3 MART 1924 VE DÖRTLÜK EĞİTİM

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çağdaş bir toplum yapısına kavuşmak için 3 Mart 1924 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üç önemli yasa çıkarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ”Üç Devrim Yasası” adı verilen bu yasalar şunlardır; 429 sayılı Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığının kaldırılmasına İlişkin Yasa, 430 sayılı Öğretimin Birleştirilmesi Yasası, 431 Sayılı Halifeliğin Kaldırılması ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Dışına Çıkartılmasına İlişkin Yasa.

Her üç yasanın da temel amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni laik bir yapı içinde yepyeni bir devlet ve yepyeni bir toplum olarak şekillendirmektir. Bu yasalarla, Türkiye`de eğitimin demokratikleşmesinin ve ulusallaşmasının önündeki engeller kaldırılmış, ulusal kültürün temelleri atılarak doğabilecek kültür çatışmaları engellenmiş, ülke ve ulus ortaçağ kalıntısı kurumlardan arındırılmış, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli ”Laik cumhuriyet” tanımlamasıyla güçlendirilmiştir.

Bu aydınlanma devriminin 88. yıldönümünde, bu büyük devrimi ve dönüşümü gerçekleştiren başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği geçen tüm büyük insanları bir kez daha saygıyla anıyoruz. Yıkılmış, yoksul, harap bir ülkeden, ”az zamanda çok ve büyük işler başararak” çağdaş bir toplumun temellerini atan Atatürk’e, ilkelerine ve devrimlerine bağlılığımızı bir kez daha haykırmalıyız.

Bugün ülkemiz Atatürk’ün aydınlığını bırakmış, emperyalizmin kucağında karanlık ve tükenmiş bir yolda hızla ilerlemektedir. Son yıllarda yapılanlar ve ihanet boyutunu aşan olaylar karşısında duyarlı insanlar şaşkına dönmektedir. Ancak şaşkınlıktan sonuç alınamaz, ivedilikle örgütlü ve bilinçli mücadele gerekmektedir.

Bugün Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı, Gülbeddin Hikmetyar adlı İslamcı bir teröristin dizinin dibinde fotoğraf çektirmiş ve emperyalist devletlerin işgal projesinin eş başkanı olmakla övünmektedir. Bu fotoğraf ve bu övünme Atatürk’ü reddetmektir, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okumaktır, tam bağımsızlığı bırakmaktır, ”yurtta barış, dünyada barış” ilkesini terk etmektir, Devrim Yasalarını hiçe saymaktır.

Ülkemizde yüzlerce radyo ve televizyon kanalında şeriatçı yayınlar yapılmaktadır. Üniversiteli gençlere ücretsiz dağıtılan iki yüzden fazla şeriatçı dergi bulunmaktadır. Üç binden fazla ‘Işık Evi’ denen medreselerde, on binlerce üniversite öğrencisine şeriat eğitimi verilmektedir. 2010 yılında açılan sekiz binin üzerinde kuran kursunda, iki yüz binden fazla çocuk eğitim almıştır. Çocukların beyninin yıkandığı kaçak kursların sayısı ise elli binden fazladır. Tarikat, cemaat okulları ve Kuran kurslarıyla, Öğrenim Birliği yasası çiğnenmektedir. Bugün sayıları yaklaşık beş yüze yaklaşan imam hatip okullarında yaklaşık yüz on bin erkek, yüz otuz bin kız öğrenci öğrenim görmektedir. Üstelik kadın imam olamayacağına göre, bu okullarda kız öğrencilerin okutulmasının da mantığı yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul kitaplarında açıkça şeriat propagandası yapılmakta, tarikatlara övgüler yağdırılmaktadır. Bakanlığın yayınladığı genelge ile Atatürk ilke ve devrimlerine, Atatürk milliyetçiliğine bağlılık ilkeleri yok sayılmıştır. Atatürk’ün Aydınlanma Devrimini ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışan siyasi iktidar, ortaçağın karanlığına dönülmesi için büyük çaba harcamaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı kararla önümüzdeki yıldan itibaren ilköğretim 4 ve 8. sınıflarda Arapça dersi öğretim programına alınacaktır. Dindar gençlik yetiştirme hevesinde olanların asıl amacı laik cumhuriyet ile hesaplaşmaktır. ”Dindar gençlik yetiştireceğiz” söyleminde bulunan başbakanın, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde, bu sözün laikliğe, demokrasiye, bilime, hukuka, anayasaya aykırı olduğunu, suç olduğunu bilmesi gerekir.

Sekiz yıllık zorunlu eğitimi on iki yıla çıkartma bahanesiyle, 4+4+4 kesintili eğitim sistemi getirilmek istenmektedir. Getirilmek istenen bu eğitim sistemiyle, bir devrim yasası olan Öğretim Birliği Yasası ortadan kaldırılarak, mektep ve medrese ikilemi yaratılacaktır. Cumhuriyet devriminin en önemli yasalarından biri olan Öğretim Birliği Yasası’nın gerekçesi şöyledir: ”Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. Bir ülkede iki türlü eğitim, iki türlü insan yetiştirir. Bu ise duygu ve düşün birliğini ve dayanışma amaçlarını bütünüyle yok eder.” Getirilmek istenen bu sistemle zorunlu eğitim dört yıla indirilerek, bütünüyle piyasaya açılan ve muhafazakarlık temelinde bir eğitim sunulacaktır. 2006 yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu, eğitimin piyasaya açılarak, tamamen özelleştirilmesini savunmaktadır. Bu olayları tam olarak algılayamadığımız sürece, devletin elinde ne okullarımız, ne de üniversitelerimiz kalacaktır. Diploma almak için özel kurslara yönlendirme yapılacaktır; yani ne kadar paran varsa, o kadar eğitim almanın yolu açılacaktır.

Bütün bu yapılanların amacı aydınlanma devrimine karşı olmak ve cumhuriyetin kazanımlarına ihanettir. Ülkemizin bugününe yönelik tehlikeleri, tehditleri doğru algılayabilmemiz gerekmektedir. Eğer doğru algılanabilinirse, bütün bu sıkıntıların yine milletin azim ve kararlılığı ile aşılacağı kesindir.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.