KÖPRÜNÜN ALTINDAN GEÇEN SU….

ABONE OL
12:59 - 28/02/2022 12:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bazen köprünün üstünde durur, uzaklaşıp giden suyu ve üstündeki yaprakları seyrederdim. Gün batımında renk değiştirir, kararmadan önce kızarır ve güneşin renklerine bürünürdü.

Köprünün bir başında bastonuna dayanmış bir ihtiyar kıyıda oynayan çocukları seyreder, birisi torunu olsa gerek ara sıra onu suya çok yaklaşmaması için uyarırdı.  İki genç balık tutmak için umutsuzca olta atar, yakalanan ilginç şeylere gülerlerdi.

Köprübaşı her iki yaka için de kullanılan bir deyimdi. Randevulaşmak için kullanılırdı.

Köprüler her zaman ilgimi çekmiştir. Bochina’da eski bir roma köprüsü vardı. Polonyalı askerlerin ve Alman tanklarının geçişine şahitlik ettiği anlatılırdı. Birkaç kez yıkılmak istendiği, başarılamadığı anlatılırdı.

Köprüler iki yaka arasında gidip gelenlerin tarihine şahitlik eden sessiz tanıklardır.  Bu nedenle de onlara büyük saygı duyar, taşlarını sevgi ve minnet ile okşarım.

***

Eskiden insanlara iyilik yapmak isteyenler kimine yol, kimine köprü, kimine okul ve hastane, imaret, cami, hamam yaparlardı. Avrupa’yı ve balkanları dolaşırken ata mirası pek çok eski eserle karşılaşmamızın nedeni budur.

“Köprünün altından çok sular aktı…” deyimi dilimize yerleşmiş, olan olayların eskilerde kaldığının bir ifadesidir. Dün, iyilik yaptığımız insanların bugün düşmanımız olması; geçmişte yardımlaşanların birbirine ihanet etmesini çok güzel tanımlar.

Savaşlar geride kaldı, bundan sonra ülkelerin haritası değişmez, kimse birbirini yok etmeye çalışmaz diyenler bugün ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını görüyorlar.

Oysa bu yüz yıl, “Dünyanın ölmeye başladığı” yüz yıllardan birisi.

Sadece ölen dünya değil elbette… İnsan aklı da ölüyor. Bir yanda susuzluk ve kuraklık, öte yanda düne göre her şeyin giderek az bulunur olduğu, açlık ve sefaletin habercisi olan belirtiler son derece düşündürücü. Yanlış tarım uygulamaları, dışa bağımlılık, öz kaynakları ihmal etmek, zengin ve verimli arazileri yabancılara tahsis etmek, ülke nüfusunu doyurma zorluğu çekerken akıllı bir göçmen politikası izleyememek ülkelerde sağlık ve yaşam sorunlarını ortaya çıkarıyor.

Azalan ekmek, su ve iş kaynakları ile insanlar üretici ve koruyucu değil, tüketici olmaya devam ediyorlar.  Bugün haberlere yansımayan, sadece yönlendirilmiş bilgiler ile doldurulmuş ajans bültenleri ile yetinen bir toplum durumundayız. Oysa gerçekler hiç te bize yansıtıldığı gibi değil.

***

Aklımızın almadığı çeşitli oyunlar sergilenirken ekonomik boyutlar dışında yaşamsal alanlarda önem kazandı. Ukrayna’nın içine düştüğü çaresizlik bir kahramanlık öyküsüne dönüşmeye başlarken bana Hitler döneminde Polonyalıların direnişini ve sokak savaşlarını hatırlattı.  Oysa burada ayni bölgenin insanlarının birbirleri ile savaştığını görmek insanlığın geleceği bakımından düşündürücü.

Rusya’nın dağılmasından sonra benzeri pek çok sorunla karşılaşıldı. Kimisi savaş, kimisi barış yolu ile yeniden geri kazanıldı. Uluslararası güçler, nasıl birleşik Avrupa hayali kuruyorsa; karşılarındaki bir gurupta birleşik ve eski gücüne sahip bir Rusya istiyor.

Savaş; sokakta kazanıldığında adı cinayet, masada kazanıldığında zafer olarak nitelenebilir.

O nedenle müzakere etmeden böyle bir kararı vermek, her iki taraf içinde kayıplar ve acılar demek oluyor. Doğu ve batının farklı devlet ve yaşam anlayışları karşı karşıya getirildiği zaman sonuç hiçte beklenildiği gibi olmuyor. Zaten ayrı yaşamaya alışmış kişi ve toplumların. Geleceği kurmak için bir araya gelmelerini beklemek abesle iştigal olacaktır.

Burada iş, liderlere düşüyor.

Daha fazla zayiat verilmeden askerlerin evlerine, politikacıların masa başına dönmelerine yönelik çağrılar yapılması gerekiyor.

Yoksa fatura yine insanlığa; medeniyete ve ölmekte olan dünyanın geleceğine çıkacaktır.

Haklılıktan çok doğruluk ve kavgadan çok barışın kavramları üzerinde durulmalıdır.

Gelecekte suyunu seyredeceğimiz huzurlu köprüler bulmak dileği ile…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.