19 MAYIS

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MEB, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın Ankara dışındaki illerde yalnızca okullarda kutlanacağını, stadyumlardaki törenlerin yapılamayacağını açıkladı. Gerekçe ise gösteriler sırasında öğrencilerin çok üşümekte olmaları, törenlere hazırlık sırasında derslerin aksaması ve bayramda görev alanların gönülsüz olması. Gerekçeler hem komik hem de bilgisizlikten kaynaklanmakta.
MEB’in açıklamasının ve kararının iki sakıncası var: Birincisi, ulusal bilincin oluşmasını engellemek, ikincisi ise tören hazırlıklarının da bir eğitim etkinliği olduğunu bilmemek.

Ulusal bayramların coşkuyla kutlanması ve öğrencilerin törenlerde görev alması, onların “milli ve manevi değerlere” uygun olarak yetiştirilmesi açısından önemlidir. Bu da “Milli Eğitimin Temel Amaçları”nın gereğidir. Dünyanın neresinde olursa olsun çocuklara, gençlere yaşadıkları ülkenin ulusal değerlerini öğretmek, onlara ulusal bilinç kazandırmak eğitim bakanlıklarının görevidir. Öğrencilerin yakın tarihlerini bilmemesi sakıncalıdır. Vatana hizmet, onu sevmekle başlar. Sevgi de vatanı tanımakla, ulusun tarihsel geçmişini, hangi tehlikeleri aşarak bugünlere geldiğini, kültürel zenginliklerini, sanatsal değerlerini, halk kahramanlarını, tarihsel önderlerini, toplumu için yüksek özveri ve erdemleri gösterenleri tanımakla olur. Kişi tanımadığı, bilmediği bir şeyi sevip ona hizmet edebilir mi? Okul sıralarında vatan, ulus, insanlık, doğa sevgisi aşılanmayan çocuklardan gelecekte halkı için çalışması beklenebilir mi?
Ulus ve yurt bilinci gelişmemiş kişiler özgürlüğün, bağımsızlığın değerini bilebilir mi? Kölelikle özgür olmanın farkı, ancak doğru tarihsel bilincin kazanılmasıyla ayırt edilebilir. Ulusal bayramlarında coşku yaşamayanlar, sömürgecilere kolayca kul köle olurlar. 19 Mayıs’ın hem bizim tarihimizdeki hem de dünya tarihindeki önemini bilmeden bugünkü siyasal olayları nasıl doğru algılayabiliriz? 19 Mayıs tüm dünyanın ezilen uluslarının bağımsızlığına giden yolu açtığı gibi, Sömürgeciliğin de yıkılmasına neden oldu. Böylesine dünya tarihini etkilemiş bir olayın Kurtuluş Savaşımızın önderi tarafından başlatılması her Türk çocuğu için gurur kaynağıdır. Dünyanın her ulusunun kendince kahramanlık destanları vardır. Bu, onların ulusal bütünlüğü için gereklidir. Ulusal değerlerimizi erozyona uğratan, yaşamı sadece para kazanmaktan ibaret gösteren birtakım televizyon dizileriyle koşullandırılan, toplumsal çıkarları hiçe sayan bir kuşağın nasıl yetişmekte olduğunu da görmekteyiz.
Törenlere hazırlığın eğitim için zaman kaybı olduğunu açıklamış MEB yetkilisi. Törenlere hazırlanmak öğrencilerin kümeyle iş görme yeteneklerinin geliştirilmesi açısından önemli bir eğitim etkinliğidir. Eğitimi yalnızca kuru bilgileri öğretmek olarak gören anlayışın, böylesi bir etkinlikte öğrencilerin “grupla iş yapma ve başarma” becerisinin kazandıracağı özgüvenin değerini anlamaları olanaksızdır. Eğitim yalnızca sınıfın tekdüze ortamında yapılacak bir iş değil. Gezi, gözlem, araştırma yapmak eğitimin önemli bir bölümünü oluşturur. Yaşamda ve doğadaki zorlukları öğrenciye göstermek de eğitimin bir parçasıdır. Hava koşullarının olumsuzluğu bahanesi gülünçtür. Mayıs ayı güzeldir. Her yanın bahar koktuğu bir günü öğrencilere yasaklamak yanlıştır. Bazıları, törenlerde kafalarında Sibirya buzlarıyla donmuş düşüncelerini sıkıntıya dönüştürdüklerinden mi üşümekteler 19 Mayıs’ın ılıklığında? Yaparak, yaşayarak öğrenilen bilgiler bir yaşam boyu unutulmaz.
Bayram törenleri yalnızca öğrenciler için değil, veliler için de çok önemlidir. Törenlerde görev alan öğrencilerin velileri, çocuklarından daha büyük heyecan duyarlar. Çünkü her anne baba çocuğunun törenlerdeki başarısından, yeteneğinden, böylesi bir tarihsel kutlama gününde seçilmiş olmasından onur duyar. Törenlerde görev verilmeyen öğrencilerin velileri bu işe bozulur, okul yönetimiyle bu konuda anlaşmazlığa düşer. Zaman zaman bu durum velilerle öğretmenler arasında sert tartışmalara bile neden olur.
Televizyonların kadrolu bazı yorumcularıyla gazetelerdeki kimi köşe yazarları son zamanlarda ulusal bayramların Sovyetler Birliği’ndeki törenlere benzediğini tekrarla söylemekteler. Aslında bu doğrudur. Dünyada eşsiz devrimlere, büyük kahramanlıklara imza atmış kaç ulus var? Bu konuda şanslı uluslardan biriyiz, tıpkı Sovyetler Birliği gibi. Büyük devrimleri yapan ulusların törenlerinin görkemli olması da olağandır.
30 Ağustos’u, 29 Ekim’i sudan bahanelerle kutlamadınız. Şimdi de 19 Mayıs. Sıra 23 Nisan’a, Atatürk heykellerine gelmekte. Amaç, Atatürk’ü unutturmak. Çünkü Mustafa Kemal’in mavi gözlerine bakarak emperyalizmin emirleri uygulanamaz. 19 Mayıslarda bölücülük yok, ulusal birlik var.
AKP’li bir milletvekili geçenlerde Kurtuluş Savaşının aslında yapılmadığını, şehitliklerin de sembolik olduğunu söylemişti. Şimdi de kalkıyor aynı partinin Milli Eğitim Bakanı, ulusal bayramları zihinlerden silmeye çalışıyor. Kurtuluş Savaşını inkâr edebilirsiniz, bayramları türlü gerekçelerle kutlamayabilirsiniz, şehitlikleri yok sayabilirsiniz; ancak karşınızda bir büyük gerçek var: Türkiye Cumhuriyeti. Bunu ne yapacaksınız?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.