19 MAYIS VE KESE YOĞURDU

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Son günlerde yoğunlaşan 19 Mayıs tartışmaları beni çocukluk günlerime götürüyor. Bizim oraları çok sıcak olduğundan stadyumdaki her 19 Mayıs töreni sonrası eve sırtımız müthiş bir şekilde yanmış olarak dönerdik. Rahmetli anneciğim de bir yandan sırtıma kese yoğurdunu sürer, bir yandan da bayramı bu şekilde kutlayanlara selamlarını gönderirdi. Çocukluğumdan kalan bilinçaltı bir korku olacak, bugün bile gittiğim sıcak ülkelerde cilt kanseri korkusuyla kesinlikle güneşten sakınır, yanmaktan korkarım.

Gerçekten de o zamanlar sadece Atatürk’ün Samsun’a çıkışı olarak bildiğimiz o tarih biz erkek öğrenciler için sırt yanması, kız öğrenciler için de kısacık giysiler içinde utanç duyma olarak algılanırdı. Bu tarihin, ulu önder Atatürk’ün liderliğindeki emperyalizme karşı yürüttüğümüz bağımsızlık savaşımızın başlangıcındaki önemi gözlerden kaçardı. Hep belli kalıplaşmış nutuklar dışında bu konuyla ilgili derin bilgileri içeren sempozyumlar, açık oturumlar ve değişik medyatik bilgilendirmeler yapılmazdı.

Bu açıdan bu bayram ile ilgili olarak bugünlerde yapılan tartışmaları demokrasi yolunda olumlu buluyorum. Hele bu bayramın kutlama şeklinin 20. yüzyıl başı Avrupa’sındaki faşist rejimlerin stadyumlardaki kutlamaları ile benzerlik göstermesi beni daha da düşündürüyor. İşte 19 Mayıs Bayramı ilk kez 1926’da, Avrupa’da faşizmin gözde olmaya başladığı dönemde kutlanmıştır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, Osmanlı’dan kalan halklardan bir ulus yaratma çabaları bünyesinde uygulanan bu tür kutlamalar yeniden gözden geçirilmedir. Bunu söylemek kesinlikle bayramın kutlanmasını tartışmak olarak algılanmamalıdır, kutlama şekli tartışılmalıdır.

Son günlerde hükümetin aldığı her karara karşı gelen paranoyak bir toplum haline geldik. Bir kesim var hükümet ne yaparsa doğru yapıyor deyip, körü körüne her şeyi onaylıyor. Tabii bunların çoğu kişisel çıkarları doğrultusunda böyle davranıyor. Diğer bir kesim de hükümet ne yaparsa yapsın karşı gelip hemen eleştiriyor. Hatta bu eleştirini dozunu kaçırarak sanal âlemde hükümet üyelerine karşı hakarete varan ifadeler kullanıyor. Hükümeti insan hakları ihlalleri ve birçok konuda nasıl eleştiriyorsam, yıllardır kimsenin dokunmaya cesaret edemediği kemikleşmiş uygulamaları tartışmaya açmasını da destekliyorum.

Demokraside yol almak istiyorsak, her konuyu rahatlıkla tartışıp, tüm toplumca doğru kararları ortakça alabilmeliyiz.

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.