8 YILLIK TEMEL EĞİTİM

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Abdurahman DEMİRTAŞ, ben henüz ortaokul öğrencisiyken okulumuzun müdürüydü.
1972 – 1975 yılları arasında ilçemde, Adana’nın Ceyhan ilçesinde öğretmenken de ortaöğretim genel müdürü öğretmenim Sayın Demirtaş’tı.
En büyük hayali zorunlu temel eğitimi 8 yıla çıkarmaktı. Bunu bana rahmetli öğretmenim ve genel müdürüm Sayın Demirtaş bir söyleşimizde kendisi söylemişti.

Bunu neden yazdım?
Çünkü; 8 yıllık zorunlu temel eğitim, öyle Badem’in savurduğu gibi, 28 Şubat’ın ürünü falan değildir. Onu vurgulamak istedim önce.
Sabah Gazetesi’nin şişmanlarından küfürbaz olanı soruyor. ”Atatürk, Atatürkçü değil miydi?”
Atatürk; Atatürkçü olsaymış o,; zaten, kendisi temel eğitimi 8 yıl zorunlu olarak yasalaştırırmış. Breh! Breh! Breh!
İnsanın aklı bu kadar sivri olursa böyle saçmalıyor demek ki…
Mustafa Kemal’in büyük eseri laik cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri laik eğitim sistemidir.
Aydınlanma hareketinin en büyük işidir laik eğitim.
Bu alana en büyük ihanetler çok partili sisteme geçtiğimiz 50 li yıllarda ve 12 Eylül 1980 cuntasının döneminde yapılmışlardır.
Din derslerinin zorunlu olmasının tarihi 4 Kasım 1950 dir. Laik eğitim sisteminin aldığı ilk yara budur.
Oysa; 1927 de yapılan program değişiklikleriyle ve ”laik bir ülkenin okullarında din dersinin zorunlu olması anayasaya aykırıdır gerekçesiyle Arapça ve Farsçayla din dersi ortaokul ve lise öğretim planlarından çıkarılmıştı.
Bu karardan dönüşün kapısını ilk açan da Demokrat Parti değil, 1 Şubat 1949 tarihli genelgesiyle Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Bu genelgeyle din dersine, okullarda program dışı verilme olanağı sağlanmıştır. Bu genelgenin yayınlanmasının ardında oy kazanma umudu ya da oy kaybetme korkusu yatmaktadır. Eğitimbilim açısından hiçbir dayanağı ve açıklaması yoktur.
Yönetimi ele geçiren DP, bu program dışılığı program içine almakta hiç gecikmeyecektir, gecikmemiştir de…
12 Eylül’ün Beşi Bir Yerdesi, din dersini ilkokuldan lise son sınıfa kadar zorunlu yaparak ihaneti tamamlamıştır.
Badem; geri kalır mı?
Din dersinin 5. sınıftan sonra zorunlu olmasıyla yetinir mi hiç o?
Çocuk; hem Kuran’ı hem islam peygamberinin yaşam öyküsünü hem de Arapçayı (şimdilik seçmeli) da öğrensin ki; dindar gençlik idealine bir adım daha yaklaşılsın.
”Hele bir dindar yapalım gençliği ondan sonra istediğimiz kadar kindar da yaparız onu.” hesabıdır bu.
Asıl amaç budur.
Gençlik; Atatürk ilkeleri doğrultusunda değil, dindar ve kindar olacak biçimde eğitilecektir. Programdan ilkelerini, okullardaki Atatürk Köşelerinden Gençliğe Sesleniş’ini kaldırıp atar bu nedenle Badem.
O köşelerde İstiklâl Marşı’na da yer yoktur Badem’in eğitim anlayışında.
O nedenle beyinleri yıkamaya çocuk daha 5 yaşındayken başlamak gerektiğine inanır o.
”İdeolojik değil, pedagojik bir reform!” diye de bas bas bağırması, bir yeri sıkılmış gib, bu amacını gizlemekten başka bir şey değildir Badem’in.
Çağdaşlık mı, çağdaş eğitim mi?
O da ne?

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.