ABU DHABİ’DE RAMAZAN

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yaklaşık üç yıl önce bir hafta kaldığım Abu Dhabi’yi Melbourne yolculuğumun uçak bağlantısı nedeniyle bir günlüğüne tekrar ziyaret etme fırsatı buldum. Abu Dhabi havaalanında uçaktan inerken yüzümüze vuran ve gözlüklerin camlarını buharlandıran yakıcı bir hava bizi karşıladı. Avrupalı turiste “niye geldi” dercesine yukarıdan bakarak bilgisayarına klavyesine harfleri tek tek basan pasaport polisinin uzun süren giriş damgası vurma sonrası pek kıymetli ülkelerine giriş yaptık. Bu arada kara çarşaflı bayan memurun işlemlerimiz yaparken aynı anda çarşafının altındaki görünmeyen bluetooth bağlantılı telefonuyla sohbetine devam etmesi oldukça ilginçti. Diğer taksilerden farklı olarak kravatlı temiz giyimli sürücülerin kullandığı beyaz son model havalimanı taksisiyle otelimize doğru yola çıktık. Aracın sürati 120′ yi geçince öten uyarı sinyaline rağmen deri imalathanesine malzeme yetiştirircesine süren Pakistanlı sürücü bizim huzursuzluğumuza hiç de aldırış etmedi. Kent üç yıl önce bıraktığım gibi hala dev bir inşaat alanı görüntüsünde. Yollar kazılmış, dev gökdelenler dev vinçlerin arasında yükselmeye çalışıyordu. Otelimize geldiğimizde klimalı araçtan çıkınca 42 derceye varan inanılmaz sıcağı bir kez daha fark ettik. Ortalık, sanki yazın kapalı arabada klima yerine kaloriferi sonuna kadar açmışçasına yakıcı çöl rüzgarıyla kavruluyordu. Otele girişimizdeki klima ile yirmi dereceye kadar olan düşüşte insanda şok etkisi yaratıyordu.

CAMİLER
Gittiğim birçok İslam ülkesinde olduğu gibi Abu Dhabi’de de camileri gezmeyi ihmal etmedim. Yaklaşık iki yıl önce açılan dünyanın üçüncü büyük camisi “Şeyh Zayed Bin Sultan Al Nahyan camisi” yüz metreden fazla yükseklikteki dört minaresiyle, yetmiş metrelik ana kupesiyle aynı anda kırk bin müslümana hizmet veriyor. Yolu bu kente düşenin mutlaka bu camiyi görmesini öneririm, nitekim 47 ton ağırlığındaki Dünyanın en büyük halısını ve Swarowski taşlarıyla donatılmış 15 metre çapındaki Dünyanın en büyük avizesini bu caminin içersinde görebilirsiniz. Anlattığım tüm bu devasa yapıya rağmen, camilerde nedense bir Eyüp Sultan’daki veya herhangi bir İstanbul camisinde aldığım manevi hazzı alamadım, bir şekilde manevi ruh eksikti… Kent içindeki camiler ise dev gökdelenlerin arasında kaybolurken, içerisinde son haddinde açılmış klimalar yüzünden adeta üşüyorsunuz. Camilerde göze yine bir hiyerarşi çarpıyor, ilk sıralarda safa duranların efendiler yani yerli halk olduğunu, halkın yüzde sekseninden fazlasını teşkil eden misafir işçilerin ise arka sıralarda yer aldığını gözlemledim.
ahmet-incel-14-09-c.jpg

EFENDİLER VE KÖLELER
Bir ada üzerine kurulmuş olan kent merkezine Mussafa- ve Al-Maqta köprüsünden geçerek giriliyor. Yaklaşık üç milyon nüfuslu kentin efendilerini, yani yerli halkı pek yollarda göremiyorsunuz, hele Ramazanda sadece caddelerde Pakistanlılar, Hintliler, Endonezyalılar veya Filipinliler gibi misafir işçiler görülüyor. Öğrendiğime göre bu ülkede geçmişteki efendi-köle sitemi hala bir şekilde geçerli. En değerli insanlar yerli halk olurken, Amerikalı ve Kanadalılar ikinci sırada, Almanlar, Fransızlar üçüncü, Mısırlılar dördüncü ve Türkler ise beşinci sırada geliyormuş. Diğer ülkelerden gelenler de değişik değerler görürken,en alt sırada olanlar Filipinlilermiş. Genelde çocuk bakıcısı olan bu kesim, .çocuk bakımının yanı sıra efendinin ve yetişmekte olan gençlerin her türlü bakımından sorumluymuşlar…
ahmet-incel-14-09-b.jpg

RAMAZAN
Ramazan nedeniyle hemen hemen tüm mağazalar sadece sabah üç saat ve akşam da iftar saati sonrası açılıyor. Hiçbir açık restoran bulamıyorsunuz. Dev gökdelenlerin arasındaki bakımsız pis sokaklarda gezerken sadece gölgede Meksika’da siesta yaparmışçasına uyuklayarak iftarı bekleyen Pakistanlı ve Afganlıları görebiliyorsunuz…. Efendiler klimalı evlerinde… İftar saatinde cami avlularında kurulan iftar çadırlarına dolan bu garibanlar, iftar sonrası caddeleri son model arabalarıyla dolduran genç yerlileri özenle izliyorlar. İftar sonrası uyanan dev kentte trafik sıkışıklığı son haddine ulaşıyor. Eğlence yerleri dolup taşarken, özellikle çocukların eğlendikleri atari salonları rağbet görüyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde onuna sahip mutlu azınlık sahura Ramazan’ın tadını çıkarıyor, ta ki sahur sonrası tekrar klimalı villalarına kapanana kadar…
ahmet-incel-14-09-a.jpg

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.