4+4+4= ALLAH BUYRUĞU

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi sistemin uygulanmaya başladığı günden bu yana yapılan araştırmalar ışığında bir rapor hazırlamış. Rapor; 4+4+4 olarak tanınan ve bu öğretim yılında uygulanmasına başlanılan son değişikliğin neden olduğu sorunların giderilemediğini aksine büyüttüğünü savunuyor.
Çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın kılık kıyafet yönetmeliğinin gözden geçirileceği yönündeki açıklamalarının tartışıldığı şu günlerde Halkevleri raporu; öğrencilerin yüzde 78’inin, velilerinse yüzde 92’sinin kılık kıyafet düzenlemesini yanlış bulduğunu da belirlemiş.
Rapor; eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e sunulmuş. Bakan değişikliğinden sonra raporda yeni Bakan Avcı’dan çözüm bekleyen sorunlar şöyle sıralanmışlar:
Okullarda mescit açma girişimleri hızla devam ediyor.
Öğrenciler öğretmenler tarafından namaz kılmaya açıktan özendiriliyorlar.
Din kültürü ve din derslerine giren öğretmenlerin ayrımcı söylemlerinde tehlikeli bir artış gözlemleniyor.
Bir okulda din öğretmeni, “Sure okumayı bilmezsiniz, yılbaşı kutlarsınız!” derken başka bir okulda, “Kâfir değilseniz, kutlamazsınız yılbaşını!” demiştir.
Bir okulda din öğretmeni, öğrencilere cami maketi yaptırmasını eleştiren veliye “Alevi misin? Ateist misin?” sorusunu yöneltmiştir.
Okulların yüzde 73’ünde ya müdür ya da yardımcılarından bir tanesi din kültürü öğretmenidir.
Bir okulda müdür yardımcısı cumaya gitmediği için baskıya uğrar ve görevden ayrılır.
Bir okulda müdür ve müdür yardımcısı; 4+4+4 uygulamalarını, öğretmen olmayanların din dersi vermesini, “Allah’ın buyruğunu yerine getiriyorum.” sözleriyle savunur.
Öğrencilerin yüzde 18’i okullarda dini ayrımcılığına uğradıklarını söylemektedirler.
Okulların yüzde 80’inde yeterli temizlik görevlisi yoktur.
Bazı okullarda her sınıf kendi temizliğinden sorumlu tutulmaktadır.
Birçok okulda veliler temizlik yaparlarken, temizlik için gereken araç ve gereç yetersizdir.
Okulların yüzde 99’unda para toplama uygulamaları artmıştır.
Para vermeyen öğrenciye karne vermeme tehdidi birçok okulda sıradan uygulama durumundadır. Küçükçekmece Anadolu Lisesi’nde para vermeyen öğrencilerin notları düşürülürken, Esenyurt Ali Kul Çok Programlı Lisesi’nde ise para vermeyen öğrenciler sınıfta bırakılmakla tehdit edilmişlerdir.
Okul aile birlikleri başta temizlik giderleri ve hizmetlilerin giderleri olmak üzere hemen hemen bütün giderleri karşılamakla yükümlü kılınırlar.
Şişli Hüseyin Avni Kurşun İlkokulu ve Ortaokulu’nda temizlik görevlilerinin ücretleri öğrenci velilerinden ödenek adı altında toplanmaktadır. İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü; Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi ilçede bulunan okullarda personel eksikliği, hijyen, kalabalık sınıflar, zorunlu ödenek toplanması gibi sorunları dile getirdiğinde, “Sigara alacak para bulan insanlar eğitime verecek para bulmak zorundadırlar.„ diye savunmuş uygulamayı.
Başından belliydi bu işin ne denli aceleyle planlandığı ve nasıl bir anlayışla ve bilinçle uygulanmasına geçildiği.
Eğitim sistemini tepetaklak edeceği başından belliydi görevden alınan, çakma profesör bakanın „Ben yaparım, olur!” mantığıyla (ya da „mantıksızlığıyla mı” deseydim) kotardığı bu, kimselerin anlayamadığı, bir anlam veremediği değişiklik.
Hele durun bir! Daha işin başındayız.
Ne diyor bir atasözümüz?
„Bir delinin kuyuya attığı taşı bin akıllı çıkaramaz!”
Son pişmanlık fayda verecek mi? Göreceğiz.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.