KARA, HAVA, DENİZDE ÖLÜMLER

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Ortadoğu, Kuzey Afrika, Afganistan’da yer altı, yer üstü zenginliklerini ele geçirmek için dini, milli değerler üzerinden çatışmaları körükleyen küresel sermaye demokrasi şarlatanlığı ile askeri işgaller gerçekleştirerek üstler kurdular.  Ülkeleri Halaç pamuğu gibi atarak milyonlarca insanı katlettiler. Davetsiz olarak geldikleri ülkelerde taş üstünde taş, omuz üstünde baş koymayan caniler ülkelerden can havli ile kaçanlara insani yardım yapmamak için kapılarını kapatarak yaşam ve barınma alanı bulamasınlar istiyorlar.

Suriye’nin bir bölgesinde Rusya, diğer bölgesinde ABD hava üstlerini uçuşa kapatıyorlar. Üstler kuruyorlar. Suriye üzerinde hak iddia ediyorlar. Bu yetkileri nereden, nasıl alarak kendisini hak sahibi ilan ediyor?  Suriye halklarının kendi sorunu olan meselelere ülkeler neden müdahil oluyor?  Ulus, milliyet, din, mezhep, aşiret… Olarak ayrıştırdıkları insanlar,  varil bombaları, kimyasal silahlar, tank, top… ile yerle bir edilen  yaşam ve barınma alanlarından kaçan insanlara kendi ülke kapılarını kapayarak duvar örülüyor.

Hani, Suriyeli sığınmacılar misafirdi. Asla ve katta bir yere göndermeyecektik.

Hani, Dindaşlarımızdı.

Hani, Komşularımızdılar.

Hani, aynı coğrafyanın insanlarıydılar.

Hani, Bizim diğer ülkelerden farkımız Türk olmaktı.

Hani, kimsesizlerin güvencesiydik.

Hani, vicdanlarımız vardı.

Hani insani sorumluluğumuz vardı.

Hani,

Hani

Hani…

Sınır boylarında dikenli tellere takılan duygular. Irmakların, denizlerin soğuk sularına “ölüme atlayan” çocuklar, yaşlılar, gençler…

İnsanlık, yollara dökülmüş, tarlalara, ormanlara, dağlara dağılmış. Ne yapacaklarını, nereye gideceklerini bilmeyen ölüm ile yaşam arasında umut yolcuları…

Bugün, Avrupa’yı kurtuluş olarak görüp yarın yürekleri yanarak memleket hasreti çekecekler. Umduklarını bulamayacaklar.

Her ne olursa olsun, çocukluluklarını, evlerini, bahçelerini, tarlalarını, tanıdıklarını, akrabalarını… Zorunlu olarak geride bırakıp gittikleri vatan hasreti ile yanıp tutuşacaklar.

Sahil kenarlarında yaşlı, çocuk… Onlarca insanın botlara binerek “ölüme yollanmasına” seyirci kalmak insani olur mu?

Birçok insan Türkiye’de zorunlu olarak yaşayan göçmenlerin “ölüm yolculuğuna” çıkışlarını alkışlıyorlar. Türkiye’yi terk ettikleri için seviniyorlar.

Bu sözler nerede kaldı?

AKP’li Tarım Bakanı Fakıbaba: Üçbuçuk milyon Suriyeli misafirimizi isteseler de göndermeyiz

Erdoğan:  Sizleri burada misafir etmenin memnuniyeti sevinci ve haklı gururu içerisindeyiz. Sizleri muhacir oldunuz. Mecburiyet içerisinde yurtlarınızı terk ettiniz. Bizler de ensar olduk sizin için tüm imkânlarımızı seferber ettik. Kim ne derse desin sizler bize asla yük değilsiniz.

Her ne olursa olsun canlıların kendi doğaları içinde yaşamı savunmak, farklılıklarımıza hoşgörü göstererek birlikte yaşamak insan olmanın gereğidir.

Hadi hayırlısı…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.