KENAR MAHALLELER GERÇEĞİ

ABONE OL
11:57 - 15/01/2023 11:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Tüm dünyada genelde kentlerin özellikle de büyük kentlerin kıyı bölgelerinde düzensiz ve çoğunlukla da kaçak olan yapılanmalar vardır.

Bu bölgeler, kenar mahalleler genelde hep “göç” hareketleriyle ve yoksullukla iç içedir ve yaşanılan sorunlar oldukça büyüktür.

Kenar mahalleler gerçeği ve kenar mahallelerin yapısının tüm toplumu etkileri:

Kentler, eski ya da yeni kentler hep bir farklılıklar gösterir.

Yıllardır gele gelmiş ve pek de bir yenileşmeye uğramamış olan eski mahallelerde iyice “kıyıda kalmış” kenar bölümler de vardır.

Kenar denildiği zaman anladığımız ise oralara dışarıdan birilerinin gelip, dolaşması pek alışılmış olmayandır.

Kenar mahalle, gecekondu mahallesi, varoşlar… kentin merkezinden “uzaktaki” bölgelerdir.

Varoş kent ve kasabanın dışında kalmış olan mahalledir. (Macarca’dan gelmektedir)

Kenar mahallelerin yaşayanları kendi içlerinde yeni kurallar, yeni düzenler kurmuşlardır.

Kendi içlerinde kendilerine göre bir basamaklama, bir düzen, bir yaşam biçimi, bir hiyerarşi vardır.

İç içe geçmiş örgütleri, çeteleri, grupları oluşmuştur zamanla…

Okumuşluk düzeyi, gelir düzeyi, çağdaşlık düzeyi oldukça geride kalmıştır.

Ana sorunların çok yönlü ve çok boyutlu olduğu bir yapılaşmanın içindedir “kenar” mahalle.

Yapıların bakımsızlığı, eskiliği ve yıpranmışlığı ile en yoksul kesimlerin yerleşkesi olmuştur.

Ana sorun barınma, başını sokacak bir yer bulmak iken diğer paralel sorun ise işsizlik, düzenli iş bulamamaktır.

Suça eğilim ve yasa dışılığa itilmişlikler özellikler genç işsizlerde çok yoğundur.

Kendi içlerinde sıkı bir dayanışma ve kardeşlik duygusunu yaşarken ayni zamanda da karşılıklı bir çekişme ve rekabet duygusunu da yaşarlar.

Kenar mahalle kendi içinde bir dünya olmuştur zamanla..

Kentin, modern yeni kent merkezlerinin çok uzağında ve dışında kalmıştır.

Bazı kenar mahalleler eskiden kalmış, ayakta durmaya çalışan mahalleler iken bazı yerlerde ise özellikle iç göç nedeni ile oluşmuş yeni kenar mahalleler, gecekondular ortaya çıkmıştır.

Kenar mahalle insanlarının birçoğundan sabah erkenden kente inip, bulabildikleri işlerde çalışıp akşam evlerine dönen bir kitle oluşturmuştur.

Bazıları ise kendi mahallelerinin içinde kıyısında bazı gelir alanları oluşturmaya çalışmaktadır.

Örneğin kentlerin sokaklarında topladıkları çöpleri getirip, yığdıkları ve ayrıştırdıkları alanlar ile geçim kaynağı sağlayanlar olmuştur.

Kenar mahalle içi dayanışma ve iç destek yıllar içerisinde kendilerince ayrı bir ortak kültür oluşturur.

Onların dansları, eğlenceleri, müzikleri, gelenekleri, töreleri, giyim tarzları, zevkleri… ortaya çıkar.

Kenar mahalle insanı devamlı bir savaş, bir mücadele içerisindedir.

Yaşam kavgası başka mahalle türlerine, köylere benzemez.

Kendi içlerinde karşılıklı bir beğendirme, bir tür kabul ettirme, üstün olma, ispat etme, güçlü durma… gibi ruhsal yapılar geliştirmişlerdir.

En iyi arkadaşlıklar, en iyi dayanışma onlara göre hep “kendilerinde”dir.

Okumak, okullu olmak ve iyi meslekler öğrenmek için ne olanakları olmuştur, ne de zamanları…

Aileden gelen, yukarıdan aşağıya gelen bir “kaderi” yaşarlar sanki.

Onların haklar, özgürlükler, çağdaşlık, demokrasi, bilim, aydınlık, yurttaş olma, evrensel kültür… gibi konularla işleri yoktur.

Esas iş ayakta kalmaktır, yaşayabilmektir, yıkılmamaktır, ezilmemektir, aç kalmamaktır, açıkta kalmamaktır.

Devlete güvenmek, yetkililere güvenmek isteseler bile onların dertlerini, sorunlarını dinleyecekleri bulabilecekleri kimseler yok gibidir.

Sorunlarını devlet katlarına iletecek ve izleyecek, haklarını savunabilecek kimseleri de yok gibidir.

Seçim zamanı geldiğinde siyasi partiler kenar mahalleleri akıllarına getirir ve oralardan oy toplama amacıyla gelip, gitmeye, sözler vermeye başlar.

Bu bölgelerde yapılması planlanan kentsel dönüşüm projesi sözü verirler.

Seçim gelip, geçtiğinde ise durum yine eskisi gibi devam eder…

Modern kentlerin yeni tasarlanmış olanların bazılarında ise kenarda daha çok işçi sınıfının oturacağı az maliyetli siteler tasarlanmış olabilir.

Daha çok büyük bir planlamaya bağlı olmayan bu yerlerde zamanla çarpık yapılaşma devam etmiş ve göç dalgalarıyla buralara savrulan insanlara mesken olmuştur.

