AB, ABD, ŞANGAY- YA DA BAĞIMSIZ TÜRKİYE

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AB, ABD, ŞANGAY- YA DA BAĞIMSIZ TÜRKİYE

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının bin 405, yoksulluk sınırının 4 bin 577 TL’ye dayandığı, işsizliğin yüzde 11,3’ü bulduğu, genç işsizliğin ise yüzde 20’lere ulaştığı bir dönemde Türkiye AB, ABD ve ŞANGAY üçlüsü arasında “cebelleşme” niye?

TÜRKİYE EKONOMİSİ VE YABANCI SERMAYE
Rusya krizi, AB gelirimi, 15 Temmuz darbe girişimi, ABD seçimleri, TSK Suriye’ye girmesi ve son olarak Avrupa Parlamentosu’ndan gelen müzakereleri dondurma kararı ile birlikte Türkiye ekonomisi tartışmalarını öne çıkardı.
Yakın zamandaki ekonomik krizler ve bugün.
Türkiye’de 2001, dünya Mart 2008-Eylül 2009 krizi yaşadı. 2001’de dünyada para bolluğu vardı.

TELEKOM, PETKİM, TEKEL… özelleştirmeden satın alındı. Borsa, hisse senetleri, tahviller, bankalar… satın almaya başladılar. Bu dönemlerde Türkiye’deki kârlar dünyadaki diğer bölgelere göre daha yüksekti. Yabancı sermaye daha çok sisli havada “sıcak para”  avına çıkarak vur-kaç yapmaz mı?

AB GERGİNLİĞİ NEREYE?
AB ülkelerinde Sosyal Demokratlar ve Yeşiller yıllardır Türkiye’nin AB’ye alınması konusunda yoğun çalışma yürütüyorlardı.
Bugün gelinen noktada Türkiye’yi AB’nin “en temel değerleri” olan basın, düşünce özgürlüğü ve hukuk devleti değerleri üzerinden diğer partiler karşısında savunamaz duruma geldiklerini söylüyorlar.

AB İLE İPLER KOPAR MI?
Türkiye ihracatının yarısını AB’ye yapıyor. Dış kredilerin neredeyse tamamına yakını AB ülkelerinden alınıyor.  Doğrudan yatırımlar, sıcak para AB ülkelerinden geliyor.  AB ile dış ticaret payı yüzde 60-65’i buluyor. Şangay veya başka bir alternatif ile bu pazar buluna bilinilir mi?
15 Temmuz darbe kalkışması öncesi ülkeye gelen 41 milyon turist içinde AB vatandaşı oranı 35 milyondu. Bu açığı turistlerin ekonomik, sosyal ve kültür standartlarını da göz önüne alarak Türkiye nereden nasıl kapatacak?

TÜRKİYE AB’DEN NASIL KOPACAK?
AB, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 48,5’ini oluştururken Şangay Beşlisi sadece yüzde 3’lük bir paya sahip. 1950’lerden bu yana Türkiye, sanayileşmesinde, ekonomik yapılanmasında batıya ve AB’ye yönelik bir sistem oluşturdu. Kullandığı hammaddeler, teknolojiler, dış borçlanmalar, ithalat bunun üzerinden yürürken bu sistem nasıl değişecek? NATO’dan ayrılmayı nasıl göze alacak?
Rusya, Çin, İran; Suriye’de kaleleri zapt etmiş. Fillere ganimetleri yüklemiş. Atları ile bozkırda cirit atıyor. Ortadoğu piyonları ile işbirliği yaparak, vezirlerce ağırlanıyor. Peki, Türkiye bu masada hangi hamle ile Şah mat diyecek?
İç ve dış politikayı ülke çıkarlarını dengeleyerek yürütmek gerekmez mi?

ABD AÇMAZI
ABD, Türkiye arasında uzun süredir Ortadoğu “anlaşmazlığı” sürüyor. Barış sürecinin dondurulmasının ardından ABD ve diğer koalisyon güçlerinin PYD, YPG’yi desteklemesine Türkiye’nin karşı çıkışı ile ipler iyice gerildi. Son olarak FETÖ’nün ABD’de yasaklanması ve Gülen’in iadesi konusunda görüşmeler hala çıkmazda. Türkiye, Trump’un seçimi kazanmasıyla iyimser beklentiler içine girmiş olsa da Trump ekibinin isimleri ortaya çıktıkça Türkiye ilişkilerinin hiç de yolunda gitmeyeceği görünüyor.

