KARŞIMIZA ÇIKAN HABERLER NE İSTİYOR?

ABONE OL
14:00 - 02/03/2022 14:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“Bir saatlik ücret ile Almanya’da şunları alabilirsiniz” diye yapılan bazı TV haberleri sizleri mutlu ediyor mu?

Yaklaşımları ve içerikleri ile halkı nasıl etkilemek istiyorlar?

Türkiye ile Almanya’yı karşılaştırmak istemeyebilirsiniz, bu sizin hakkınızdır.

Ama hiç incelemeden, araştırmadan ve sadece kulaktan dolma sözlerle, onun bunun anlattıkları ile Almanya’yı karşılaştırmak hiç de doğru değildir.

Verilen “satın alma” fiyatları “hangi işletmenin, hangi mağazanın, hangi ürününe” aittir?

Diğer mağaza kategorilerinde ürünler ve fiyatları ne kadardır?

Bunları “tarihleri” ile belirtmeden fiyat söylemek hiç de “doğru değildir” kandırmacadır.

Burada halkı kandırmak, kışkırtmak ve de insanların kendilerini değersizleştirmesine ne neden olmak çok “yanlış” ve de sakıncalıdır.

Almanya’da alınan ücretler ve aylıklar iş koluna, mesleğe ve işçinin, memurun eğitim düzeyine ve o daldaki harcadığı emek yıllarına, sosyal durumuna ve verdiği vergiye bağlıdır.

Asgari ücretin 12.- EURO olduğunu baz alarak “satın alma gücünü” göstermeğe kalkmak çok göreceli olur ve birilerini kandırmağa çalışmak olur.

Neyi nereden ve hangi marka ile aldığınızı ispatlamadan bir iddiada bulunmak sadece bir boş haber olur ve de yarardan çok zarar getirir.

Türkiye’yi ve halkını temelde “değersiz göstermek” ne işe yarar?

Buradaki insanların kafalarına “siz değersizsiniz, size değer verilmiyor” düşüncesini yerleştirmek istemek çok yanlış ve tehlikelidir.

İnsanların öz güvenleri, yurttaşlık bilinci ve olayları eleştirel analitik bakmalarını, incelemelerini engeller.

İki sözcük ile bir sonuç ortaya koymak çok ucuz ve çok da popülist bir tutumdur.

Bir de bunu sözde muhalif olduğunu belirten basın ve TV sözcüleri bile yapıyor.

Peki karşılaştırmaları neden “hep satın alma” üzerinden yapıyorlar?

Zamlar ve fiyatlardaki orantısızlıklar enflasyona bağlıdır.

Bunu artık herkes çok iyi bilmektedir.

Enflasyon, pahalılık, zamlar temelde bir ekonomik yönetim ve denetimsizlik yanlışlıklarından kaynaklanmakta değil midir?

Yanlışlıkların bilerek ya da bilmeyerek yapılması ve tüm bunlar olurken görevlilerin, yöneticilerin, kurumların denetlenememesi, onlardan hesap sorulamaması ise “hukuk devletinin işletilmemesi ile doğrudan ilişkilidir.

İlle de bir şeyleri karşılaştırmak, çağdaş ve kalkınmış, ekonomik durumu iyi olan ülkelerden örnekler vermek istiyor iseniz başka ve “gerçekçi, doğru yolları, yöntemleri” seçiniz.

Sıradan yurttaşlar “zaten anlamaz, düşünemez, bilemez” diyerek onların doğrudan duygularına, öfkelerine yönelik ucuz haberler yaparak, zihinleri iyice karıştırmak hiç de yararlı değildir ve de yanlıştır.

Çağdaş ülkelerin “demokratik yapılarının nasıl işlediğini”, hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrımını, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu, bağımsız denetleme ve bağımsız yargılama kurumlarını… anlatın.

Kalkınmış ülkelerde bunların “nasıl işlediğini anlatın” ki yolsuzlukla, rüşvetle, adam kayırma ile, kara para ile, hısım-dost ilişkileri ile, yasa dışılıklarla… nasıl mücadele edilebildiğini, edilmesi gerektiğini anlatın, gösterin, belgeleyin ki sizin insanlarınız da burada çok daha iyi bir düzen, çok daha iyi bir toplum ve gelecek düşünebilsinler.

Hele bir de okullara gitmiş, okumuş, diplomalar edinmiş, önemli mevkilerde görev almış ve de kendilerini “cahil” saymayan kocaman bir kitle var ki “onlar bile” eleştirmeden, sorgulamadan, araştırmadan, üzerinde hiç düşünmeden “böylesine ucuz ve yanıltıcı” haberlere inanıp, onlar üzerine sohbetlerini sürdürebiliyorlar.

Yazıktır, gerçekten yazıktır…

Bize de yazıktır, bu ülkeye de insanlara da yazıktır…

Her şeyden önce akla, bilime ve ilime, çağdaşlığa önem verip, inceleyerek, araştırarak, sorgulayarak düşünmeliyiz ve de ona göre fikir üretmeliyiz.

Tek, tek her bir yurttaş, insan önemlidir.

Çalışmak, emek harcamak, üretmek, refah toplumu istemek, gelecek güzel günler istemek çok doğrudur ve de olmalıdır.

Ama tüm bunları isterken de kendimizi yanlış algı yönetimlerinden, sapmalardan, kandırmalardan, boşluğa itilmekten korumalıyız.

Umutsuzluğa ve öfkeye kapıldığımızda ise arayacağımız yol ve önder boş haberlerde, değersiz konuşmacılarda değildir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü inceleyin, onun sözlerine, başarılarına, ortaya koyduğu fikirleri, gösterdiği hedefleri ve kurduğu devletin çağdaş bir kalkınan ülke olabilmesi için yapılan girişimler, fabrikalar, yollar ve tüm gerçekleştirdiği başarılı projeler… gelmelidir karşımıza.

“Türk öğün çalış” sözünün anlamını çok iyi araştırıp, kavramalıyız ki hem bugünler için hem de gelecek için güçlü olabilelim.

Öğretmen Gönen Çıbıkcı,

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.