KANAL İSTANBUL YA DA BİNDİK BİR ALÂMETE

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu işin uzmanları Kanal İstanbul Projesi’nin Batı İstanbul Adası diye bir ada yaratacağını söylüyorlar.

Ortaya çıkacak bu adada 8-9 milyon nüfusun yaşadığını, km2’ye 5000 kişi düştüğünü, bunun dünyanın en yüksek yoğunluklarından biri olduğunu da ekliyorlar söylediklerine.

Herhangi bir büyük bir felaket, deprem gibi, nükleer kaza gibi, vs. olduğunda bu adanın nasıl boşaltılacağını soruyorlar.

Bu adayı bir ada devletçiği olarak da gören uzmanlar bu devletçiğin köprülerle anakaraya bağlanacağını, bir savaş durumunda ortada köprü falan kalmayacağını, bu durumda Trakya’nın savunulmasının olanaksızlığına işaret ediyorlar. Bu projenin sahiplerinin bu konularda tek planlarının olmadığını da ileri sürüyorlar.

Hani dilimizde bir deyimdir; „Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü? “;

torbadan çıkarılan bu proje nemenem bir şeydir peki?

Boğazdan bu kadar çok tanker geçmesin diye olabilir mi?

İyi de istatistikler boğazdan geçen tanker sayısının artmadığını, tam tersi azaldığını söylüyorlarmış uzmanlara göre.

Projenin nedeni boğazdan geçen tanker sayısı değilmiş.

Çünkü; Karadeniz’deki tanker yükü azalsın diye Bakü-Tiflis-Ceyhan diye bir boru hattı yapılmış. Bu boru hattının amacı zaten Karadeniz’in ve Boğazların rahatlatılmasıymış ve amacına ulaşmış.

Türkiye 3 defa ciddi tanker kazası görmüş bugüne değin.

Bu kazalardan sonra önlemler sürekli arttırılmış.

Boğazlar; şu anda, dünyada kullanılan en ileri teknoloji ve uygulamalarla gemi geçişinin olduğu yerlermiş zaten.

Samsun-Ceyhan diye bir boru hattı projesi daha varmış. Bu proje yaşama geçtiğinde boğazlardan geçecek tanker sayısı iyice azalacakmış.

Samsun-Ceyhan Boru Hattı, Kanal İstanbul’dan çok daha ucuza mal olacak, yapımı çok daha kolay bir projeymiş.

Peki; neden öncelik bu projeye verilmez de Kanal İstanbul’a verilir?

Neden önce Samsun-Ceyhan boru hattı yapılmaz?

Bende yanıtı yok bu soruların.

Ya sizde?

Montrö Antlaşması, Çanakkale ve İstanbul Boğazı ile Karadeniz’i konu alan bir antlaşmadır. Montrö’nün esas amacı Karadeniz’in güvenliğidir.

Montrö olmasa, Karadeniz’de, en az, çeşitli ülkelerin 50-60 savaş gemisi salınırlardı.
Montrö Antlaşması’na göre; hiçbir uçak gemisi, hiçbir denizaltı Karadeniz’e çıkamıyor, hiçbir gemi 21 günden fazla Karadeniz’de kalamıyor.

Montrö Antlaşması bizim Karadeniz’deki güvenliğimizdir.

Bu kısıtlamalar nedeniyle emperyalist tüm güçler bu antlaşmadan nefret ederler.

Bu emperyalist güçlerin en tehlikelisi okyanus ötesindeki birleşik bilmem ne devletleridir.

Bizde, memleket dahilinde iktidarda bulunan siyasî erk; şahsî menfaatini bu birleşik bilmem ne devletlerinin siyasî emelleriyle tevhit ettiği için olmasın bu Kanal İstanbul projesi?

Bu kanalın hiçbir gemi tarafından yeğlenmemesi için önemi gerekçelerden biri de transit sayılma süresiymiş uzmanlara göre.

Eskiden 2 gün olan transit sayılma süresi şimdi 7 güne çıkarılmış.

Bu süre içinde boğazlardan geçen gemiler hiçbir ücret ve vergi ödemiyorlarmış.

E; bunlar, akıllarını peynir ekmekle yemedilerse eğer, neden kanaldan geçsinler?

Bu kanaldan geçiş neresinden baksan tehlike yüklü diyorlar uzmanlar.

„ Diyelim ki; “diyorlar, „Geminin içinde bir kaza oldu, tanker suyun ortasında kendi kendine patladı. Kanal, boğazdan daha dar olduğu için kıyıdakilerin göreceği zarar riski de yine daha fazla olacak.”

Bu uzmanlar da çok oluyorlar hani!

Yav; siz işinize baksanıza!

Bunlara kalsa; dünyanın hiçbir yerinde doğal ve işleyen bir boğaz varken, yerine seçenek olarak yapılan yeni bir kanal yokmuş.

Dünyadan tek örnek gösterilemiyormuş.

Durum bu olunca gel de sorma!

Bu proje; gerçekten akıl kârı mıdır?

Yapılabilir mi?

Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı!

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

E be Badem; Allah akıl fikir dağıtırken sen dere kenarında çakıl taşı mı topluyordun?

Ne akıldan ne de fikirden nasibini almışsın.

Yazık!

Sana değil ha! Ülkeye…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.