0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Birisi arkamızdan seslense Korona dese, hemen beni mi kastediyor, diye bakacak hale geldik. Alman basın ve medyasında Korona virüsünden başka bir şey konuşulmuyor, yazılmıyor.

Ölüm haber ve sayılarında, yalnız bu virüsle vefat edilmediğine son günlerde dikkat çekiliyor. Statiklerde kaç kişinin kalp krizinden sonra bu salgın hastalığa yakalandığı henüz gösterilmiyor. Çoğu insanlar korkudan, bilhassa sosyal medyada verilen karamsarlıktan etkilenip hasta oluyorlar.

Bu nedenle birazda her krizde bir de şans vardır, diye düşünülürse, felâket sonrası gezegenimizde bir değil, iyi gitmeyen birçok şey değişebilir, iyileşebilir.

Birinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra, ilk defa zengin endüstri ülkelerinde yaygın olan bu hastalıktan ders çıkarılarak, kapitalist düzen değiştirilip, iyileştirilebilir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün insanlık ütopyası gerçek olabilir.

“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetilmeyen yeni bir ahenk ve iş birliği çağı olacaktır.”

Devleti temsil eden hükümetlerin, insan sağlığını ön plânda tutacak şekilde kurallar koymasında görüldü. Halkın anlayacağı şekilde neden niçin sorularına cevap verilince, çoğunluk kurallara uydu. Demokrasi ilkeleri daha iyi anlaşılabilir, şeffaf uygulanabilir.

Bilim insanlarıyla politikacıların birlikte hareket etmeleri, bilhassa demokrasiyle idare edilen ülkelerde görüldü. Bu örnek çalışma, çevre ve doğa kirlenmesine karşı da gerçekleşebilir.

Trafikte sakinleşme atmosferde hava temizliği sağladı. Hiç değilse kirlilik artmadı. Gürültü olmayınca, Potsdam deprem ölçme merkezinde aletlerin tam isabetli ölçtüğü görüldü.

Denizlerde balıklar kıyılara yaklaştı, hatta kumda görülen yunus balıkları geri denize taşındı. Yeni normalleşmede trafikte daimî alınacak önlemler kirliliğe karşı kalıcı çareler olabilir.

Evde kalan insanlar, iç dünyasına derin seyahat yapma fırsatı buldu. Birey kendisinde, ailesinde, çevresinde ve ülkesinde iyi yürümeyen şeyleri tespit etme imkânı buldu.

Yaşam maraton koşusu gibi hızla giderken bir duraklama ile nefes alarak huzuru tekrar tatmış oldu. Bilhassa orta yaş nesli meslek hayatını, çocuk yetiştirme ve aile yaşamını ahenk içinde yürütme aşamasında yeni kurallar koyabilecekler.

Sosyal devletin geliştiği ülkelerde kuşaklar arası iş birliğinde, dayanışma olanaklarını hatırlattı. Her şey devletten bekleme, her şeyi devlete yükleme yerine, bireyin yapacakları bu krizde açığa çıktı.

Bireyler teker teker yapması gerekeni yaptı, sorumluluk aldı, politikacıların bilim insanlarıyla birlikte aldığı kurallara uydu. Böylece Almanya’da şu ana kadar hastalığın yayılması frenlene bildi, ölüm sayısı az oldu.

Fiziki mesafe, yeni normal hayatta bir buçuk iki metre olmasa da, uçakta restoranlarda ve beklenen her durumda nefes alacak mesafede olmalı. Tiyatro, sinema, doktorların bekleme salonlarında dirseğini yanındakine çarpmayacak mesafede oturabilmeli insan.

Evde kalma, izole olma internet aracılığıyla çekile bilindi,

Katlanma mümkün oldu. Teknoloji yaşamı kolaylaştırdı. Arşivler iyi düzenlenirse hiçbir ülkede yöneticiler tarihi, gerçekleri değiştiremez, çarpıtamaz, yalan söyleyip vatandaşlarını kandıramaz. Zira artık yerkürenin internet sayesinde gözü kulağı var.

Facebook gibi sosyal medyaya yeni bir düzen konabilir. Bir ölüm haberini sayfa arkadaşı sayısı kadar almak, vakit kaybettirir. Sayfa sahipleri, yeni daha ekonomik önlem alabilir. Derneklerde altmış beş üstü yaşlılara internet kullanmayı öğretme kursu yapılabilir.

Korona küresel geldi, sınır tanımadı. Uçarak geldi, zengin ülkeler daha sık uçabiliyor. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde, daha fazla yaşlı insan olduğu için etkisini gösterdi. O halde yerkürenin sorunlarına çare bulma zorunda.

Günün şartlarına göre önlemler ve yeni kuralları, politikacılar bilim insanlarını dinleyerek koyarsa, yeni normalleşme mümkün olacaktır.

Akıl, eleştiriye açık, araştırmaya teşvik eden idare sistemi, demokrasi sayesinde ilmin kuracağı, geliştireceği medeniyet ancak insanlığa refah getirebilir.

Sağlıkla kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

eMail: [email protected]

Mustafa Kemal Atatürk’ten alıntı:

Sinan Meydan, Panzehir, Gerçeğe Çağrı,

İnkılâp Kitabevi, sayfa 32

ISBN: 978-975-10-3641-4