ŞANGAY ÇIKIŞI VE GERÇEKLER
Şangay’ın Türkiye’ye “gel bize katıl” gibi bir çağırısı yok. Şangay, ABD, AB’ye karşı bütünleşmiş bir kutup olma bütünlüğünü yaratmış da değil.  
Peki, Şangay 5’lisi nedir?
Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla 1996 yılında Şangay Beşlisi adıyla kuruldu. Özbekistan’ın 2001 yılında katılımı ile ismi “Şanghay İşbirliği Örgütü” olarak değiştirildi. 
 2015 yılında Rusya’ya bağlı Başkurdistan Cumhuriyeti’nde düzenlen “Şangay İşbirliği Örgütü” liderler zirvesinde açıklamalar yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimi Putin, Hindistan ve Pakistan için yeni bir üye kabul prosedürü başlatıldığını ve örgüt için yeni bir dönemin başladığını duyurmuştu.

ŞANGAY İLE BİRLİK OLUR MU?
Türkiye’nin ŞANGAY üzerinden Rusya ve Çin’e yaklaşma çözüm mü? Rusya, Çin, İran hala Suriye devlet bütünlüğünü ve hükümetin meşruiyetini savunmuyorlar mı? Rusya, Ermenistan’la askeri güç oluşturmak üzerine çalışma yürüttüğü bilinmiyor mu? Moldova ve Bulgaristan’da seçimi Rusya yanlıları kazanmadı mı? Süreç böyle yürürken Türkiye hangi dostluğu kuracak?

SAVAŞ ÇIĞLIĞI
Medya’da, Musul, Kerkük, Telefar, Halep’e “yürüme”  söylemleri savaş çığlığı atanlar Atatürk’ün “ yurtta sulh cihanda sulh” barış nutkunu unuttu mumu?   
Küresel güçler; Irak, Suriye, Libya, Yemen, Somali, Endonezya, Malezya ve Pakistan’a milliyet-din-mezhep çatışmaları, ayrışmaları yaratarak girmediler mi?  Bu güçler, Türkiye toprakları üzerinde inanç ve ulusal değerler üzerinde politikalar geliştirerek ekonomik–siyasal çözümsüzlük körüklemiyorlar mı?
Afganistan ve Irak’ı işgal emri çıkaran J.Walter Bush, “Allah Irak’ı işgal et dedi, ettim; Allah Saddam’ı vur dedi, vurdum“ diyen  J.Walter Bush’un İslam inancı ile alay edişi ne çabuk unutuldu? Milliyet, din, mezhep istismarı hala az gelişmiş ülkelerde savaş koşullarının oluşması için en etkili silah değil mi?
Türkiye, Kürt, Arap, Fars düşmanlığı yaratmak için Ortadoğu’da kan gölünün içine çekmeye çalışanların tuzağına düşmemeli. 

NE AB, NE ABD, NE DE ŞANGAY, BAĞIMSIZ TÜRKİYE!
Bu gün; tüm milliyetlerden ve inançlarından vatandaşların eşit sosyal- siyasal hakları ile laik demokratik tam bağımsız Türkiye’yi ısrarla savunma günü değil mi? 
Zaman; ABD, AB ve ŞANGAY “cebelleşmesi” yerine sanayi, tarım, hayvancılık alanında milli ekonomi, milli sermayeyi yaratma zamanı değil mi?

ÇÖZÜM!
Türkiye halkları, farklılıklarına hoş görü göstererek, demokratik hak ve özgürlükleri ve milli sermayeyi güçlendirmeli.  Türkiye üreten bir toplum olunmalı. Tam bağımsız Laik Demokratik Türkiye savunulmalı. Vatan toprakları üzerinde birlikte yaşamı güçlendirmekten başka yol arayışında olunmamalı.
Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.