KADINLARI ANLAMAK HİÇ DE ZOR DEĞİLDİR ASLINDA

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KADINLARI ANLAMAK HİÇ DE ZOR DEĞİLDİR ASLINDA
 
Evet hiç zor değil kadınları anlamak, yeter ki anlamak istenilsin!
 
Kadınlar dırdırcı, kadınları anlamak zor deyip durur ya erkekler; aslında kadınlar anlaşılması zor varlıklar değildir, erkekler anlamaz ya da anlamak istemez veya anlamak işlerine gelmez. O dırdır dedikleri de, ne dırdırlanma, ne sızlanma, ne de şikayetlenmedir!..
 
Kadın memnun değildir, beklentilerine karşılık bulamıyordur, her geçen gün biraz daha mutsuzlaşmaktadır, hatta bıçak kemiğe dayanmış, yuttukları, yutkundukları boğazını bile geçmiş de, tepesini aşmıştır. Çekip gitmesi gerekmektedir bu durumda, kesip atmalı her şeyi, hatta koşarcasına uzaklaşmalıdır ona bunları yaşatan erkekten. Çok bellidir ki onunla mutlu olunamayacak, tam tersi yarattığı mutsuzluğu, her gün bir başka şekilde besleyip büyütecek. Ne kadar anlatsa, anlamayacak erkek, her geçen gün daha bir artacak özlemleri, acıları, mutsuzlukları… Ne kadar beklese, ne kadar umunsa da, arzuladığı noktaya gelinemeyecek…
 
Her karar verişinde, her tası tarağı toplayıp yola çıkışında, adımları kadını çıkmaz sokaklara ulaştırır. Her gideceği yolda, dur levhaları vardır. Yüreği keser önünü, “Dur” der, “Dur gitme, seviyorsun sen onu, gitmekle de mutlu olamayacaksın ki. Gene arayacak, gene özleyecek, yapamayacaksın onsuz. Belki de pişman olacaksın, gitme, dön geri”
 
Tam yüreğinin sesine uyacakken, aklı girer devreye, yüreğinden güçlü haykırır, “Uyma sen yüreğinin sözüne, deli misin, mazoşist misin sen de, o sana hayatı zindan edene döneceksin, bak tam da, soğumaya başlamıştın ondan, eskisi kadar özlemiyor, beklemiyordun onu, vazgeçmene ramak kalmıştı. Az mı çaba sarf ettin, az mı duygularının gitgelinin sancılarında acılar doğurdun hem de üçer beşer… Yapma, izin verme duygularının yeniden yeşermesine, inanma da ona, Bunca zaman nerelerdeydi, kimlerleydi bilmiyorsun bile, seni rezervesi gibi görüyor, stepne gibisin onun gönül hanesinde. Yapma, yürü, “Çıkmaz tüm yollar, yürüyemiyor, önümü göremiyorum” deme; dene, başka yollar, bahar bahçe örülü, uzayıp giden yollar da çıkacaktır karşına, unutturacaktır onu” der. Der ama yürek daha bir bağırır, daha bir avazlanır iknaya…
 
Gözü göremez o erkekten başkasına ulaşılacak yolları, dünyasının merkezinde o erkek vardır, ondan başkası yoktur gözünde. O, varsa o, yoksa o…
 
Bir aklı tutulu kalır kadının, bir yüreği… Bir yanı koşarak kaçmak ister, bir yanı o erkeğe koşmak!..
 
Kafası karışır, aklı ,yüreği karışır, kördüğüm olan sevdası, daha bir çözülmezleşir, daha bir çetrefilleşir.
 
Erkeğin her bir gidişinde yıkılır kadın dünyasıyla birlikte, acılarla, gözyaşları sarmalında sabahlara ulaşır uykusuz…
 
Unutmaya çalışır, sevgisini gömmeye, aşkını görmezden gelmeye çalışır. Zor olur, çok zor olur ama zamanla kendi kendine yaralarını bir nebze sarmış, ruhunun acısını dindirmeyi bir nebze başarmış, aşkını, sevdasını bir nebze bastırarak küllemeye çalışırken, biraz huzur bulmuşken, yine gelir erkek hiçbir şey olmamış gibi, hiç yanlışı, hatası yokmuş, hiçbir konuda suçlu değilmiş gibi… Bir de kadını suçlar, kadının suçlarını neden gösterir gidişlerine. İster ki hiçbir şey olmamış, kadın hiç acı çekmemiş gibi, kaldığı yerden başlasın, aynı sıcaklık ve sevdayla kucaklasın yine kendisini…
 
Kadının aklıyla yüreğinin savaşımı arasındaki sıkışıp kalmışlığının yarattığı çekinikliği, kararsızlığı, hırçınlaştırır bir de erkeği ve der ki her defasında olduğu gibi, “İşte bu yüzden, bu geri duruşundan, soğukluğundan gidiyorum başka kadınlara, başka sevdalara, sen suçlusun, sen itiyorsun beni”
 
Kadın her defasında olduğu gibi anlatmaya çalışır, anlaşılmaya çalışır ve bekler ki erkek anlasın da özür dilesin ama öyle her defasında olduğu gibi, laf ola, vaziyeti kurtarmak adına, geçiştirmek adına değil, gerçekten ve bir daha yapmamak adına özür dilesin. Çünkü özür dilemek, hatayı anlamış olmak demektir ve özür dilemek, aynı zamanda, bir daha aynı yanlışı yapmayacağının sözünü de vermek demektir. O nedenle, vaziyet kurtarmak amaçlı özür dileyişler kıymet ifade etmez kadın için! Kadın ister ki yanlışlarını görsün, görsün de değiştirsin tavrını, saysın, sevsin kendisini, esirgesin, şefkat göstersin, ilgi göstersin. Zaten kadının isteği de budur, bu kadardır. Saygı-sevgi-şefkat-esirgenmek-düşünülmek ve ilgilenilmek ama en önemli de, o erkeğe güvenebilmek! Sözlerle değil, davranışlarıyla dile getirsin erkek sevgisini, en önemlisi de güven versin, güvenilir olsun, kendisi gibi emek versin o da sevgisine. Savaşsın aşkı için.
 
Kadın bilir ki erkek de, kendisi gibi insandır ve insan olmanın gereğidir, konuşa konuşa anlaşmak. Başka zamanlarda ortalarda görünmeyip de, sadece iç dürtülerinin yönlendirişiyle, çiftleşme zamanlarında bir araya gelerek, koklaşa koklaşa anlaşmaya çalışmak, hayvanlara özgü bir davranış biçimidir!..
 
Olmaz, her şey her defasındaki gibidir. Kadın dayanamaz, yine başlar anlatmaya, başlar söylemeye!..
 
Aslında o anlatmaya çalışmaları, açıklamaya çalışmalarıdır dırdır dediği erkeklerin.
 
Kadının amacı dırdırlanıp erkeğin kafasını şişirmek değildir aslında.
 
Yapma demektir, daha fazla çektirme bana demektir. Senden vazgeçmek istemiyorum, seni terk etmek istemiyorum, beni mecbur bırakma, gitmeme engel ol, sende kalmama yardımcı ol yalvarışının haykırışıdır!
 
Erkek, kadın sussun ister, hiç konuşmasın, hiçbir şey olmamış gibi davransın ama bilmez ki kadın susuyorsa, kadın dile getirmiyorsa; gerek duymuyor, çoktan vazgeçmiş, çoktan gitmiş demektir erkeğin hayatından!!!
 
Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.