale karşı direnecek tek güç olan silahlı kuvvetleri darbe, cunta, çete diye diye hırpaladıkça hırpalıyor. Peki ama nedeni ve niçin sorusunu nedense pek kimse sormuyor. Soranlar da zaten ne gazetelerde ne TV’lerde yer almıyor.. Maaşlı ajan provokatör gazeteciler, akademisyenler, hukukçular TV’lerde arzı endam ediyor. Sahiplerinin sesi olarak Türkiye’nin dünyanın başka konusu yokmuş gibi silahlı kuvvetlere yönelik zehirlerini kusmaya devam ediyorlar.

Öylesine ki; karatmayı da iyi yapıyorlar halkın asıl sorunlarını kapatıyorlar, düşünmeyi önlüyorlar, gerçekleri sorgulamayı kilitliyorlar.

ABD’nin Irak ve Afganistan işgali sürerken, Yemen’de üçüncü bir işgal cephesi daha açılacağı konuşuluyor. Amerika’nın Yemen’de askeri varlık bulundurmasının kılıfı ise El Kaide!

ABD’de ikinci 11 Eylül’ü düzenlemek isteyen Nijeryalı Farouk’un Yemen’deki El Kaide tarafından eğitildiğinin ortaya çıkması, ‘Yemen üçüncü cephe olacak’ spekülasyonlarını arttırdı. ABD, Farouk’u uzun süredir takip ettiğini ve saldırı girişiminden önceden haberdar olduğunu duyurmuştu. Son ana kadar Farouk’a müdahale edilmedi ve o uçağa binmesine izin verildi. Yani, teröristin o uçağa binmesi özellikle istenmiş.

Sovyetler’in Afganistan’ı işgali döneminde Yemenliler buraya savaşa gönderildi ve bu da aşırı uçları besledi. Çünkü bu savaşçılar, ABD’nin Sovyetler’i yenilgiye uğratma planının bir parçası olarak Afganistan’da savaştırıldı. Dünün mücahitleri bugün ABD’nin gözünde terörist oldu ve Washington’un bu ülkeye müdahalesi için geçerli bir kılıf gibi sunulmaya başlandı.

Yemen için çizilen senaryo Irak ve Afganistan işgali benzerlikler taşıyor. Benzer gerekçeler, benzer yöntemler ve işgale varan bir süreç. Bu üç ülke de çeşitli zenginliklere sahip.Irak’ın petrolü artık Amerika’nın kontrolünde. Benzer şekilde Afganistan’ın da. Yemen’in el değmemiş petrol kaynakları da ABD gibi sömürgeci bir gücün iştahını kabartacak cinsten. Bu nedenle ‘şeytanlaştırılan’ El Kaide tehdidi ABD’nin herhangi bir coğrafyaya müdahale etmesi için biçilmiş bir kaftan.

Resmi verilere göre, Yemen’de 1993 yılı itibariyle 2 milyar varilden fazla petrol rezervi bulunuyor. Doğalgaz rezervi ise 430 milyar metreküp. Yemen çok gelişmiş bir ülke olmadığı için kaynaklarını tam kapasite işletemiyor ve bu zenginliklerden faydalanamıyor. Halkın büyük bir bölümü fakir.

ABD’nin Yemen’e hakim olma çabasını sadece, bu ülkenin doğal zenginlikleri ile sınırlı değil. İsrail’i koruma, kollama kaygısı da var. Afrika ile Arap yarımadasını kontrol amacı da var. .

Her ne kadar Yemen hükümeti, El Kaide’ye göz yummakla suçlansa da bir ABD müdahalesine karşı çıkıyor.

Önümüzdeki aylar sıcak savaşlara gebe. Pakistan cephesi, Yemen cephesi ve İran.

Türkiye’de ise iktidar ile medyası ile Türk ordusu üzerinde psikolojik çökertme operasyonunu sürdürülüyor.

İslamcı diye kendilerini tanımlayanlar, İslam ülkelerindeki işgallere, katliamlara ses çıkarmıyor, Hıristiyanlarla işbirliği yapıyorlar. Bu Müslümanlık mı? Kuran öyle mi diyor. Peygamber öyle mi diyor? Peki ama neden?

GünüN SözÜ: Ne olacağını öngörmek, insanı tedbirli olmaya yönetir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.