19 MAYIS

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Küçük Bandırma Teknesi, Boğazın Karadeniz çıkışına yaklaştığında akşam olmaya, sular kararmaya başlamıştı.
İtilâf Kontrol Heyeti bir kez daha durdurup silah araması yaptı, bulamayınca da yol verdi.
Bu arama teknenin tüm idealist yolcularını titretmişti.
Tekne; bir ırmak gibi akan boğazın mor, daha doğrusu mürekkep karası sularını yara yara çıktı Karadeniz’e.

Şayak Kalpaklı adam;
– Karadeniz’de bu kaçıncı seferinizdir?
diye sordu teknenin kaptanına.
– Marmara’dan ilk çıkışımdır paşam!…
diye yanıtladı soruyu kaptan.
– Hangi rotayı izleyeceksin peki?
– Ne rotası paşam, Allaha sığındık, gidiyoruz işte!…
– Demek devamlı tehlikedeyiz. Normal rotayı izlemeyin! Kayalara bindirmemek koşuluyla, olabildiğince, kıyıdan gidelim. Gerektiğinde tekneyi hiç düşünmeden sahile çıkaracaksınız.
Gideceğimiz yere karadan gideceğiz.
Kararlıdır o. Gidecektir oraya. Kurtuluş Savaşı’nı başlatacaktır oradan. Yurduna gelenleri geldikleri gibi gönderecektir.
18 Mayıs günü tekne Sinop’a ulaştı.
19 Mayıs günü, sabah saat altıda, direğinde ordu komutanlığının bayrağıyla Samsun Limanı’na attı demirini.
Mustafa Kemal’in gözleri ışıl ışıldı.
– Haydi arkadaşlar! Artık karada bize ölüm yok…
dedi yoldaşlarına. Yirmilik bir delikanlı edasıyla atıyordu adımlarını.
Anadolu topraklarına ayaklarını basmışlardı. Artık korkmuyorlardı, bundan sonra korkması gerekenlerin düşmanlar oldukları inancıyla.
Onun özgürlük ve bağımsızlık düşü gerçeğe ilk adımını atmıştı Samsun’da.
Buradan başlattığı Kurtuluş Savaşı’nda kazanacağı zaferlerle o düş, yeni bir ulus gerçeğine dönüşecekti.
Bir ünlü özdeyiş; ”Tanrı, özgürlüğü ancak arayanlara verir.” der.
O; aradığı özgürlüğü, üç yıl gibi inanılmaz kısa bir zamanda, yurduna gelen davetsiz konuklarını geldikleri yerlere geldiklerinden beter ederek geri gönderdi.
Tüm dünyaya şu duyuruyu yaptı oradan:
”Yurtta barış, dünyada barış!”
Çünkü onun için;
”Yurt savunması söz konusu değilse savaş bir cinayettir.”
Şayak kalpaklımız, kurtarıcımız ve kurucumuz; özgür ve bağımsız yeni bir ulus yaratmak için başlattığı savaşın bu ilk gününün bayram olması kararını aldırdı meclise.
Adını da GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI koydular bayramın.
Sonradan bu ada ATATÜRK’Ü ANMA VE eklendi ve bayramın adı o günden beri ATATÜRK’Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIDIR.
Spor bayramında gençler stadyumlarda spor gösterileri yaptılar bu yıla değin. Türk Gençleri bu bayramda en güzel gösteriyi sunma yarışına girdiler tüm ülkede.
En görkemli bayram kutlamasının kendilerinin düzenlediği kutlama olması için her şeylerini koydular ortaya.
Badem geldi sonra.
Stadyum kutlamalarını yasakladı. Kutlamaları lay lay loma çevirmeye yeltendi.
Yemedi bunu halkım.
Aldı bayrağını, çıktı, yurdumun dört köşesinde en işlek caddeleri doldurdu bademe inat.
Peki, anladı mı badem?
Ne diyor bir atasözümüz?
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.