0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mahalle hocasının bir oğlu varmış, yalan; dolan, içki; kumar ne ararsan her şey mevcutmuş.

Hoca efendi ne kadar oğlum yapma; etme dese de oğlu oralı olmazmış. Oralı olmadığı gibi babasının imtiyazını kullanır, etrafına gençleri toplar, onları da içki; kumar, yalan; dolana teşvik edermiş.

Mahallenin ileri gelenleri bir gün toplanmış, hoca efendiye şikâyete gitmişler. ” Hoca Efendi bilirsin seni severiz” fakat bu oğluna bir çare bulman gerekiyor, çocuklarımıza kötü örnek oluyor, yalan desen bizim çocuklarda, hırsızlık desen bizim çocuklarda, senden ricamız oğlun ile konuş!! bizim çocuklardan ellini çeksin, senin hatırına bir şey demedik fakat bundan sonra bu böyle gitmeyecek deyip bir uyarı yapmışlar.

Hoca çaresiz oğlunu yanına çağırır ve mahallelinin söylediğini bire; bir aynen anlatır.

Bak oğlum şayet bu huylarından vazgeçmezsen, ya ben tayinimi isteyip başka mir yere gideceği, ya da istifa edeceğim demiş. Oğlan durup dinleyip düşünmüş, baba sen ne istifa et ne de tayinini iste. Yalınız senden bir ricam var? Bir gün beraber içelim bu son olsun

Söz bundan sonra sözünden çıkmayacağım demiş.

Hoca nasıl olur oğlum dese de teklifi kabul etmiş. Oğlu rakıyı içecekleri gün mangalı yakmış, kavunu kesmiş, beyaz peyniri yeşilliği sofraya indirmiş, rakıyı açmış, hadi şerefe babacığım deyip başlamışlar içmeye. Bir, iki, üç kadeh derken hoca efendi çakır keyif olmuş.

Rakının sonu gelirken oğul başlamış anlatmaya, söz babacığım!  Bundan sonra ne hırsızlık ne yalan ne de rakı içeceğim, etrafımdakileri de iyiliğe teşvik edeceğim deyince hoca efendi öne atılıp, bak oğlum hırsızlık; yalan ve diğer kötü alışkanlıklarını terk et, fakat rakıya gelince istersen kavun mevsimi geçene kadar onu erteleyebilirsin demiş.

Bilindiği gibi Dünya çapında salgın hastalıktan dolayı birçok ülkede sıkı kısıtlamalar getirildi.

Avrupa ülkeleri özelikle büyük firmalara teşvikler yağdırırken, sağlık çalışanlarına ve çalışmaya mecbur olan aileler yine uyduruktan teşviklerle es geçiliyor.

Almanya için okulları kapatırsak ekonomimiz yara alır deniyor, Türkiye’de ise durum pek farklı değil.

Hoca misali “hele durun şu kavun mevsimi geçsin ondan sonra düşünürüz” diyor ülke politikacıları.

Onların derdi para, yoksa toplum sağlığını düşünecek durumda değiller.