0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Ülkemiz yaz sıcağında zorlu bir seçim sürecinden geçti. Seçimi ABD, AB, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, Ermenistan, Talabani, Barzani, kazandı dersek, ortaya çıkan sonucu özetlemiş oluruz. Kısaca BOP adı verilen, gerçekte BİP (Büyük İşgal Projesi) kazandı demek de abartı olmaz. ABD karşıtlığının %90’ları aştığı ülkemizde, ABD’yi savunan bir partinin %47 oy alması, ister istemez Aziz Nesin’i anımsatıyor.

Seçimi demokrasi kazandı diye söylem geliştiren işbirlikçi çevreler, aslında emperyalizmin kazandığını bilmezlikten gelmektedirler. Çünkü onlar emperyalizmden beslenmektedirler. Bu seçimi kaybeden sadece siyasi partiler değildir, asıl kaybeden Türkiye’dir; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ülkemizi zor ve karanlık günler beklemektedir.”

Bu satırlar; 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden sonra, İlk Kurşun Gazetesi’nde Ağustos 2007 tarihinde yayınlanmıştı. Benzer süreç yine yaşanmaktadır.
12 Haziran 2011 seçimlerinde oy verme işlemi bittikten tam beş saat sonra açıklanan sonuçlara göre başbakan “Türkiye’de demokrasi” kazandı dedi. Aslında “ileri demokrasi” demeliydi ama heyecandan unuttu belki de. Sormak gerek, kazanan hangi demokrasi? İnsanların sabaha karşı evlerinden alınıp, ne ile suçlandıkları belli olmadan hapislere, hücrelere atıldıkları demokrasi mi? İnsanların dinlenme korkusuyla telefonla konuşamadıkları demokrasi mi? İnsanların izlenme korkusuyla evlerinden dışarı çıkmaya çekindikleri demokrasi mi? 52 milyon seçmen varken, 69 milyon oy pusulası basılan demokrasi mi? Seçim Kontrol Sistem Yazılımı adı verilen SEÇSİS ile yapılan ve kısa sürede açıklanabilen seçimler mi demokrasi?

12 Haziran seçimlerinde AKP oy oranını arttırmıştır. Devletin tüm olanaklarını kullanan AKP, adaletsizliği ve eşitsizliği her yana yayarak üçüncü kez genel seçimlerden başarılı çıkmıştır. Üçüncü AKP iktidarıyla işimizin çok zor olduğu bellidir. CHP, kartel medyasının şişirmelerine karşın, bazı yeni yöneticilerinin ve milletvekili adaylarının ideolojisizlikleri ile yanlış ve tutarsız söylemleri sonucu seçimden istediğini elde edememiştir. %30’un altındaki oyu başarısızlık sayanlar, ilkesizlikte sınır tanımadan oy oranımız arttı ve milletvekili sayımızı arttırdık diyerek, başarısızlıklarını örtmek istemektedirler. Birkaç oy uğruna Atatürk’ün ilkelerini, cumhuriyetimizin temel değerlerini satışa çıkaranlar, başlarını deve kuşu gibi toprağa gömmüşlerdir. Çıkardıkları 130’dan fazla milletvekilinden bazılarının AKP’nin yapacağı yeni anayasa değişikliğini destekleyeceklerine şüphe yoktur, hatta partilerinden bile ayrılacak olanlar vardır. MHP, oy oranını korumakla birlikte merkez sağ seçmeni yanına çekememiştir. Ama partilerine yapılan alçakça saldırı ve tertiplere karşın, barajı aşarak, parlamentoya girmesi olumludur. BDP’nin bağımsızları oy oranlarını ve milletvekili sayılarını arttırarak meclise tekrar girmişlerdir. Bu yüzden eski döneme göre daha kavgacı bir görünüm sergileyecekler ve radikal çıkışlarda bulunacaklardır. Bu sonuçlara göre CHP’de ve MHP’de bir iç hesaplaşmanın gündeme geleceği düşünülmektedir.

Seçimlerde özellikle SEÇSİS sisteminden ya da diğer nedenlerden kaynaklanan hileler, gündemde yer bulacaktır. Bu hilelerin önlenmesi öncelikle CHP ve MHP’nin işiydi. SEÇSİS ile sıkıntılar aylar öncesinden yazıldı, fazla oy pusulası basımı söylendi ama öncelikle siyasi partiler bu konuların üzerine gitmedi. Örgütsüz olan halk da bu konuların üzerine gidemeyince, her türlü hile için ortam hazırlandı. Ancak her türlü olumsuz ve eşit olmayan koşullarda yapılan bu seçim sonuçları kimsenin moralini bozmamalı, kimseye de kibir vermemelidir.

Ülkemizi zor ve çetin günler beklemektedir. “İleri demokrasi” uygulamalarının daha da ileri gideceğine tanık olacağımız günler gelecektir. Ancak ister “ileri demokrasi”, ister ileri faşizm olsun, Türkiye Cumhuriyeti, bu karanlık gidişe son verecektir. Ülkemiz dün olduğu gibi, bugün de her türlü güçlüğü yenecek ve çağdaşlaşma yolunda ilerleyecektir. Türkiye Cumhuriyeti, kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve devrimleri ışığında, aydınlanma yolunda yürüyecektir.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri