10 EKİM 2015

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

10 EKİM 2015


Bu tarihi unutma! Unutturma!
Çünkü; bu tarih, Türkiye’nin tarihindeki en korkunç, en can yakıcı, en çok c anımızı yitirdiğimiz terör saldırısının, katliamının gerçekleştirildiği tarihtir.
Terör, terörist; doğası gereği sinsidir. Bu sinsilik, tam da, “Kurt dumanlı havayı sever.” atasözünün anlatmak istediği gerçektir.
Bu kandan beslenen terörün ve teröristin sinsi pusularını bulmak ve dağıtmak devletimizin sorumluluğu ve görevidir.
Devletimiz; bu görevi ne dün ne de bugün yerine getirmiş, bu sorumluluğu, ne dün ne de bugün taşımıştır.
Bu burumda “Terörde yitirdiklerimizin sorumlusu (suçlusu demeye dilim varmıyor) devlettir.” demek doğru saptamadır.
Daha dün Dağlıca ve Iğdır’ı yaşayan ve yaşatan devlet, Ankara’da olacakları, olabilecekleri önceden varsaymaz ve gereken önlemleri almazsa hem sorumlu, hem de suçludur.
“Devlet; soyut bir kavramdır.” diyorlar.
Halt ediyorlar.
Devlet somuttur. Elle tutulur, gözle görülür derecede somuttur.
Devleti işleten yasama, yürütme ve yargıdır. Devleti işletme görevi, çoğulcu ve katılımcı demokrasilerde halk tarafından, belli süre için siyasete verilir.
Ankara’da olanların sorumlusu devleti işletme görevini elinde bulunduran siyasî erktir. Bu erkin kim olduğu, ne olduğu da apaçık ortadadır.
“Falanca hükümete üye vermedi.”, “Fişmekân her şeye hayır dedi.” gibi bahaneler siyasî erki bu görev ve sorumluluktan kurtarmaz.
Ülkenin en önemli sorunlarından biri olan bu terör sorununu çözmenin yolu, hep söylüyoruz, konuşmaktan geçer.
Konuyu konuşmak için yapılması gereken, bir an önce, bir platform oluşturmaktır. Bu platformda hangi özel ve tüzel kişilerin olacağı saptanmalı ve bu platform konuyu enine boyuna konuşarak uzlaşmalıdır. Bu sorun, uzlaşma sağlanmadan çözülmez, çözülemez.
Siyasî partiler, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum kurumları, ordu, güvenlik gücü temsilcilerinden oluşacak bir platform olmalıdır bu platform.
Bilinen terör örgütleri temsilcilerinin bu platforma alınıp alınmayacakları da belirlenmelidir.
Konuşmak ve uzlaşmak tek çıkar yoldur.
Bu yapılmazsa düşeceğimiz tuzak, BOP un(Büyük Ortadoğu Projesi) tuzağıdır.
Bu tuzak, Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü bozmak için kurulmuştur.
Ya bu tuzağa düşeceğiz ya da bu oyunu hep birlikte bozarak birlik ve bütünlük içinde kardeşçe yaşayacağız.
Nazım’ın dediği gibi; “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…”
“Bu davet bizim.” diyor Nazım.
“Biz” diyor, “biz”.
Her şey bu sözcükte gizlidir anlayacağın…
“BİZ!”

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.