AB LİZBON ANLAŞMASI VE TÜRKİYE!

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de yargı siyaset ilişkisi ve tartışmaları yaşanırken, Türkiye’yi yakından ilgilendiren
Lizbon Anlaşması yürürlüğe girdi… Yürürlüğe girdi ancak ülke gündeminde yer bulamadı.

Oysa; Türkiye’de yasa değişiklikleri AB’ye uyum adı altında yapılmaktadır.

Lizbon (reform) Anlaşması, Avrupa Birliği normlarında önemli değişiklikler içermektedir. AB’nin kurucu anlaşmalarında gerçekleştirilebilen köklü bu değişiklikler, aday ülke olarak gerek müzakerelerde gerekse tüm mevzuata uyum sağlamak için önemli hal almıştır.

Bu nedenle, anlaşmanın yürürlüğe girişi, Türkiye’yi çok yakından ilgilendirmektedir.

Lizbon anlaşma uzun bir süreç sonucu yürürlüğe girmiştir.
Anlaşma; 2005 yılında Fransa’da ve Hollanda’da yapılan halkoylamasında reddedildi.

Metin; 13 Aralık 2007 tarihinde Lizbon’da imzalanmış ve anlaşma bu şehrin adını almıştır.

Anlaşmanın 6. maddesine göre tüm üye devletlerde onaylanması gerekir. İrlanda’da 12 Haziran 2008 da anlaşma reddedilmiş, Ekim 2009’da İrlanda’da yeniden halka sunulan anlaşma bu kez kabul edilerek 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Böylece 27 Avrupa ülkesinin üye olduğu Birlik, eski Avrupa Topluluğu’nu Kuran Anlaşma’nın revizyonu sonucu Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Anlaşma ile “Avrupa Birliği Anlaşması”nı değiştiren Yeni bir Avrupa Birliği Anlaşmasına kavuşmuştur.

Anlaşmanın getirdiği değişiklikler:
Avrupa Parlamentosu’nun yetkileri artmıştır. Avrupa Konseyi ile yasama yetkisi konusunda eşit hale gelmiştir. Ortak karar usulüyle mevzuat çıkarılacak alanlar artmıştır. İlk defa Avrupa Konseyi Başkanlığı ihdas edilmiş ve süresi 2.5 yıl olarak belirlenmiştir. Seçilen ilk başkan Belçika Başbakanı olmuştur. Bakanlar Konseyi ikiye ayrılmış, genel işler konseyi yanında, dışilişkiler konseyinin birlik yüksek temsilcisi tarafından temsili sağlanmıştır.

Komisyon 2014 yılına kadar her üye ülkeden bir komiserle oluşacak, sonra ise rotasyon olacak. Komisyonun bir başkan yardımcısı, güvenlik politikası ve dışilişkiler için yüksek temsilci olarak belirlenecektir. Temsilci, komisyon başkanının onayı ile Avrupa Konseyi tarafından nitelikli çoğunlukla belirlenecektir. İngiliz yüksek temsilci olarak seçilmiştir.

Üye devletlerin meclisleri yasama sürecine katılacaktır. Yetkiyi, AB kurumları ve üye devletler birlikte kullanacaktır. Ancak parlamentolara komisyona itirazda bulunma yetkisi tanınmıştır. Parlamento üyelerinin salt çoğunluğunun görüşü olumsuz ise tasarı yeniden incelenecek. 1 Kasım 2014’ten sonra yasama yetkisi için çifte çoğunluk aranacaktır. Kararlar üyelerin en az yüzde 55’inin ve AB nüfusunun en az yüzde 65’inin kabulüyle alınabilecektir.

Büyük birkaç devletin bloke etmesini önlemek için en az ülke sayıları belirlenerek önlem alınmıştır (15 devlet gibi). Ayrıca mevzuat, yasama niteliğindeki işlemler ve bunları tamamlayan işlemler olarak ikiye ayrılmıştır. Anayasa taslağındakinin aksine, yasa yerine eski mevzuat türleri tüzük, direktif, karar adı altında sayılmıştır.

İngiltere ve İrlanda dışındaki ülkeler için geçerli olan Schengen Protokolü ile dış sınırlardan geçiş, Danimarka’nın dışında kaldığı göç ve sığınma politikaları belirlenmiştir. Adı AB Adalet Divanı olarak değişen divanın bu konularda yetkisi sınırlıdır. Avrupa-Atlantik dayanışması dışında (AB.31/1.f). AB anlaşması 42. madde ve protokol sürekli bir Avrupa savunma sistemini öngörmekte, 3. fıkrada Avrupa savunma ajansının operasyonel gereksinimleri karşılamak üzere askeri kapasitede gelişmeler amaçlanmıştır.

En önemli değişiklikler ise Avrupa Birliği Anlaşması ile Birliğin tüzelkişiliğinin kabulü (47. md.) ve AİHS’ye taraf olabilmeyi (6/2.f) öngörmesidir. Ayrıca 7 Aralık 2000 tarihinde imzalanan, 12 Aralık 2007’de kabul edilen, ancak bağlayıcılığı olmayan, Lizbon Anlaşması’yla ayrı bir protokolle kabul edilen Temel Haklar Şartının, anlaşma ile aynı hukuki değere sahip olduğu belirtilerek (6/1.f), AB vatandaşlarının temel hakları güvence altına alınmıştır. Üye devletlerin Birlik’ten çekilmesi olanağı tanınmıştır (50. md).

Lizbon Anlaşması ile Avrupa politikasının belirlenmesinde üye devletlerin katkıları olacaktır. Geleneksel Avrupa yerini “Devletler-Milletler Avrupası”na bırakacaktır. Yeni küresel Avrupa ile yeni ulusal Avrupa devletleri, farklı işlevleri daha iyiye ulaşmak için paylaşacaklardır. Bu kurumsal devrim, Avrupa normlarının gücünün, dünyanın diğer ülkelerindeki gereksinimleri karşılaması açısından önemlidir.

2014 yılında Türkiye nasıl olacak belirsizdir. Ancak müzakerelerde önemli etkisi olacaktır.

GüNüN SözÜ: Ortak amaca; ortak değerlerin doğru ve gerçekçi belirlenmesiyle ulaşılır.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.