Yeni genç kenar mahalleler de yine ilk günden ucuz yaşam kalitesi ve büyük sorunlarla boğuşan insanlarla dolmaya başlamıştır.

Buralara gelip yerleşmek isteyenler yeni kümeler, yeni birliktelikler oluşturmaya başlamıştır.

Birbirlerini izleyip büyük kentlere gelen yeni göçenler de zamanla o kenar mahalleye ve onun kavgalarına alışmaya başlamışlardır.

Denetimsiz ve imar yasalarına uyulmayan kaçak yapılardan oluşmuş yeni tip kenar mahalleler de zamanla genişlemeye devam etmiştir.

Kenar mahallelerin kendilerince ortak sorunlarının içinde sağlık sorunları, ulaşım, eğitim sorunları, alt yapı sorunları en başta gelmektedir.

Binaların yapısı hiçbir zaman en istenilene uygun olmamıştır.

Bu kenar mahalle türlerine ve oralarda yaşayan insanlar, onların tüm bu ortak sorunlarına zamanla çok daha başka, hiç de beklemedikleri “eklemeler” yeni katılanlar gelmektedir.

Ülkenin her bir yanından gelen “iç göçe” ek olarak “sınır ötesinden” gelen düzensiz, denetimsiz, “kayıt dışı göç” dalgaları kenar mahalleleri etkilemektedir.

Dışarıdan gelen o göçmenler de ayni nedenlerden dolayı, ayakta kalmak için bir kenar mahalle bulup, onun içinde yer alma kavgasını vermektedirler.

Böylece kenar mahallelerin zaten var olan kısır döngüsünün üzerine yeni katmanlar, yeni yükler gelmiş olmaktadır.

Evet bir devletin en önemli hedefleri neler var ise bunların içerisinde kalkınmakçağdaş ve uygar bir toplum olmak da var olmalıdır, değil mi?

Devlet, belediyeler, kamusal kurumlar devletin yükümlülükleri gereği toplumun her kesimine hizmet götürmek ve sorunların çözümüne eşit bir yaklaşımla eğilmeleri gerekmektedir.

Ülke nüfusunun, yani toplumun ana yapısının her yönü ile bakıldığında sağlıklı bir işlerlik kazanıyor olması gerekir.

Denetimsiz ve kaçak ilticacılar ile kenar mahallelerin yükü çok daha artmakta ve yeni kurtarılmış bölgeler oluşmaktadır.

Suça itilme oranı ve suçun çeşitliliği, devletin oralara erişememesi ile kenar mahalleler tüm toplum için ileride patlayacak birer bomba gibi zamanla tehlikeli hal alacaktır.

Görmemezlikten gelmek, duymamak, bilmiyor olmak, oralara bakmamak… ile yalnızca sorunla geriye itilmekte ve çözülememektedir.

Peki, ne olacak, bu hep böyle mi devam edecek?

Bu soruları ben, sen değil, esas sorumlu olanlar, görevli ve yükümlü olanlar, seçilmişler kendilerine ön görmeli ve üzerine gitmelidir.

Bir de toplumsal sorumluluk ve politik duyarlılık sahibi olan, olması gereken kuruluşlar, kayıtlı siyasi partilerkitle örgütleri bu büyük sorunun üzerine gidebilmelidir.

Her gün yeni, yeni “yapay” ve anlamsız, boş gündemlerle uğraşmak yerine ülkenin ve tüm toplumun “yararına” olması gereken çözümlere gidilmelidir.

Kenar mahalleler gittikçe artmakta, büyümekte ve çok daha sorunlu duruma gelmektedirler.

Öyle bir olgu yaşanmaktadır ki kentin merkezinde olup da yıllar içerisinde bakımsız ve terk edilmiş duruma düşmüş mahalleler bile zaman içerisinde bir “kenar mahalle” olmuştur.

Gazetelerden okunduğu gibi bu tür mahalleler gittikçe artan bir iç ya da dış “göç” almaktadır ve kendi başlarına bir tür sorunlar yumağı oluşturmaktadır.

Bu yapılanmaları dile getirmekle “duyarlılık taşıyan” insanlarımıza, aydınlara, okuryazarlara da bir küçük işaret vermek istedim.

Belki bu konu üzerinde eleştirel düşünebilenler çıkar.

Çağdaş ve uygar bir refah toplumu olabilmek hiç de kolay değildir, nerede ise gittikçe de gerçekleşemeyecek gibi gözükmektedir.

Umut etmek ne denli iyi ve gerekli ise ayni zamanda sorunları zamanında ve kökten çözebilmek istemek, bunun için emek harcamak da kesinlikle gereklidir.

Doğru, “zaman” nasıl olsa akıp gidiyor, hoş güzel, tatlı, renkli ve de şirin “konu“cuklarla günümüzü geçiriyoruz… çok da mutluyuz…

Ama, hiç beklemediğimiz bir anda ve bir yerlerde bir toplumsal patlama ile karşılaşıldığında bu herkesi etkileyecektir.

Evet, “inşallah olmaz” diyerek hemen kıyısından, kenarından kaçabiliriz…

Belki birazcık daha eleştirel ve sorgusal düşünebilsek ve gerçeklerden kaçmadan görebilsek, kendimiz birilerine kaptırmadan, özgür irademize sahip çıkabilsek ve gelişmeleri izleyip, kavrayabilsek..

Huzur dolu, sağlıklı ve eşitlikçi, adil bir topluma kavuşabilmek umudu ile…

Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 15.01.2023

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.