24 HAZİRAN GEZİ DİRENİŞİNİN SONUCU OLACAKTIR

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

31 Mart yerel seçimleri Türkiye’nin kuruluşundan beri en kirli, en şaibeli olmaktan öte göz göre göre ”Halk İradesinin” çiğnendiği gasp edildiği bir seçim olarak tarihte yerini aldı.

AKP-MHP ve Laik Cumhuriyet karşıtı tüm şeriatçı tarikatların ittifakı olan Cumhur İttifakı yanında;

Devletin tüm tüm bürokratları, bakanları, medyanın yüzde doksanbeşi yandaş ve satılmış medya, devletin valileri, kaymakamları, yüksek yargı (Danıştay, Yargıtay, HSK, AYM, camiler, imamların çoğu ve mafya babası, Vatan Partisi yönetimi:

Tüm güçleri ile Cumhur İttifakını (aslında AKP adaylarını) desteklediler.

31 Mart Akşamı geçmiş seçimlerde olduğu gibi Anadolu Ajansı yine açılmamış sandık sonuçlarını bile verince hep atanma ile makamlara getirilmiş politikacı Binali Yıldırım televizyonların önüne geçerek;

”Üç bin beşyüz farkla İstanbul Belediye Başkanlığını kazandım!” Dedi…

Geçmiş seçimlerde olduğu gibi muhalefetin seçim görevlileri ”yine kaybettik” diye evlerine dönecek diye diye beklenirken, İstanbul Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu TV ekranlarında göründü:

”Seçimde biz öndeyiz. Anadolu Ajansı yalan söylüyor.” Demesiyle, hem Binali Yıldırım hem de AA buhar oldu.

Tüm millet İttifakı, parti örgütü ve çağdaş Türkiye’den yana gönüllüler halkın namusu olan oy pusulalarına sahip çıktı.

Seçim yasalarına aykırı olarak, oyları defalarca saydılar, aradılar taradılar kanıt bulamadılar.

Mazbatayı Ekrem İmamoğlu alınca İstanbul’un kaynaklarını AKP Genel Başkanı ailesi, yandaş siyasal İslamcı tarikatlar, yandaş müteahhit soygunculara sömürttüğü ortaya çıkması AKP’yi çok korkuttu.

Sonra önceden hazırlanan kumpas devreye sokularak: ”Hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şeyler oldu!” Söylemini kanıt olarak kabul eden YSK üyelerinin yedi hâkimi seçimlerin yenilememesini oy çokluğu ile karar vermişti!

Bu yedi hâkimin beşi FETÖCÜ hakimlerin yerine jet hızıyla atanan eski AKP yöneticisi ve adayları olduğu savına yanıt verilmedi.

Aslında İmamoğlu, sadece Binali Yıldırım’ı değil, AKP Genel Başkanını, Partili Cumhurbaşkanını, MHP ve Bahçeli’yi, Doğu Perinçek’i, parti devletini ve Siyasal İslam’ı yendi.

23 Haziran’da gasp edilen halk iradesi tüm kirli, yasadışı oyunlara, tuzaklara rağmen geri alınacak.

Binali Yıldırım adı ile girdiği İzmir Büyükşehir, İstanbul Büyükşehir iki seçimi de kaybetmişti

Makamlara hep atandı, İzmir’de olsun, İstanbul’da olsun hep kaybetti.

Yandaş medya ve içişleri bakanı ”Pontuslu İmamoğlu” gibi çamurlar atması, ters teperek Karadeniz Bölgesi İmamoğlu’na sahip çıkarak Trabzon’da, Giresun’da coşkulu kalabalıklarla karşılandı.

Daha önce Atatürk’ü küçümseme aymazlığında bulunan Ordu Valisi bir kumpas girişiminde bulundu AKP ve Genel Başkanı tarafından hedef gösterilen Fatih Portakal: ” İmamoğlu Ordu Valisine hakaret etti. Burada söylersem RETÜK kanalımıza ceza verir diye yayınlayamıyorum!” Dedi.

Oda TV; ”o görüntüyü bize gönderin biz yayınlayalım.” Önerisine yanıt vermemiştir.

Kaldı ki, Fatih Portakal kişisel hesabından kamuoyuna duyurabilirdi.

Üstelik Ordu valisinin İmamoğlu ve CHP’lilere küfür ettiğine dair tanık ve yazılı tutanak varken Portakal’ın bu konuyu görmezden gelmesinin nedenleri elbette ileride açıklanacaktır.

Binali Yıldırım-Ekrem İmamoğlu ortak yayınında Ekrem İmamoğlu sakin, inandırıcı tavrına karşı Yıldırım inandırıcı olamadı.

Binali Yıldırım, sıradan bir devlet memuru iken, bugün dudak uçuklatan servetinin-23 Gemi Filosu, 2 Süper Yat, 17 Şirketinin– sorgulanması, İDO Genel Müdürü iken kendi siyasetinden bir Belediye Başkanı tarafından yolsuzluk suçlamasıyla görevden alındığı konusunda sessiz kaldı.

Bu konuda birçok tazminat davası açtığını belirterek aba altından sopa göstermeye çalıştı.

”Fetullah Gülen’i Tanımam” derken, Türkçe olimpiyatlarında Fetullah Gülen’e övgüler dizen kendisi değilmiş gibi yanıt vermesi inandırıcı olmadı.

AKP Genel Başkanı 31 Mart’a kadar kendi adaymış gibi her ilçede mitingler yaptı.

Oyların çalındığına dair elinde görüntü olduğunu söylemesine rağmen o görüntüyü yayınlatmadı.

Daha önceleri Gezi Direnişinde de ”Kabataş’ta bir yakını kadına üzeri çıplak, elleri eldivenli erkeklerin taciz ettiğini, camiye sığınan gençlerin camide içki içtikleri ve elinde görüntüler olduğunu, Cuma günü bu görüntüleri yayınlayacağını” söylemesine rağmen kaç yüz Cuma geçmesine rağmen halen görüntüler yayınlanmadı.

Erdoğan’ın geri çekilmesi, İstanbul kaybedilirse sorumlunun Binali Yıldırım olduğu planı gerçek değil.

Erdoğan’ın hırsını, kuruluşundan beri hep tek olmayı hedeflemesini bilenler onun meydanı boş bırakmayacağı bilinir.

Son zamanlarda aşırı öfkesi ve yoğun temposu daha öncelerden kalan rahatsızlığının belirgin şekilde nüksettiği ve daha tehlikeli sonuçlar olabileceği konuşulmaktadır.

Türkiye artık o uyuyan, neme lazımcı Türkiye değil.

24 Haziran Gezi Direnişinin sonucu olacaktır.

Demokrasiyi, barışı, Hak-Hukuk-Adaleti ülkeye tekrar getireceğinin başlangıcı olacaktır.

Ve Her Şey Çok Güzel Olacak!

İnanın!

Yıldız AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.