ABD’NİN YENİ SENARYOLARI VE AKTÖRLERİ!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye türbanı tartışıyor. Yargıtay başsavcılığı hukuk devletinin gereğinin yerine getirilmesini, anayasanın ilgili hükümlerine uyulmasını, mahkeme kararlarına idarenin uymasını isteyen açıklama yapıyor. Yani anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getiriyor. AKP tepki gösteriyor. Türkiye; din devletine mi gidiyor sorusunu tartışıyor.

Oysa; Türkiye de içine alan küresel anafor, beklenmedik gelişmelerin işaretini veriyor.
ABD küresel egemenlik stratejisinde değişiklik peşinde! Bunun içinde yeni senaryolar ve aktörler peşinde.

Nasıl mı? Bakın; 2010 Mayıs’ta Dışişleri Bakanı Hilary Clinton, ABD Ulusal Güvenlik Stratejisini, ABD’nin küresel liderliğini şu ifadeyle ilan etmişti: Amerika’lıların ülkelerinde ve yurtdışında güvenlikleri, noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen, küresel İşbirliği sayesinde yaratılacak barışcıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacaktır!”

Ulusal Güvenlik Stratejisine göre bu gücün kaynağını; ABD’nin askeri kapasitesi,dünya çapında erişim olanakları ve üstün kaynakları, diplomasi, angajmanları, ekonomik kalkınma ve etki sağlamaya yönelik gücü oluşturuyor…

ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi barışcıl bir dünya için nükleer silah ve malzemelerin yayılmasının önlenmesi ve güvenceye alınmasını esas alıyor.

Küresel ortak çıkarlarla yapılan işbirliğinde, İran ve Kuzey Kore; nükleer yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle çoklu araçlarla uyarılıyor! Örneğin İran’a ekonomik ambargo uygulanıyor, ya da muhtemel saldırısına karşı güvence amacıyla Füze Kalkanı Savunma Sistemi oluşturuluyor. Bölgesindeki istikrarın takibinde geniş çapta hedefler üzerinde Türkiye ile temasta olunacağını belirleniyor.

Küresel Güvenliğe yönelik işbirliğinde, NATO; üye ülkelerin kollektif savunmasını temel misyon kabul etmektedir. Sorunların sadece askeri değil yeniden yapılanma, kalkınma, yetki devri, eğitim gibi insan odaklı yöntemlerle de çözüleceğini, farklı coğrafyalarda ve üye olmayan ülkelerle işbirliği yapılmasının yöntemini, iklim değişikliği ya da siber saldırı gibi tehditlere karşında yapılacakları belirlemeye yönelik, Yeni Strateji Belgesini 19-20 Kasım’da Lizbon’da üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının onayına sunuyor.

Avrupa Füze Savunma Sistemiyle ilgili projeye Rusya’nın katılımı isteniyor. Rusya; NATO’nun yeni Strateji Belgesinin omurgasını oluşturan, Her ülkenin bağımsızlığına saygı ve kendi güvenlik ittifakını seçme hakkına saygı temel hakkını kullanıyor.

Bu projeyle ilgili ne NATO ülkeleri arasında ne de NATO-Rusya arasında diyalog kurulmadığını, füze saldırısı tehdidinin anlaşılamadığını, o nedenle NATO ülkelerinin alacağı sonucu beklediğini ilan ediyor!

ABD Savunma Bakanlığı NATO politikalarından sorumlu yetkilisi Jim Townsend; Türkiye’nin coğrafi konumuyla Füze Kalkanı Savunma Sistemine ev sahipliği yapabileceğini, NATO’nun bir kapasitesi olan savunma sistemin bazı unsurlarına ev sahipliği yapmada isteksiz kalmayacağını söylüyor!

Türkiye’yi NATO Lizbon Zirvesinde Füze Kalkanı Savunma Sistemi konusunda iki misyon bekliyor. Savunma sisteminin ittifakın bir kapasitesi olduğu yönünde vereceği oy, savunma sisteminin yerleştirilmesinde alacağı rol!

NATO üyesi 28 ülke arasında Türkiye’nin vereceği oyun belirleyiciliği bulunmuyor. Fakat Türkiye’nin alacağı rol; Orta Doğu’da kurulu dengeleri çok ilgilendiriyor!

İran uzun menzilli balistik füzelerinin rotası; Ermenistan, Gürcistan, Rusya ve Ukrayna hava sahasından geçiyor! Türkiye semaları Kuzey Kore’yi de ilgilendirmiyor. O nedenle Füze Savar Sistemi Romanya ve Bulgaristan’da planlanıyor. Romanya ve Bulgaristan’da kurulacak Füze Savar sisteminden fırlatılacak füzelerin İran füzelerine engel olması düşünülüyor.

Çünkü Türkiye; Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projeleriyle insan odaklı bir hizmet yürütmektedir! Türkiye söz konusu İsrail-İran olduğunda, İsrail karşısında Arap-İslam halklarının gazını alıyor. İsrail ile İran’ın küresel tehdit boyutuna ulaşmış din kaynaklı soğuk savaşında, İran’a barış vaadeden batı ile diyaloğunu sağlıyor. Savaşın ısınması halinde İran’ı caydırmak görevinde bulunuyor.

NATO Lizbon Zirvesinde yeni Strateji Belgesinde, “Her ülkenin bağımsızlığına ve kendi güvenlik ittifakını seçme özgürlüğüne saygı” ana pespektiftir. Karşılıklı bağımlılık asla ulusal bağımsızlıktan vazgeçme anlamına gelmiyor.Ulusal bağımsızlığın rencide edilmesine neden olan kirli senaryolar ülkeleri kavgaya, savaşa, parçalanmaya götürüyor.

Pakistan ziyaretinde; Başbakan Erdoğan, “Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye’de bu kuşak niye böyle bir terör süreci yaşıyor? Bu senaryonun elbet senaristleri var ve aktör olarak da ne yazık ki milletlerin içinden kendi aktörlerini seçiyorlar. Bu kirli senaryonun aktörleri olmayalım” diyor! Diyor ama Irak ve Afganistan işgalinde kendisinin konumunu gözardı ediyor.

Bunu en fazla Türkiye’yi idare edenler biliyor ama ne çare ki iktidarlarını borçlu oldukları ABD’ye ses çıkaramıyorlar.

GÜNÜN SÖZÜ: İradesi başkasının elinde olanın yönettiği topluma vereceği bir şey yoktur.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.